bu şarkının tam olarak 6.dakikasında bir müzik giriyor, hemen akabinde ahmet kaya şiire başlıyor.
yıllardır tüylerimi diken diken eder o kısmı edecek de..
--spoiler--
soytarılık etmeden güldürebilmek seni
ekmek çalmadan doyurabilmek
ve haksızlık etmeden doğan güneşe
bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun..
şimdi iyi niyetlerimi
bir bir yargılayıp asıyorum
bu son olsun be..bu son olsun!
bu da benim sana
ayrılırken mazeretim olsun!
--spoiler--
7 dakika boyunca insana iç çektirten bir şarkıdır. yusuf hayaloğlu'nun kaleminin ne kadar sağlam olduğunu anlama sebebi, sigarayı 3 pakete çıkartma sebebi...
acı çeken bir kalbin iniltilerini en güzel dile getiren şiirdir. Ahmet Kaya'nın yorumu ile kişiye hissettirdikleri ve düşündürdükleri sadece şarkı değil, şarkıdan fazlasıdır...
iyiniyetlerini astıkları darağaçlarına zincirlenmiş sevdalıların ölümsüz aşklarıdır çoğu zaman.
en içten feryatlara ses veren sevdalı bir lanet olsunla, kadehlerden gönüllere akan zehirdir kimi zaman.
derinlerde biryerlerde birşeylerin acımasıdır bu şarkı.
.
.
şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun
bu da benim sana, bu da benim sana
ayrılırken hediyem olsun.
büyük üstad ahmet kayanın ölümünden sonra 20 ünlü sanatçının katılımı ile çıkan albümde yavuz bingöl söylüyordu bu şarkıyı. gerçekten iyi söylemiş adam bu şarkıyı ahmet kaya kadar olmasada.
ayrılığın hediyesi mehtaptan yaptığım gece çiçeği olsun
bir daha sana dönersem adım kalleş olsun
ayrılığın hediyesi son bir kez o ceylan gözlerin olsun
eğer bu sefer de beni kabul etmezsen oğulların godoş olsun.
ahmet kaya şarkıları falan değildir. sabah akşam halil sezai dinlemektir. söylediği her bir cümlede kendini bulmak, acıyı daha derinde yaşamaktır. her gün birlikte yürüdüğünüz yollardan geçerken birdenbire gözlerinizin dolmasıdır. hiçbir şeye odaklanamamak, eskide kalmak, içinde bulunduğunuz anı yaşayamamaktır. bedeninizle aklınızın farklı yerlerde olması, gözlerinizi telefondan ayırmamaktır. yemek yerken lokmaların boğazınıza düğümlenmesi , her şeyin onu hatırlatmasının tesadüf olduğuna inanma çabalarıdır. gururunuzla girdiğiniz savaşta yenik düşmemek için dimdik ayakta durmaya çalışmak, kimseye belli etmeden kendi kendinizi yiyip bitirmektir. uykusuz kalmak, rüyada bile O nu görmek, bir şeylere söverek uyanmak, yine telefona bakmak, sabaha karşı gözlerinizi tavana dikip öylece bakakalmaktır. yok etmeye çalıştığınız ve her seferinde bitti sandığınız anıları saçma sapan zamanlarda bir yerlerde gözünüzün önünde bulmaktır. son olarak; ayrılığın insana en çok koyan hediyesi de aşka ve geleceğe dair inancınızı kaybetmenin verdiği boşluktur..
biter bir gün, biter elbet.. bitince ben, ben olur muyum..
durduk yere adamın amına koyan şarkılar listesinde her daim en üst sıralarda yer alan şarkılardan birisidir. ahmet kaya'nın muhteşem yorumuyla insanın aklına direkt olarak alkolü getirir her nedense.
''şimdi iyi niyetlerimi bir bir yargılayıp asıyorum, bu son olsun...''
gerçekten samimi duygularla, sadece allah için o'nu çok ama çok sevdi iseniz. kokusu kalır üzerinizde, saç telleri, tokası, esasen o'nun için manevi değeri çok yüksek bir bilekliği. maneviyatını sunar size. en çokta hayali kalır sanki en güzeli de bu.