bu tür olaylara vakıf olduğumuzdandır ki;
arıcı arkadaş gafil avlanmıştır. ayılara karşı direk silahtan başka önlemlerde vardır. biliyoruzki beyan edilen savunmaların çoğu uydurmadır.
- bir ayı iki insana birden kolay kolay saldırmaz, hele silahlıysa.
- insan ayı bekleme adına bir bayanı tehlikeye atmamalıdır.
- insan ayı saldırısı sırasında başka birini cepten arayıp nasıl yardım istesindir?
diyelim ki mecbur kaldın ayıyı vurdun, be adam bari ortalığa ifşa etmeyeydin bir dereye atsaydında daha zor durumlardan yırtsaydın.
vahşi hayvanlardan korunmak için değişik araçlar vardır, piknik tüpüyle çalışan toplar vardır mesela. benim amcamda arıcılık yapar ayrıca. bu tür konuları aıcı arkadaşlarla çok tartışmışlığım vardır. işin kolaycılığına kaçıp 1 tl lik mermiyle meseleyi çözmek insanlığa sığmamaktadır biline.
bu dünya kimsenin babasının malı değil ortak yaşam alanımızdır. insana düşen dünyayı mamur etmektir, mağdur etmek değildir.
(bkz: ayı kadar kafası çalışmamak)
insan ırkının haksız yere katil olduğunu gösterir.
şimdi düşünün...
elbet bir köpeğiniz vardır. onunla birlikte trene binmek için ne zahmetler çekiyorsunuz kim bilir ? ben bilirim. her neyse, onun bize vereceği zarar nedir ? elli lira için bir insanı trenden atarak ölmesine neden olur mu ? yoksa boş yere gidip birisini ısırır mı ?
bir bokluk vardır ki, hayvan saldırganlaşır.
siz hiç yemlenen güvercinlerin arasından geçtiniz mi ? onların hiç biri uçmadan. geçebilirsiniz. bunu yapın, ben sürekli yaparım. kendini inandıracaksın, onlar da sana inanacak. sessizce, içinden "ben size zarar vermem" gibisinden güvenli sözler söyleyin. kuşlar, kediler, köpekler... hayvanlar sizin duygularınızı hisseder. neyse, şimdi konumuza dönelim.
biz insanlardan önce buralarda hayvanlar diye tabir ettiğimiz canlılar vardı. şimdi onların yaşam alanlarına dükkanlar, evler, yollar yaptık. sizin içiniz hiç mi acımıyor, yolda ölen bir kedi görünce ? kendilerinin yaşam alanlarını ellerinden aldık ve artık buralar bizim tavrı takınıp, onları içeri almıyoruz.