karpaty maçında attığı gol galatasaray' a pahalıya patlamak üzereyken duruma hakan balta el koymuştur ve aydın ile muhtemel bir kontrat uzatılmasını engellemiştir.
bu adamın neden bu kadar üstüne gidildiğini anlamıyorum. hat trick mi yapmasını bekliyorlar. altyapıdan gelmiş sabrinin çok daha yeteneklisi, gösterişsiz futbolu tercih eden takım oyuncusu. her futbolcudan quarezma gibi olmasını beklenmemeli. galatasaray yönetiminin bu tip futbolcuları elden çıkarmak yerine galatasaray taraftarının gözünü boyamak'dan başka bir şey yapmayan baros, pino, cana gibi oyuncu tiplerinden kurtulması gerekiyor.
kendisinden patlama bekleyen gerizekalı bir taraftar gurubu vardır. bu adam tam bir takım oyuncusudur. adnan polat gibi iyiyi kötüye çeviren kötüyü de başımıza taç eden bir başkanın elinde eriyip gitme riski taşımaktadır. kendisine tavsiyem yakın zaman da polat denen illetten galatasaray futbolcusuda taraftarıda kurtulacaktır. o yüzden kendisine bu ortam da bu psikolejiyle oynadığı futboldan dolayı tebrik ediyorum ve sabır diliyorum.
gelmiş 25 yaşına hala patladı, patlayacak diye bekleyenler var. kaptırdığı her toptan sonra triplere giren, yüzü her daim asık olan bir adam nasıl futbol yıldızı olabilir? derhal takımdan gönderilmesi gerek.
bu adam istisnasız şekilde alt yapıdan çıkan futbolcular arasında en sevdiğim futbolcudur. yetenek olarak da bence(ve çoğu görüşe göre) arda turan'dan daha üsttedir. arda'da bulunan tüm özellikleri bünyesinde bulundurup, bu yeteneklere hızını da katan bir oyuncudur.
ancak olmuyor işte. sorun ayaklarda değil, kafada. arda'da olan isteğin ve özgüvenin çeyreği kendisinde yoktur. dünyanın en sorumsuz, umursamaz insanları arasında kafaya oynar kendisi gördüğüm kadarıyla.
hani şöyle çocuklar vardır;
- oğlum elektrik faturasını ve parayı bıraktım. yatırıver bi ara, yarın son gün.
+ tamam anne
(15 gün sonra)
- lan it herif, annen sana faturayı vermiş niye yatırmadın elektriği. bak kestiler!!
+ a a elektrikler mi gitmiş? ben de diyorum niye bu bilgisayar açılmıyor.
bu hikayedeki çocuktur aydın. umarım bu sene günü gününe çalışıp, faturaları gününde yatırıp kendini toparlar. yoksa yitip gider.
real madrid'in di maria'nın kötü performansı sonrası ilgilendiği kanat oyuncusu. eğer ki ünal aysal bu oyuncuyu satarsa kendisine olan sevgim, nefret şekline dönüşür. sakın başkanım bu wonderkid'i sakın satma.
kendisinden yetenekli ama yeteneğini sahaya yansıtamayan futbolcu diye bahsedilen kişi.. 7 yıldır yeteneğini sahada gösteremediyse demek ki antreman topçusu daha ne diye zorluyorsunuz ki? sabri için de aynı şekilde bahsediliyordu ne oldu 8 yıldır hala orta açmayı, şut atmayı öğrenemedi.. ayağına top değmemiş 18 yaşında birinin üstüne 8 sene düşseniz sabri'den daha iyi bir bek çıkartırdınız. boşverin aydın'ı, emre'yi (çolak), mehmet'i (batdal).. gerçek bir yeteneği varsa zaten mutlaka ortaya çıkartır. (bkz: arda turan)
galatasaray alt yapısından çıkan son dönem jenerasyon(arda turan, özgürcan özcan, irfan başaran vs) içinde en değer verdiğim adamdı. yetenek olarak arda'yı 2'yle çarpacak bu arkadaşın ne yazık ki hevesi, isteği, azmi arda'nın çeyreği etmemektedir. bu yüzden arda ispanya'nın baş altı takımlarından birinde oynarken, kendisi gidecek anadolu kulübü aramaktadır.
hayal kırıklığımsın lan aydın!
edit; son cümlemle adama eski sevgili muamelesi yapmışım lan. kendimden tırstım ayol.
2 ay önce de yazmıştım; dünyanın en gamsız futbolcusu. içinde 1 gram hırs olmadığına dair iddiaya bile girebilirim. güzel bir hayat yaşayabilecek kadar para kazanıyor olması ona yetiyor sanırım.
efenim bizim bir arkadaş var ki kendisi topa vurmak dışında çok bir şey bilmemekte açıklayacak olursak halısahada çorbalık olarak oynamakta, ve bu adamın bir galatasaray maçında kurduğu cümle; "ulan aydın bana senin kadar sabretselerdi galatasaray'ın şimdi taş gibi bir sağ açığı vardı." işte aydın'ın geldiği nokta budur.