az

entry125 galeri4 video1
    94.
  1. Alkmaar diye devam eden bir takim ismi.
    0 ...
  2. 93.
  3. hakan günday'ın kitabı. arka kapak.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/672354/+

    bu gibi yazarlar desteklenmeli. kinyas ve kayra'yı okudum okurken ne biliyim tuhaf oldum buna edebiyatta yeraltı diyoruz ama cidden farklı bir tarza sahip hakan günday.
    1 ...
  4. 92.
  5. 1 gunde bitirdigim hakan gunday kitabi. Ozellikle birinci bolum sizi sizden alabilir. Elinizden birakmak istemeyeceginiz turden bir kitap. Oguz ataya olan sevginiz de katlaniyor epey
    0 ...
  6. 91.
  7. AZ

    kor kayalarda az aşka dönük yunus balıkları
    az bir jet uçağı az üçgen
    uzakta kentin ışıkları bir baca koca bir vapur
    ölüm yok mu az ilerde iki haydut
    azı sevmek mum ışığında az bulut gökyüzü
    bir deniz köpükleriyle ormanda bülbüller
    soyunuk eller öpüşür yataklarda yan yana
    az öğle güneşi yaban arısı sis dörtgeni

    (bkz: Ercüment UÇARI)
    0 ...
  8. 90.
  9. hakan günday'ın az romanı dışında piç ve azil kitaplarını okudum ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki hakan günday'ın okuduğum kitapları arasında en iyisi az romanı nedeni ise tam benim sevdiğim tarzda bir kitap olması.ben kesişen hayatları anlatan kitapları çok severim ve az'da tam böyle bir kitap kesişen hayatlarla insanı hayrete düşüren zaman zaman "yok artık" dedirt ve oldukça sürükleyici bir roman.ben gerçekten çok beğendim.

    4/5
    0 ...
  10. 89.
  11. derda ve derdâ'nın birbirlerine duyduğu aşkın, tarif edilme şeklidir.

    --spoiler--

    sen de fark ettin mi? Az, dediğin, küçücük bir kelime. sadece a ve z. sadece iki harf. ama aralarında koca bir alfabe var. o alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. biri başlangıç, diğeri son. ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. yan yana gelip de birlikte okunmak için. aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. senin ve benim gibi.
    bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. belki de az, hayat ve ölüm kadardır! belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. belki de az, her şey demektir. ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir...

    --spoiler--
    5 ...
  12. 88.
  13. enzim isimlendirmede enzimlerin sonuna gelen ektir. dekarboksilaz, amilaz, oksidaz gibi.
    1 ...
  14. 87.
  15. cogu bulmak icin kanaat edilmesi gereken miktar.
    0 ...
  16. 86.
  17. Hakan Günday'ın en son romanı olan "Az" !f & Sundance Senaryo Lab'in 2013 projelerinden birisi oldu. Filmle uyarlandığında da aynı tadı almamız dileğiyle.

    Not; Kitabı okumayan arkadaşlar kesinlikle okumadan filmi izlemeyin çok şey kaçırırsınız.
    http://www.sabah.com.tr/S...13-yetenekleri-belli-oldu
    0 ...
  18. 85.
  19. hakan günday'ın en kötü kitabı. ilk çıktığı zamanlarda okumuştum büyük bir hevesle ama kitap her aklıma geldiğinde canım sıkılıyor, çünkü büyük bir hayal kırıklığıydı benim için. fazla bir şey söylemeye gerek yok aslında. kitabın güzel yönlerinden, olmuş taraflarından bahsetmeye kalksak daha kolay olurdu. flash tvde yayınlanan gerçek kesit dizisi tadında bir kitap ki en üzücü yanı yazarının hakan günday olması.
    1 ...
  20. 84.
  21. Antalya/meltem

    Belki denk gelmişsinizdir Hakan Günday'la tanışma fırsatı bulmuştum onunla bu kitap üzerinde çok konuştuk diğerleri içinde öyle, ama bu kitabın çok başka yeri var benim için, günday için ve sizin için Oğuz Türkleriyiz biz.

    Bunu diyorum çünkü derda elindeki kitabın yazarını ilk söylediğimde tüylerim diken diken oldu, gözümden yaş geldi. ilk defa babama kızdım, hatta dedeme, ondan daha öncesine, biraz da tanrıya. Oğuz Atay'la aynı dönemde dünyaya gelmediğim/gelemediğim için.

    Az olsun bu kitap beni rahatlattı, o döneme götürdü. işte bu yüzden senin yerin çok az evet çok az oğuz atayı hissedebildiğim kadar az. Şuan gözümden sulanmışsa, yazdığın kelimeler gözyaşı kütlelerini tutamayıp akıp gidiyorsa olmuştur sen yaptın günday. Bana dediğin gibi Günday ''uykusuzluğa evlat uykusuzluğa, onsuzluğa içelim'' bende diyorum oğuzsuzluğa okuyalım hep okuyalım.

    Seni asla unutmayacağız Oğuz Atay... Okuyucuların burada peki ya sen neredesin?

    Konuyla ilgili diğer yazılarım,
    http://www.uludagsozluk.com/e/19031157/
    http://www.uludagsozluk.com/e/18949581/
    http://www.uludagsozluk.com/e/18885243/
    http://www.uludagsozluk.com/e/18856524/
    0 ...
  22. 83.
  23. -seni az seviyorum
    -ben seni daha az

    der hakan günday kitabın sonlarına doğru. yer altı edebiyatı dedikleri kadar var . ilk bölümü her bünyede psikolojik kramplar doğurabilir. aldığına alacağına okuyup okuyacağına pişman eder insanı. okumaya yeni başlamış biri için okumadan dahi soğutabilir. tavsiye edilmez. ama ikinci kısmı su gibi akıp gidiyor. daha kolay sindirilebilir bi anlatım. hayatın gerçekleri... mezar temizleyicisi küçük bir çocuk.
    0 ...
  24. 82.
  25. kinyas ve kayra dan sonra okuduğum ikinci hakan günday romanı olup,
    ayraç kullanmadan okudum neredeyse. iki part halinde. inanılmaz akıcı ve insanın böğrüne böğrüne oturuyor.
    kadına şiddet. islamda kadına şiddet. doğu'da kadına şiddet. duygusal şiddet. fiziksel şiddet. cinsel şiddet.
    Hakan Günday gibi bir yazarın bu klişe üzerinde yürümesi can sıkıcı oldu başlarda. Sonra kitap aktıkça, tesadüfler geliştikçe, karakterler değiştikçe "vay amına koyayım" dedim. sonra elimden bırakamadım zaten.

    bir önceki entrye katılarak, tasvirlerin gereğinden fazla detaylı olmasını doğru bulmadım. 11 yaşında kızın uğradığı cinsel taciz, steven'ın evinde olanlar, derda'nın annesini parçalaması... o kadar gerçekçi anlatılmış ki midem kaldırmadı neredeyse. fakat hakan günday bu. yeri gelince cümleler tokat etkisiyle fiziksel bir acı yaratırken, yeri gelince mideniz kalkabiliyor. hazırlıklı okunması lazım.
    bir de, kinyas ve kayra'daki gibi deli aforizmalı sevenler beklentilerini bulamamış bu kitapta. normal. daha çok olay var çünkü. amına koyayım'ları, sikeyim'leri çıkarınca kitap direkt elif şafak kitabına dönüşebiliyor. anlatım öyle aynı. bu da tuhaf.

    birinci bölümde requiem for a dream teması işlenmiş sanki, filmden çok etkilendiği belli. özellikle bazı iğrenç sahneler direkt kitaba uyarlanmış. okurken dedim "bu adam bu filmi izlemiştir, kalıbımı basarım" çok sürmedi birkaç sayfa sonra filmden bahsetti. "ben demiştim" dedim sonra.

    ikinci bölümde de ağır bir oğuz atay ve tutunamayanlar etkisi var. kitabın elle yazılmış, değişik fontlu kısımlarında oğuz atay üslubu baskın olduğu kadar kolpaydı da. hiç yakışmamış hakan günday'a. hani severim seni ama, oğuz atay olmak senin neyine, dur hele derler adama.

    sonuç olarak, beğendim. hatta kitabın içinde kayboldum sandım bir ara. çok aforizma beklemeden, akıcı ve dramatik bir roman okuyacağım kalitelisinden derseniz.. tavsiyedir.
    0 ...
  26. 81.
  27. hakan günday'ın okunası kitaplarından. bir kinyas ve kayra değil belki ama yine de iddialı, şok edici, sersemletici bir roman.
    0 ...
  28. 80.
  29. Şu ana kadar okuduğum onca kitap içinden en ama en iyisi,3 arkadaşıma da hediye etmiş bulunduğum bi eser.
    0 ...
  30. 79.
  31. Hakan Gundayin okudugum ilk kitabi arka yazisi kitabi aldirmaya yetiyor.Okunmaya deger bir kitap Oguz Ataya da baslamayi dusunuyorum ayrica.
    0 ...
  32. 78.
  33. içerisindeki en güzel paragrafın şu entry'de(#11853881)yazılmış olduğu hakan günday kitabı.

    oku o cümleyi, başka hiçbir şey yok romanda..
    kurgular, tesadüfler, olaylar, iki roman kahramanını birbirine anlamsızca ilintilendirme çabası.. olmamış bu kitap. okurken mantık hataları rahatsız ediyor okuyucuyu. o yüzden hikayenin derinliğine kaptıramıyorsunuz kendinizi..

    ama o paragraf yok mu o paragraf? o kadar çok şeyi, o kadar az harf kullanarak anlatabilen çok az cümle okudum şimdiye kadar..
    0 ...
  34. 77.
  35. oğuz atay sevenlere tavsiye etmediğim kitaptır. nedeni ise kitapta oğuz atay sevgisini iyice arttırır ve kahramanın oğuz atay için yaptığını yapma isteği uyandırır. şahsen ben kitabı okuduktan sonra oğuz atay sevgim arttı ve oğuz atay ı sevmeyen ve onun kitaplarını okumayanlara nefretle bakmaya başladım.
    1 ...
  36. 76.
  37. --spoiler--
    Az... Sen de fark ettin mi; Az, dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış on binlerce kelime ve yüz binlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi...
    --spoiler--
    *
    1 ...
  38. 81.
  39. 80.
  40. ilk bölümünde bir çok gereçeğe, yaraya parmak bassa da bazı yerlerinde "burası olmamış" dedirmiş ya da benim anlamadığım mesajlar vermeye çalışmış, ikinci bölümünde ise şaha kalkmış kitap. okuyup bitirdikten sonra mezarlıkta yaşayabilecek kadar cesaret, orada hayatınızın aşkını bulabilecek kadar inanç veriyor. oğuz atay üstat da iyi oturmuştur hikayeye.

    asıl tanım: tesadüflerin bol olduğu, elinize aldıktan itibaren halihazırda 1-2 gün içinde biten şahane kitap. *
    1 ...
  41. 79.
  42. ''insanlığın ergenlik hali, bütün aptallığına rağmen, hayatı boyunca özgür bir yaratığa en çok benzediği dönemdir. ''
    1 ...
  43. 78.
  44. Sen de fark ettin mi ?
    Az dediğin, küçücük bir kelime.
    Sadece A ve Z.
    Sadece iki harf.
    Ama aralarında koca bir alfabe var.
    O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var.
    Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında.
    Biri başlangıç, diğeri son.
    Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar.
    Yan yana gelip de birlikte okunmak için.
    Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler.
    Sen ve ben gibi...

    okunmasını şiddetle tavsiye ettiğim kitap.
    1 ...
  45. 77.
  46. hakan günday kesinlike az sonra analatacağım fıkradan araklamıştır bu kitabın adını. anlatıyorum iyi dinle, sözlüye kaldıracağım!

    şimdi bir kadın varmış, kocası çok yaşlıymış bu hanım ablanın. derken kadın hamile kalmış. 9 ay geçip çocuğu doğmaya yakın kocası hasta yatağına düşmüş. azmetmiş, "çocuğuma ismini koyup öyle öleceğim" diye dişini sıkıyormuş ölmemek için. neyse çocuk dünyaya gelmiş. adam tam çocuğun adını koyacakken "az...." demiş, gerisini getiremedim hıkık diye gidivermiş.

    çocuğun adı az olarak kalmış. nüfusa da böyle geçmiş. derken aradan yıllar geçmiş çocuk büyümüş, uludağsözlükte yazar olabilecek yaşai yani 13 yaşına gelmiş. o aralar da annesi gönlünü mahallenin tüpçüsü yıldırım'a kaptırmış. annesi bu birlikteliğe çocuğun nasıl yaklaşacağı konusunda bazı endişeler taşıyormuş. yıldırım beşiktaşlı, saçları hafif dökülmüş, kocakafalının biriymiş. az, sağlam cimbomlu olduğu için bu durumdan rahatsız olur diye düşünüyormuş anneciği.

    bir gün kocakafa yıldırım ve çocuğun annesi sevişirlerken az, o gün donuna işediği için okuldan eve erken gelmek durumunda kalmış ve yıldırım'ı annesinin üzerinde görmüş. annesi az'ın geldiğini fark etmiş, kocakafa yıldırım'ı uyarmak için çırpınarak "az geldi, az geldi" diye feveran ediyormuş. yıldırımsa durumu yanlış anlayıp kökledikçe köklüyormuş. yıldırım yardırdıkça kadın durdurak bilmeksizin "az geldi az geldi" demeye devam ediyormuş. yıldırım daha fazla dayanamayarak kasılmalar, titremeler eşliğinde boşalmış. kocakafa yıldırım kadının hala "az geldi" dediğini görünce, "yeter amına koyiyim ya taşşaklarım patladı hala az geldi diyorsun" demiş.

    evet buydu...
    0 ...
  47. 76.
  48. hakan günday kesinlike az sonra analatacağım fıkradan araklamıştır bu kitabın adını. anlatıyorum iyi dinle, sözlüye kaldıracağım!

    şimdi bir kadın varmış, kocası çok yaşlıymış bu hanım ablanın. derken kadın hamile kalmış. 9 ay geçip çocuğu doğmaya yakın kocası hasta yatağına düşmüş. azmetmiş, "çocuğuma ismini koyup öyle öleceğim" diye dişini sıkıyormuş ölmemek için. neyse çocuk dünyaya gelmiş. adam tam çocuğun adını koyacakken "az...." demiş, gerisini getiremedim hıkık diye gidivermiş.

    çocuğun adı az olarak kalmış. nüfusa da böyle geçmiş. derken aradan yıllar geçmiş çocuk büyümüş, uludağsözlükte yazar olabilecek yaşai yani 13 yaşına gelmiş. o aralar da annesi gönlünü mahallenin tüpçüsü yıldırım'a kaptırmış. annesi bu birlikteliğe çocuğun nasıl yaklaşacağı konusunda bazı endişeler taşıyormuş. yıldırım beşiktaşlı, saçları hafif dökülmüş, kocakafalının biriymiş. az, sağlam cimbomlu olduğu için bu durumdan rahatsız olur diye düşünüyormuş anneciği.

    bir gün kocakafa yıldırım ve çocuğun annesi sevişirlerken az, o gün donuna işediği için okuldan eve erken gelmek durumunda kalmış ve yıldırım'ı annesinin üzerinde görmüş. annesi az'ın geldiğini fark etmiş, kocakafa yıldırım'ı uyarmak için çırpınarak "az geldi, az geldi" diye feveran ediyormuş. yıldırımsa durumu yanlış anlayıp kökledikçe köklüyormuş. yıldırım yardırdıkça kadın durdurak bilmeksizin "az geldi az geldi" demeye devam ediyormuş. yıldırım daha fazla dayanamayarak kasılmalar, titremeler eşliğinde boşalmış. kocakafa yıldırım kadının hala "az geldi" dediğini görünce, "yeter amına koyiyim ya taşşaklarım patladı hala az geldi diyorsun" demiş.

    evet buydu...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük