Bir Avrupalı yazarın gözünden "Avrupa'da merhamet yoktur, herkes 18 yaşından sonra birey olup başının çaresine bakmak zorundadır ama adalet vardır. mahkemeler adaleti herkese uygular. Türkiye'de ise merhamet vardır, başın sıkışınca aile yardıma koşar ama adalet yoktur, hakkını aramak çok zordur."
avrupalı bireyselciyken türk toplumsalcıdır. isimlere bakıp işte türkün farkı, türk toplumu düşünür demeyelim çünkü bireyselci düşünen insanlar topluma daha saygılı ve daha faydalıdır.
turkiye'nin orumcek beyinli mahalleleri, semtleri, hatta sehirleri vardir. kizla erkegi yan yana gorseler dahi kizi potansiyel hayat kadini olarak goren yerler hani. avrupa'da da boyle insanlarin yasadigi yerler var midir, varsa turkiye'dekilerin yaninda nasil kalir bilmem.
avrupalı hakka ve kurallara inanır, çünkü öyle birşey vardır. hakkını arar, kazanır. türk ise dayıya inanır, bilir ki dayısı yoksa bi b.k gelmez elden. haklıyken de haksız olursun.
avrupalı demokrattır, demokrasıyi olduğu gibi yaşar, türk demokrasi diye bir şeyin varlığını yeni öğrenmiştir. öğrenir öğrenmezde onu çeşitlere ayırır; muhafazakar demokrasi, solcu demokrasi, vb vb demokrasi.
Avrupa'da yolda yürürken tökezleyip yere düşen adam kaldırım eğri yapılmış diye belediyeyi mahkemeye verir ve eğer haklıysa tazminat alır; Türkiye'de ise vatandaş açık bırakılan logar kapağından kanalizasyon çukuruna düşer ve suçlu çıkar, "önüne baksaydın, körmüydün" diye azarlanır.
kelebek etkisine benzeyen film.
paralel evrenler işlenmiş film bir kısmında luke rhinehart'ın zar adam kitabına benzer bir kısım var orada zar kullanıyordu bu filmde para kullanılmış, 2 seçenek var, yap yada yapma.
parayı atıyor yes gelirse yapıyor no gelirse yapmıyor.
izlediğim en güzel filmlerden birisi.