(#38126340) evet 5. dakikada ağlayarak başladığım film.
Uzun zamandır kahkaha atarken ağlamamıştım. iyi geldi. Evde yastığıma sarılıp ağlamaya devam edince daha da iyi gelecek.
olmuş.
hem de 10 numara 5 yıldız olmuş film. filmimiz.
bu film oscar almayacaksa hangi film alacak acaba?
bu filme oscar verilmeyecekse hangi filme verilecek?
şayet bu film oscar almasın rahmetli oscar'ın kemikleri sızlar.
bu filmin piyanist'ten aşağı kalır yanı ne?
schindler'in listesinden aşağı kalır yanı ne?
fazlası var, eksiği yok.
tarihimizde daha ne hikayeler, yaşanmışlıklar var.
teknoloji ilerledikçe, zamanı geldikçe bunları da beyaz perdeye aktaracaklar elbet.
o zaman bütün dünya bu filmler sayesinde türkleri daha iyi tanıyacak.
şimdi ayla filmi ve oscar adaylığı bunun için çok önemli.
ben şahsen gurur duydum.
hem filmle, hem kore'de savaşmış askerlerimizle, hem ülkemle.
film vizyona gireli baya zaman oldu, ama sinema salonunda yer yok.
yani filme ilgi çok büyük.
bu da işin bir başka güzel yanı.
emeği geçen herkese teşekkürler.
şu an hastalıkla mücadele eden süleyman amcamıza, kahramanımıza da acil şifalar.
Pazar günü izledim filmi o kadar içe dokunan o kadar güzel akan bir filmdi ki. izlemeyenler için spoiler vermeyeceğim ki heyecanı kaçmasın. Film bittiğinde eşimle birbirimize baktık gözyaşlarımızı gizleyemedik sonra salonda herkes aynı durumdaydı.
Kesinlikle güzel bir yapım, Süleyman amcanın anlattıklarına eklenen senaryo, filmin yaşanmış olması çok etkiledi. Filmden önce gerçek hikayeyi izleyip gitmenizi öneririm.
film güzel ancak keşke diyor insan, keşke daha güzel olabilirdi diye. bundan sonrası spoiler.
--spoiler--
ilk yarıda süleyman ve arkadaşlarının vatan sevgisi koreye gönüllü gitmeleri, savaş sahneleri, replikler gerçekten harikulade. yani hakikaten olmuş be dedirten cinsten.
lakin ikinci yarı belgeselci kızın itici ve bok gibi aksanlı ingilizcesi, çetin tekindorun donuk halleri ki burada benjamin button gibi bir örnek varken süleyman ı yaşlandıramaz mıydık o da ayrı bir soru işareti? çetin abimizin kızı rolündeki kadının gereksiz kızgın, sıkıcı halleri. olmasaydı da olurmuş zaten.
süleyman ın geldikten sonra nuran ın bi anda evlenmesi ve oradaki sahne biraz saçma geldi. ne olursa olsun böyle birşey olmamalıydı, he gerçekten olduysa da nuranın ağzına sıçayım.
ayrıca yönetmen nasıl görememiş ya da önemsenmemiş midir nedir? çetin tekindorun o saçları nedir ya? uzun halini kurtarmışlar resmen, kes gitsin ne yani film için değmez mi? ilaveten ikinci bölümde sahneler çok hızlı geçiş yapıyor, ordan oraya kopuk kopuk sahneler.
üzen bir detay daha ali marilyn konserine gidebilirdi be. ah..
--spoiler--
yapımcısını bilmem de film gerçekten güzeldi , dram filmi demek seyirciyi duygulandırmaksa bunu sonuna kadar başaran bir film gerçek bir hikaye olduğunu anlayıp bir de gerçek ayla ile askerin buluşma sahnesini gördüğünüzde son gardınız da düşüyor türk sinemasının klasikleri arasına girdi şimdiden .
Vurup geçti. Şimdi spoiler vermekten de korkuyorum ama neyse. Filmle ilgili yüzeysel olarak söyleyebileceğim şu: Eşkiya filminde aşkı Kejeden Cumali için vazgeçen bir adamı görürüz. Ayla filminde Süleyman küçük kızı o kadar sevmiştir ki o da aşkından vazgeçer. Bu vazgeçme, sonradan tanıştığı birisini tercih etme hali beni derinden etkiliyor. Bana ihtiyacı olan yada bana bağlanan birine ben de bağlanıyorum. Bu farklı bir aşk, sevgi yada bağlanma. Beni bu filmlerdeki aşk değil aşktan da büyük olan o dostluk, o sevgi, o bağlanma etkiledi. Artık ne derseniz deyin bu o kadar güçlü bir duygu ki aşkın bile üstüne çıkabiliyor. Benim de karşıma böyle bir durum çıksa aşkımdan vazgeçer miyim acaba? Kendime hep bunu soruyorum. Yavuz Turgul sinemasındaki o damardan duygu, o koyu bağlanma Ayla’da da vardı. Gönül Yarası, Eşkiya, Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni, Gölge Oyunu, Muhsin Bey gibi filmlerde ağladığım gibi Ayla’da da ağladım. Etkisinden uzun süre çıkamadım.
Film tabi ki güzel, üzerine uzun uzun yazilacak çok değerli sahneleri var.
Bunlari zaten çoğu kişi yazmış.
Ben şunu soruyorum;
Bu suleyman'in evlendiği hatun genç yaşında uzun boylu, yaşlandiginda çekmiş küçülmüş.
Kaç derecede yikadiniz lan karıyı? Bu kadar çekmesi hayra alamet değil.
ayla ayla ayla bi defolun gidin suradan. iki film gormusler sinema sevdalisi olmuslar. holywood bundan cok daha iyilerini yapiyor. bu aptal filme asla para vermem.
Filmde gösterilen hikaye kısım kısım gerçeği yansıtmamaktadır. Mesela, Kore gazileri gününde Güney Kore'den Türkiye'ye gelen Koreli yetkililerce Ayla bulunmuştur. Filmde ise, Türk belgesel ekibince bulunduğu gösterilmiştir. Spiker Özge'nin senaristin eşi olması, gerçek olayın değişmesine sebebiyet verdi düşüncesindeyim.
Diğer olay, Süleyman baba her ne kadar merak ettiyse de gerçekte pek fazla olayın peşine düşmemiş. Fakat Ayla, yıllarca Süleyman babasını aramış. Her yere başvurmuş.
Başka olay, Kore'de o tarihte bir Türk yayını veren radyonun bulunmamasıdır. Dolayısıyla filmdeki radyodan şarkı gönderme ve dinleme sahneleri gerçekte yaşanmamıştır.
Ayrıca filmde Ayla'nın çocuğunun olmadığını söylediler fakat gerçekte iki çocuğu ve torunları var. Özellikle bu kısmı neden değiştirdiklerini anlamış değilim.
Bence bu filmde duygusal anlar yeterince işlenmemiş. Mesela yönetmen Çağan Irmak olsaydı, duygu daha iyi aktarılırdı. Tam ağlayacakken kuru bir sahne giriyordu araya.
Çetin Tekindor yerine Şener Şen'i isterdim mesela ben. Yinede filmin gerçek bir öyküye dayanmasından ve bu konuda ilk defa ortak yapım film oluşundan dolayı sevdiğim bir kaç film arasında yerini aldı.
anti kuzey kore ve çin propagandası amacıyla çekilmiş film
yaşasın ana yurt savunması.
yaşasın şanlı kuzey kore halkı.
zamanında mustafa kemal atatürk ve arkadaşları nasıl ana yurt savunması yapıp düşmanı kovmuşsa 7 düvele karşı
kuzey kore halkı da aynısını yapmıştır. film tamamen sipariş.
oraya giden askerlerde gazi falan değil bildiğin emperyalist. yalandan akp li lavuğu kötü bir komünist rolüne sokup komünistleri karalama çalışmalarıda yapılmış.
elinden gelse suriyede ki savaştan kaçan çocukları boğazlayacak tipler. Bir anda ayla ayla diye ağlamaya başlamış.
Sinemaya gelen izlemeye deger filmler genelde vurdulu-kırdılı super kahraman filmleriydi son zamanlarda, elbette onları da severek izliyorum fakat bu film başkaydı. Son 1-2 yılda izlediğim en güzel filmdi.
Filmden ne beklediğiniz önemli, yani bu filmde uçan insanlar yok diye, hatta sırf türk filmi ve oscar adayı diye kötüleyecek bir gurup sözde insan olacaktır mutlaka, onları boşverin ve sevgilinizi, eşinizi ya da en yakın arkadaşınızı ya da kardeşinizi alın ve bu filme gidin. verdiğiniz paraya da, zamana da acımayacak, son derece iyi bir film izlemiş olarak çıkacaksınız.
Bu filmi çekene de, oynyanlara da bir sinema seyircisi olarak ilk defa teşekkür ediyor ve ayakta alkışlıyorum.
kim ne derse desin günümüz türk sineması kıtlığında nimet sayılabilecek filmdir.
filmde akla - mantığa ters gelen, can sıkan yerler yok mudur? elbette vardır ancak gerek görüntüler, gerek hikaye, gerek oyuncuların büyük çoğunluğunun performansı üst düzeydedir.
en samimi eleştirel yorum olarak ise: üstün(!) maceracı, sinem öztürk ve evinin kızı esra dermancıoğlu maalesef olmamış.
özet olarak; tabii ki hiç bir şekilde profesyonel bir sinema eleştirmeni değilim ancak ülkemizde bu tarz kaliteli filmlerin artmasını içtenlikte yeğliyorum.