zamanında; 'almanya'da türk olduğum için oynama şansı bulamıyordum. sonra türkiye'ye geldim ve yine türk olduğum için oynama şansı bulamadım' şeklinde açıklama yapmış olan galatasaray kalecisi.
19 ağustos 2010 galatasaray fc karpaty lviv maçında her iki golde de hatası bulunmamasına karşın taraftar tarafından tepki gösterilen kalecidir. sıcağı sıcağına yorum yazmanın zararları sanırım bunlar.
özgüven, zamanlama, yan toplar, evet bunlarda sorunludur ancak galatasaray ın şampiyon olduğu sezon kaleyi orkun dan devralıp yaptığı kurtarışları da unutmadık. yalan olmasın o zamanlar da aynı sorunlara sahipti ama ertesi sezon yine kendine güvenilmeyip önce de sanctis sonra da leo franco nun getirilmesi kendisine haksızlıktır.
aynı taraftar hiçbir suçu yokken petre yi de ıslıklamıştı gerçi. hatta lincoln geldiğinde görmemişliğin tavanına çıkan da bu taraftardı, durumu kurtardığı için barış ve mustafa sarp gibi kazmalara katlanan da!
madem aykut potansiyel olarak yetersiz senelerdir bu takımda oynayan servet ne çok merak ediyorum. altına girdiğim her eleştiri sonrası eksi manyağı yapıldığım servet bugün yerin dibine sokuluyor, halbuki şu total futbolcu kardeşlerim senelerce ayak içiyle topa vurmaktan aciz pozisyon alma zavallısı servet i pek güzel savunuyorlardı!
bir kalecinin yan top alabilmesi iki şeye bağlıdır. biri çalışmasına, biri de yeteneğine. şöyleki;
uzun boylu, iyi sıçrayan, uzun kollu kaleciler elbetteki fiziki yapıları gereği yüksek toplarda avantajlıdırlar; ancak yan topa çıkmak için bu yeterli değildir. önemli olan orta geldiğinde topun hangi noktada rakip hücumcularla buluşabileceğini kestirip daha önce orada olmak ya da kol avantajı vs. den dolayı onlardan biraz daha önde topla buluşup topu almak gerekir. işte bunun için de bol bol çalışmak tecrübe elde etmek gerekir. ama aynı zaman da topun hangi noktaya düşeceğini kestirip doğru yere gidip topu beklemek de biraz önsezi ve yetenek işidir.
şimdi aykut da ya bu yetenek hiç yok ya da aykut hiç yan top çalışmıyor, doğru çalıştırılmıyor. ben kaleci antrenörü filan değilim tabii ki ama mantıklı düşünebilen herkes benimkine benzer varsayımlara ulaşabilir.
hayrettin' in yedeği olan bir kalecinin genç bir kaleciye ne öğretebileceği soru işaretidir her zaman. yıllardır iyi kalecilarçıkıyor fenerbahçe' den. hepsi mi tesadüf?
yıllardır çıkış yapması beklenen ama bir türlü beklentileri karşılayamayan kaleci. bütün maç harika kurtarışlar yapsa da taraftara güven vermiyor maalesef. geçen sene leo franco'nun yedek kulübesinde olduğu haftalarda bu tür bir maç oynamıştı. maç boyunca harika kurtarışlar yapıp uzaktan çekilen bir şutu elinden kaçırmıştı ve rakip oyuncu tamamlamıştı. galatasaray da berabere kalıp zirveden uzaklaşmıştı. yani ne yapacağı hiç belli olmuyor aykut'un.
bir kalecinin gerçek performansını göstermesi için sürekli kalede kalması gerekir denilir ama aykut'un artık kredisi kalmadı. yıllardır taraftar bir beklenti içinde ama aykut da 28 yaşında oldu artık. bir çıkış yapması imkansız bence.
rijkaard'ın aykut ısrarını da yadırgamıyorum aslında. şu anda elinde olan kalecilere bakınca bu sonuca varıyorum. ufuk ceylan'ın tecrübesi yok ve rijkaard aykut'a şans vererek güvenini yerine getirmek istiyor. ama maalesef aykut, galatasaray'ın kalesini koruyabilecek kapasitede değil. galatasaray yönetiminin yapması gereken ilk işlerden biri iyi bir kaleci bulup getirmek. ama kuşkusuz kaleci bulmak, bir forvet veya orta saha bulmaktan çok daha zor.
artık savunulmaması gereken kaleci. onlar kadar olmasa da az biraz biliyoruz futbolu. bu adam fundamental olarak eksik. yani temel bozuk. bazen über kurtarışlar yapıyor ama kesinlikle güven vermiyor. kısacası galatasaray'ın ancak 3. kalecisi olabilir. bekleyelim dedik, sabredelim dedik, şans da verildi kendisine ama yok hacı olmuyorsa zorlamayacaksın.
iki yıl önce steaua bükreş maçında bizi şampiyonlar liginden eden adam... o maçı sadece biz mi izledik bu yönetim izlemedi mi, iki sene sonra aynı tas aynı hamam... Bu adamın yeterli olmadığı iki sene önce anlaşılmıştı... de sanctis geldi, leo franco geldi, bu adam iki yıl yedekte beklerken kaleciliği mi öğrendi de bu sene temcit pilavı gibi getirip yine kaleye koyuyoruz?
19 ağustos 2010 galatasaray fc karpaty lviv maçı'nda acınası durumunu sürdüren bostan korkuluğu. insanda azcık gurur olur, utanma olur kendi çeker gider kulüpten ama aykut'tan bahsediyoruz yıllardır aynı takımda oynadığı adamların emeğinin içine eden bir faciadan...
bir kalecinin ölü top organizasyonun da ön direği tutmaması gerektiğini 14 ağustos 2010 sivasspor galatasaray maçında yediği 1. golle göstermiş galatasarayımızın gelişim göstermeyen kalecisi.
