gazeteye degil de gunlugune veya hatira defterine yaziyormus gibi yazan "kose"min yazari. sanirim bu kadinin gazetedeki islevi insanlari eglendirmek, bir sureligine de olsa sikintilarini unutturmak filan. aksi halde bu gazetede boyle bir "yazar"i barindirmalari imkansizdi. lakin kadin yillardir catir catir gun icerisinde yasadigi ne kadar gereksiz, sacma sapan olay varsa hur bi sekilde aktariyor.
bugunku yazisindaki meme geyigini zaten coktan gectim de, bence daha bombalari vardi.
misal:
--
"Dananın kuyruğu koptu" diyor Necla.
"Nasıl yani?" diye atlıyor Alya.
"Nasıl kopar, ne olmuş da kopmuş, canı çok acımış mı?"
--
Sevgili Nida Gökyüz. Doğum günün kutlu olsun. Bu akşam saat 22.00'de, büyük fille kaplumbağanın bakışlarının kesiştiği yerde, yani sevgilinin mavi halısının üzerinde seni kocaman bir koli bekliyor olacak. Kutu şekerim, kutu! içinden öyle bir şey çıkacak ki, gözlerine inanamayacaksın. Hayatın boyunca tepe tepe kullanacaksın. Bu doğum gününü de mümkün değil asla ömür boyu unutmayacaksın. Olanları sonra bize anlatırsınız inşallah. Tadını çıkar. Byeeee.
--
hani tv programlarinda olur ya. buradan izmir'deki halama, bursa'daki teyzeme selamlar. adana'daki yegenimin de dogum gununu kutla...
birileri haber yapma yolunda jipleri uzun namlulu tam otomatik silahlarla taranırken, ön camdan içeri kurşun yağarken, ama kurşun yağmuru altındayken bile ölümün o dehşet verici korkusuyla kelime-i şahadet getiren arkadaşlarını sakinleştirmeye çalışır. bu saygıdeğer arkadaşların mesleği gazetecilik...
bir başkası ise, bebek'te bilmemne isimli lüks bir mekanda diğer gazeteci(!) arkadaşlarıyla otururken(espri, şamata havada uçuşuyormuş o esnada), memesinin üstünde yazan zamazingoyu onlara nasıl gösterdiğini sayfalarca anlatır ve bunu yazdığı yer de türkiye'nin en çok(!) okunan gazetesi(yazık türkiye'ye). hatta o masada oturanlardan biri de pek sayın muhterem ertuğrul özkök, ne olduğu belli birisi. açlıktan insanların bebeklerini sattığı bir ülkede oluyor bunlar. evet bunları yazan muhterem kişinin de mesleği gazetecilik. ilk verdiğimiz örnektekilerle aynı.
şu ana kadar objektif olanları yazdım, çünkü işin en kibar haliyle yorum kısmına girmem sözlükten uçmama sebep olabilir. aralarındaki 7 farkı siz bulun ve yorumlayın.
buyrun bu da hanımefendinin son yazısı. bir tarafta savaş bölgesinde kalashnikov'larla taranmak, diğer tarafta ayşe arman'ın memesininin yanağını arkadaşlarına nası gösterdiği, bütün yorum size kalmış. ha unutmadan yazıyı türkiye gibi bir ülkede "byeeee" diye bitirebilmiş bir kadın bu. http://www.hurriyet.com.t...;sz=11613&hid=9685137
okunmasi gerekli mi ? gereksiz
ama boyle bir insanin varligindan rahatsiz miyim ? degilim. kimseye karsi sorumlu degilim modunda yaziyor ve davraniyor, bu kotu mu ? degil neden olsun.
acik sacik giyinmesi, yazmasina ne demeli peki ? isteyen istedigi gibi kapaniyor o neden acilmasin ?
neden bilmem ama deşifre olmadanki haliyle beni kendine hayran bırakan, kendini gördükten sonra bile çekiciliğine kapıldığım dobra yazar.
yazılarını takip ediyor muyum?
hayır, sadece resimlerine bakıyorum.
bir dönem yurdum insanına ulusal gazetecilik örnegini, kaldıgı dubaiden yürüten, genç kız roman yazarlığı ile gazete yazarlıgını karıştıran hatun kişisi..
çoğunluğun çıkarları doğrultusunda hareket ettiği günümüzde, samimi ve dobra yazılarıyla dikkat çeken, kimseden çekincesi olmadan dilediği gibi yaşayıp bunları doyasıya anlatan, röportajda tekel, alya'nın annesi, bayıldığım gazeteci..
hiç bir yazısını okumasam bile kendisinin sıkı bir türban fanatiği olduğunu söyleyebilirim. hatta kızı bile öyle, türkçe'yi tam öğrenemeden ingilizce bile dile getirmiş bunu; i said saçlar no dedim. cık cık cık. ulan o yaşta kıza bile empoze etmiş, hayret valla.