ortaokul yıllarımda Gelincik isimli şarkılarıyla beni ağlatan gruptur.
bir diğeri, kendisinde gördüğüm bene aşık olduğum yansıtıcıdır. ayrıca ona bakarak ders çalışmaya, yemek yemeye ve mimik vermeye bayıldığım arkası sır dolu yapıdır.
Benim için sadece 'Gittiğin Yağmurla Gel' albümü müzikal bir anlam ifade eder. Erhan Güleryüzün arabesk soslu söz ve müzikleri o zamanki gitaristleri canın düzenleme ve alt yapılarında can bulmuş, ortaya değeri olan bir rock albümü çıkmıştır.
Seneler sonra bile ara ara canım çeker de karakış ı dinlerim.
erol köse'nin parlamasında en büyük pay sahibi olan grup. ayna'dan öncede aslında prodüktör erol köse vardı. deniz arcak gibi isimlerin prodüktörlüğün yapıyordu. ancak ayna grubu onun paraya boğulmasına ve bugünlere gelmesine yol açan yegane unsurdur.
ayna grubu, 1996 yılında gittiğin yağmurla gel albümünü yaparken çıkış şarkıları olan ceylan, albüme nihai halinin verilmesinden hemen önce dahil olur. aslında bu şarkı albümde olmayacak, ayna grubu aynı albümdeki dünya dünya adlı şarkı ile çıkış yapacaktı. aslında da o da güzel bir şarkıdır. ancak, ceylan'ın yarattığı etkiyi yaratamazdı. her neyse, ilk albümün başarısı erol köse'ye paraları getirir. derken cem uzan şirkete ortak olur. bu ortaklık ile birlikte ayna grubu dön bak ayna'ya adlı albümleri ile telsim sponsorluğunda meşhur mu meşhur -tam sayı hatırlamıyorum- yetmiş küsür ili kapsayan türkiye turnesine çıkar. bu turneden sonra zanımca grubun en iyi albümleri olan şarkılar-türküler ikilemesi çıkar. bundan sonra ise sırasıyla çayımın şekeri ve bostancı durağı albümleri çıkar. ancak ayna eski popülariteyi kaybetmeye başlar. en son 2002 yılında genel seçimlerden önce erhan güleryüz, cemil özeren ve erol köse tartışarak ayrılır. bunun neden olduğu hiç bir zaman bilinmedi. fakat cemil özeren'in "erhan ile cennete bile girmem" dediğini hatırlatırım. ama eminim ki erol köse yolu ayna grubu ile kesiştiği için tanrıya duacıdır.
uyumadan uyandım
yine aynı dünyaya.
karar verdim kalmaya
baktım dedim ki aynaya;
"acelen ne
olacaklar olacak bir gün nasılsa
yaşa yaşa, yaşa yaşa
seni sevenler var burda
yaşa yaşa, yaşa yaşa
sevdiklerin var burda hala"
yitip gitme hastalığının bulunduğu ülkede kendi kendini yemiş durumdaki adamlardan oluşan gruptu(r). öncelikle neydiler açısından bir bakalım;
izleme işlemi en azından başlangıcını yakalayabilme hali tamamsa devam edebiliriz. bir erhan güleryüz denilirdi bir cemil özeren. ardından can güney, bülent akbay. egoya doyamama haliyle birlikte (en azından anlatılanlar çerçevesinden) erhan güleryüz ün harakiri işlemini başlattığı 90 lar denilende epeyce tutulan ve doğru işler yapan ekibin 2000 lerde yakılmasıdır. oysa şu satış rekorları varken satacak birşeyler mevcuttu elde. hani tozlandı hayalin, fesleğen, mahzen, dünya dünya hatrınaydı belki ama mevcuttu! haberlerde karşılaşınca garip oluyor insan. ayna veya artık yapılan tanımıyla erhan güleryüz bilmem kim kaynaklı özel okulun mezuniyet töreninde, bilmem ne beldesinin sünnet töreninde, zamanında "almış başını da dönüyor aman diye kimlere sığınıp yalvaralım dünya dönüyor dönsün."* deyip sansür gazabına uğrayan adam trt nin uşağı pozisyonunda. bir daha bakıyorum elde kalanlara yarı kendini kaybetmiş can güney var en azından. züğürt tesellimize kavuşmuşken artık oto trt sansürüne başlayan erhan güleryüz den final geliyor: