ayasofya'nın müze olmasına dair yayınlanan resmi evrağın altındaki, diğerlerine göre farklı atatürk imzasıdır.
ayasofya'nın müze yapılışında atatürk'ün gerçekten onayı olmadığına dair iddialar var.
--spoiler--
Ayasofya'nın kapatılmasının "Bütün Şark âlemini sevindireceği" ve daha çok turist geleceği gerekçesiyle müzeye dönüştürüldüğünü vurgulayan Ekinci, "Atatürk bu iş için 1'i Alman 9 kişilik bir komisyon kurdu. Prof. Eckhard Unger dışındakiler, ibâdete kapatılmasını tavsiye etti. 24 Kasım 1934'de bakanlar kurulu kararıyla, parasızlık ve -her ne demekse- "Bütün Şark âlemini sevindireceği" gerekçesiyle Ayasofya'nın ibâdet dışındaki kısımları müzeye dönüştürüldü. 1 Şubat 1935'te de müze olarak halka açıldı. Kararda ibâdete kapatılma ifadesi geçmiyordu. Ama Özmen'in başvekâlete gönderdiği teklif yazısındaki, "Ayasofya, müzeye çevrildiği takdirde istanbul'un turistik değeri bir kat daha artacaktır. Ayasofya'da namaz kılanlar pek yakınındaki büyük küçük birçok câmide dinî vazifelerini yapabileceklerdir" ifadesi maksadı ortaya koymaktadır" dedi.
--spoiler--
fatih sultan. r.a un kanlarını vererek gavurdan aldığı camii mizin aldındaki beş paralık bir mürekkeple atılmış, yürekleri dağlamış imza. herkes kendine yakışanı yapmıştır.
ülkenin anası sikilirken, Teröristle anlaşmalar yapılırken, vergi üzerine vergi gelirken, önce Irak, sonra libya, mısır amerikalıların eline düşmüşken akabinde de Suriye amerikalıların eline düşecekken
bütün bunları unutturmak için ortaya atılan saçmasapan tartışmanın imzalarından biridir. Oğlum sen Ayasofya'yı bırak Cami müze olarak bile yakın zamanda göremeyeceksin! bu gidişle, PKK devlet, devlet PKK, Amerika onun tepesinde olacak, sonra ancak aklın başına gelecek ağlayıp ağlayıp duracaksın. Ayasofyaymış, Mustafa Kemalmiş, Fatihmiş... MUstafa Kemal de Fatih de bugün yaşasa, Ayasofya'yı değil, Musul'u Kerkük'ü, batı trakya'yı, karabağ'ı konuşuyor, nereye Fabrika yapalım, nerede istihdam yaratalım diye düşünüyor olurdu!
ayasofya nın camiye çevrilmesi tartışmalı bir durumdur. mehmed han açısından baktığımızda o devirde istanbul un avrupa yakasında toplu ibadet edilecek mahiyette bir cami olmadığından mantıklı sayılsa da süleymaniye, sultan ahmed gibi devasa mabetlerin yapılması ve bunlar haricinde de yüzlerce camiye sahip istanbul da ayasofya nın cami olarak kullanılması da hazıra konmak olurdu. hala haçlı seferi kafasıyla yaşayan adamlar var dünyada, daha büyüğünü, daha iyisini yapmışsın hala prestij peşindesin. islam dinini ayakta tutan maneviyatıdır, başkasının eserinin üzerine konmak değil!
bu büyüklüğü umarım bir gün ispanyollar da gösterir ve kiliseye çevirdikleri islam eseri emevi camilerini ibadete açarlar.
esas atamızın mirasını bu ülkede kısa bir dönem yönetici olanlar elin gavuruna nisbet müze yapmıştır.... inşallah geri alacağız atamızın mirasını. bugün olmazsa yarın, birgün mutlaka.
