sen sabahın köründe kalkıp okula giderken o mışıl mışıl yatağında uyur,işi gücü yoktur,öğlen uyanır altın gününe gitmek için giyinir süslenir evden çıkar ki sen hala okulda derslerle başın ağrıyana kadar cebelleşmektesindir.akşam olur tesadüfen bu kadınla aynı otobüse veya minibüse binersin,o da ne,yer ister.vermezsin yeni nesil terbiyesiz damgası yersin,verirsin o kadar yorgunluğuna rağmen ayakta durmaya taakatin kalmamıştır yığılıverirsin yere öylece.sonra ağzından gayet haklı olarak şu kelimeler çıkar.ben sabahın köründen beri dersten derse koşuyorum sense altın gününde hapır hupur börekleri midene indiriyorsun,trafiğin yoğun olduğu iş çıkışı okul çıkışı bu saatte otobüse biniyorsun ve yorgun insanlardan yer vermesini bekliyorsun.şimdi söylermisin şimdi hangimiz terbiyesiz.
kanımca, ayakta kalan teyzeye ya da amcaya hiç tereddüt etmeden, düşünmeden, başkaları yer verir mi acaba diye ağırdan almadan, hemen kalkıp yer vermek gerekir.
zira araba her fren yaptığında onların düşecekmiş gibi sendelemelerini izlemek hiç de hoş olmayacaktır.
kendi anne ve babalarımızın da bir gün aynı konumda olmaları şüphesizdir.
otobüsle biryerden bir yere gidip gelen anneme ve babama sorduğum ilk soru şu olur.
yer veren oldu mu?
yaşlılardır çünkü. (o yer veren kişilere gıyabında teşekkürederim).