kafası basmayan kadındır. ulan zaten sevdiğin adamın karısı hasta. bırak boşansınlar. kadının öleceği belliydi zaten. en fazla 1 sene beklerdin. sonra davul la zurnayla evlenir taze gelin olurdun. şimdi ne oldun. kötü gelin.
millet karısı yaşarken üstüne kuma getiriyor. modern im diye geçinen karısı evdeyken işyerinde metresini beceriyor. müslümanım diye geçinen 4 ünü bir eve atabiliyor. adına da o benim hakkım diyor. kimse onlar hakkında konuşmaz, gelir senin hakkında sabaha kadar konuşur. yazık ettin kendine ayşe. biz toplum olarak bu olayı kaldıramazdık. geldin tüy diktin üstüne. neyse burası uludağsözlük.
sözlük mode on
al işte şimdi rahat mısın. dertten öldürdünüz kadını. mutlumusun şimdi ali'n ile. tüh tüh tüh
sözlük mode off.
müziğin evrensel olmadığını ingilizcenin evrensel olduğunu savunarak müzik bilgisi ve hissiyatını ortaya dökmüş olan yazarımsı.
youtube a ''holocaust'' yazıp 10milyondan fazla tıklanmış olan videoyu açıp altında yazan yorumlara dikkat etmesini öneririm. her dilden, dünyanın hemen hemen her yerinden ceza ya gelen yorumları okumalı. mercan dede nin videoları altındaki yorumları da okumalı, dilin değil aslında müziğin evrensel olduğunu belki o zaman anlayabilir. müzik evrenseldir, her ne kadar evrensel ruha hitab edebilecek sanatçılardan çok yerel zihniyette müzisyenlerimiz olsa da müzik evrenseldir, türkiye de örnekleri az olsa da öyledir.
toplumumuzdaki kompleksli mizaçsal özelliklere haiz kadın ve erkeğin gazabına tutulan, entelektüel kadınlarımızdan birisidir.
kadınlar: onunki gibi bir hayatı yaşayamaıdğı, onun kıyafetini giyemediği, onun gibi lüks mekanlara gidip; yediği yemeği yiyemediği için; erkekler ise, onun gibi bir kadının asla kendilerinin olmayacağını bildiğinden; yermektedirler. çünkü içimizden birileri onunla birlikte oluyor; ve bu erkeğimize zor geliyor.
üniversite ortamlarındaki; dikkat çeken, havası olan, prim yapan ancak tek bir özelliği olmayan full makyaj kızı tipi var bu kadında.
hani bakarsın senden güzel değil. zeki değil. muhabbeti yok. hiçbir şeyi yok. buna rağmen etrafındaki herkes sana değil ona yazar. hepsiyle bi mazisi olmuştur. herkes onu tanır seni bilmez falan. mucize gibi. pardon. lanet gibi.
sevilmemesinin esas sebebi budur zannedersem. yoksa bir hilal cebeci değil.
bilmeyen varsa hıncal uluç onu keşfeden (!) kişidir..
küçüklüğünü bilirmiş bu kız olacak dermiş kendi köşesinde sevginin günlüğü diye bir bölümde uzun süre hangi partide neler oluyor benzeri bir life-style yazmasına izin vermişti ,hıncal besleyip büyüttü..haşmet babaoğluyla da büyük bir aşk yaşadığı sırada ünlendi ve köşe yazarı oldu..
özetle torpilleri oldu basın dünyasında ama bu yeter mi yetmez..bence başlarda neşeli geç kız bakış acısı boşluğunu doldurdu basında
aşkını izledik,ayrılığını izledik, yalnızlığını izledik,babasına küstüğünü gördük,barıştığını gördük ,evlendirdik ,tahminen boşanmasın da izleriz
biri bizi gözetliyor hesabı
elimize büyüdü artık 30 yaşında oldu..
yabancı birisi size "türkiye nasıl gidiyor, genel gidişat nedir?" diye soru sorarsa hemen bu kadını örnek verebilirsiniz. türkiyenin gittiği nokta tamamen budur, ülkemizin gazetelerinde yazmak için gereken tek şey "eş dost akraba" dır, ötesi yok.
iyi bir yazar olmanıza, zeki olmanıza x,y olmanıza gerek yok, tek ihtiyacınız doğduğunuz ailenin yeterli olması.
annesi ve babası sayesinde şöhreti yakalayan insan, yoksa imkanı yok kendi başına ünlü olamazdı. kötü bir şarkıcı ve iddasız bir yazardır. son yaptıgı evlilikle babasının kızı dedirtmiştir.
içim acıyo sözlük bu kadını ve bunun gibi doğuştan şanslı zengin , ünlü insanları görünce . bu ve bunun gibileri servet içinde yüzürken , istediği zaman köşe yazarlığı , istediği zaman şarkıcılık yapıp hobi seçer gibi meslek seçerken , istediği zaman sansasyonel evlilik yapıp ekrana yapışmasının sonucu başka bişey göremediğimiz an içim acıyo . senin benim ( bizim ) gibi adamların burda kendi çapında çırpınıp yaşamaya devam etmesi ...
tanım : oya germen ve neco ' nun kızı olan ayşe özyılmaz türkiye'nin önde gelen, tanınmış köşe yazarlarından ve sanatçılarından biridir
not: maddiyatçı biri değilim ama yinede içim acıyo .
adidas' tan çok çekmiş köşe yazarımsı. giriş katta kasa varmış da hanımefendi üçüncü kattaymış, niye tüm katlarda kasa yokmuş, haspam üç kat merdiven inince yorulmuş. ah canım! daha da kötüsü sırada beklerken şıpır şıpır terlemiş, kasiyer arkadaş da bunu tınmamış. bu da bir sinirlenmiş.
tabi ayşecim, haklısın. kasiyer arkadaşın hemen "ah çok afedersiniz siz ayşe özyılmazel hanımefendi hazretlerisiniz. buyurun siz koltuğa geçin. ben sizin işleminizi yapayım. diğer müşterilermiz bekleyebilir nasılsa. terlettiğimiz için kusura bakmayın, hemen size bol buzlu su ve temiz havlu getiriyorum." demesi lazımdı. işte terbiyesiz bu kasiyerler ayşecim, naparsın.