insanı bir sistem olarak görürsek nasıl olur da böyle bir girişe karşılık bu kadar farklı çıkış verebiliyor diye düşündürür. **
bu kadar muazzam düzenlenmiş bir sistem. Aldığı oksijen aynı, aldığı yemek aynı, ama girişler bu kadar ayrı. Bizi bu kadar farklılaştıran, ayrılaştıran, bakış açımızı değiştiren içimizde bir yerlerde bazılarının inanmadığı ruh olsa gerek. Yaratılmışlığın en güzel özelliği belki de çeşitlilik. Keşke tüm farklılıklar olumlu olsa.
Mevlana celaleddin rumi'nin konuyla ilgili sözleri gelir akla bu konuyla ilgili.
Her iki cins arı da aynı yerden gıda alırlar,
Fakat birinde zehir, diğerinde bal hasıl olur.
Her iki cins ceylan da, ot ve su ile beslenir,
Fakat birinde gübre, diğerinde ise saf misk hasıl olur.
Her iki cins kamış da aynı yerden sulanır,
Fakat biri boş olur, diğeri şeker ile dolar.
Bunlar gibi yüz bin misal bulabilirsin,
Fakat her iki şey yetmiş yıllık yol kadar birbirinden farklı ve uzaktır.
Biri yer akmak olur, O'ndan(allah'tan) uzak düşer,
Diğeri ise yer, baştan ayağa Allah'ın nuru ile dolar.
en uzak mesafe ne afrika'dir,
ne çin,
ne hindistan,
ne seyyareler
ne de yildizlar geceleri isildayan...
en uzak mesafe iki kafa arasindaki mesafedir
birbirini anlamayan. Can Yücel dizelerini akla getiren başlıktır...
alınan oksijenler hiçbir zaman aynı olmaz. metabolizma hızından dolayı. sende farklıdır, bende farklı. şimdi bu başlık metabolizma hızından mı bahsediyor? hayır. ee?