yaşasın,ayşe arman'ın 'alya,sevgilim ve ben...bizim ailenin hikayesi'adlı başyapıtı yakında çıkıyormuş.şaka gibi ya,bana ne alya'dan, bana ne senden ve sevgilinden.çok merak ediyorum bu kadın bütün malını-mülkünü kaybetse,bildiğin dımdızlak ortada kalsa bi de üstüne sevgilisi bunu terketse,hala bu denli şımarıkça ve toplumun sorunlarından bu kadar uzak yazılar yazabilir mi?hiç sanmıyorum açıkcası.çünkü bahsettiğimiz kişi alya (alya ne amına koım),saçı başı,donu sutyeni,sevgilisi ve seks maceraları dışında birşey düşünebilecek kapasitede değil.
bugün, evinde kendi halinde günlük tutan kadınların evlerine baskın yap, yazdıklarını oku, eminim çok daha matah şeyler çıkacaktır dedirten bir uslupla yazan, seksi ama bir o kadar da anaç, deli dolu ama bir o kadar da aklıbaşında yı aynı anda bünyesinde barındırmak için canhıraş uğraşlar vermekten, yakında bipolar kişilik bozukluğu hastalığına yakalanması an meselesi olan hatun kişi... hem sonra bu kadar dubai- istanbul arası ucuş cilde zarar. maazallah hostes hastalığına tutulacak bir şey değil.
scarlett johansson'nun kendisiyle röpartaj yaptığı köse yazarı.evet ayse arman,scarlett johansson ile değil scarlett johansson ayşe arman'la röpartaj yaptı.okuyun görün.
okurlarından birinin eski kaçmış çoraplarını istediği gazeteci. ayşe arman'a gelen mesajı ve kendisinin verdiği cevap aşağıdadır. *
"Okuduğum yazarlardansınız. Yazılarınızda yer verdiğiniz bazı konulara istinaden bu yazıyı yazıyorum. Üniversite mezunu evli bir erkeğim ve çorap fetişim var. Sizden de atmak üzere ayırdığınız kaçan, kullanmadığınız çoraplarınızı istiyorum. Bana gönderebilir misiniz? Kadınlarda parlak çoraplı ayak gördüm mü dayanamıyorum. Durum anlatılmaz. Sizdeki kaliteli çoraplara benim sahip olabilmem çok zor, bu yüzden kullanmadıklarınızı talep ediyorum. Nasıl olsa sizin işinize yaramaz ve çöpe atacaksınız, en azından birini mutlu edersiniz." (Efe U.)
ve cevap;
"Çok üzgünüm Efe Bey, ben sıcak bir ülkede yaşıyorum. O yüzden çorap giymiyorum, o yüzden kaçmıyor, o yüzden size gönderebileceğim bir mülküm bulunmuyor. Yine de fetişinizi anlayışla karşılıyorum. Hayatta başarılar diliyorum".
150 kelime yazıp günü özetleyip gerisini merakla izleyeceğiz diyerek ayar vererek milleti kıllandıran hatun. ne kadar maaş alıyor, merak içindeyim! bir harfi kaça geliyor acaba dediğim yazar kişisi.
uzay hepar'ın bir şarkısını o eziyet ziyan sesiyle söyleme gafletinde bulunmuş ve de bununla yetinmeyip daha da acı çektirmek için üstüne bir de erotik film tadında bir klip çekmiş ajdar'a rakip olmuş güzide yazar-şarkıcı... karşı mahallede çok baskı varmış... mahalle baskınına uğramış gibi bir havası var böyle hissetiriyor yazılarında...
kalbim afrika'da kaldı başlıklı röpörtajında afrika'yı anlatırken; burada doğanın gücünü hissediyorsun ezici gücünü iki kolumu kollumu iki yana açıp ben bir zavallıyım diye haykırmak istiyorum demiş. çok şükür ki bu dünyada ki güzeliklerin farkına varıpta kendine pay çıkarmadığı bir söz edebilmiş sonunda.
türkçe bilmiyor mu yoksa özenti mi bilerek mi yapıyor nedir anlamadım da, hello ne lan ? her şeyi türkçe yazmışsın. jambo hello demekmiş. peki hello ne demek bir zahmet onuda şeetsen.
kliktan kiliga girip iyi bir gazetecilige soyunmaya calismisti son zamanlarda, carsambada mini etekle dolasmisti ve bunu ballandira ballandira anlatmisti. ayni zamanda basortulu olarak bara gitmis ve bar sahipleri tarafindan iyi karsilanmamisti.
bu röportajda kendilerinin tam olarak ne yapmak istedigini ben anlayamadim. bana sanki yurt disindan biri gelip turkiyenin basortululerin nabzini yoklamak istiyor gibi bir izlenim birakti. turkiyede yasiyan bir insan halkin geleneklerinden, goreneklerinden, dinin kendisinden, emirlerinden bu kadar uzak olabilir mi artik dusunmem lazim ve evet olabilir diye cevap vemem lazim.
insan biraz empati yapar, insanlarin giyim tarzina neden karisiyorsun ki, nedne bu kadar elestiriyorsun hanim insanlarin giyim kusamini? neden herkesin senin gibi olmasini istiyorsun,olmayanlar asagilayici bir sekilde fotograflamaya calisiyorsun? tek tip insan olursa turkiye yada dunya senin meslegin elinden alinmiyacak mi hanim? zannediyormusun ki herkes sen gibi varini yogunu ortaya koysa sen yine yazabilceksin? misyonunu mu yerine getiriyorsun? yarin öbrü gün terki diyar eyledigin zaman, dunyaya son bir kez el salladiginda ben, benden sonrakilere ne biraktim diye hic dusunmuyormusun. tum yazarlarin kalici olma gibi hayalleri vardir, seni 20 sene sonra kim okuyacak, merak edicek, ya da okuyup merak edicek ne biraktin, tek tip insan modeli disinda, ki herkes zaten bunu elestiriyor?
ben ne diyecegimi bilemiyorum, dilegim, istegim odur ki, biraz empati yapilsin, nasil ki kendilerine kimsenin karismasini istemiyorlarsa, karisanlari dil uzatanlari kiniyorlarsa, el insaf deyip karsi tarafi da bu cercevede elestirmek lazim, ya da onlari o sekilde kabul etmek lazim.
ergenlik yaşının minimum 21 olduğu tezini çürüten yazarımsı.
sevgili günlük tadında yazarak toplumla bütünüm imajı vermek istese de ideali kızına seks öğretmek olan bir kadına bu toplum afedersiniz nah çeker.yazdıklarının edebi yönü için ;
(bkz: bi siktir git)
gazetesine tavsiyem eski günlüklerimi 5.000 liraya satabilirim.isteğe göre ergen bir kız da bulabilir;%50 sine razı olabilirim.
'hıncal uluçla bir röportaj yapmaya karar verdim. çünkü kendisi seks olmadan da aşk olur diyor. ben olmaz diyorum. yaptık röportajı. en gizli seks anılarını anlattı bana. ama okuyucuları uyarıyor: bu yazıyı iftara kadar okumayın!'
röportajlarinda surekli ayaklarina kilitleniyorum nedense. 30.08.2009 tarihli roportajinda kullandigi fotograflarda up uzun topuklu ayakkabilariyla potansiyel ayak fetişsti oldugumu kanitlamistir. *