önümüzdek 30 yıl tekrarını izleyeceğimiz fevkalade dizi. son bölümünde lost'a ve özellikle flashback olayına vurgu yapılmıştır. gülse birsel'in yeni projesini bekliyeceğiz artik.
''ailemizden biri olmuştu'' diye salakça bir şey vardır ya, işte avrupa yakası karakterleri sanki nişantaşında yaşıyor gibiydi. yani yarın git nişantaşına volkan'ı, dursun'u muhallebicide bulacaksın, iki muhabbet çevireceksin gibi. hani olur ya.. neyse üzüldüm bittiğine ama umarım 2 sezon sonra aslı'nın kucağında çocuğuyla yeni bölümlerini çekmeye çalışıp eski güzel avrupa yakası anılarımızı bok etmezler.
final sahnesinde gazanfer özcan ve hümeyra'yı göstererek bizleri mutlu eden dizi.
kişisel yorum: dilber hala'nın meryem ile olan bir sahnesi vardı. göksel'in bir şarkısı çalıyordu. bu şarkının adını bildiren yazara hoş oy vericem yeminne.
cem yılmazlı sahnelerde cem yılmaz'dan ziyade burhan'ın yarıp geçirdiği final bölümüyle aramızdan ayrılan dizi. ayrıca bazı sahnelerdeki aksilikler degözden kaçmamıştır. bu aksilikler şöyle özetlenebilir;
dursun'un düğün sahnesinde 2 defa giriş yapması,
emel sayın volkan'ı överken arkadan gelen klima sesi,
yine dursun'un emel sayın'ın eli çimentodayken repliğinin yarıda kesilmesi...
ayrıca keşke cem davran daha önce girseydi diziye diye de düşündürmüştür.
beni hüzünlere gark eden dizidir.
6 sezondur 190 bölümün çoğunu tv den, izleyemediklerimi netten takip etmiş biri olarak söylüyorum ki;
bitmemeliydi.. baydı yazılacak bir şey bulunamıyor diyenler avrupa yakasının 40-53 arası bölümlerini ve 114-140 arası bölümlerini seyretsinler..
o zaman bitseydi anlayabilirdim, çünkü; gülse birselin kalemi gerçekten istif tutmuştu o aralar.
ama bu sezon, bu karakterlerle bitmeyi haketmedi avrupa yakası.
denilebilir ki tadında bırakıldı..
her çarşamba çayı mı koyup, çekirdeğimi alıp tv karşısına geçtiğimde aldığım zevki bir daha alamıycak olmak.. keşke tadında bırakılmasaydı bari 'zaten artık izlenemiyordu' diyebilirdim..
hayatımın önemli yerlerinde geçen bir dizi bu, babamla hayatta tek paylaştığım şey bu diziydi, öss sonuçlarından önceki hafta bu diziyle bir an olsun heycanımı unutmuştum.
ablamı istemeye geldiklerinde herkesin ortasına atıp kendimi bu diziyi açtığım da annemin verdiği tepkiyi bir ömür unutamıycam. her kendime makarna yapıp netten bu diziyi açtığımda duyumsadığım huzuru bir daha duyumsayamıycam..
bir daha bu dizinin yeni bölüm yapmayacak olması beni heder ediyor..
gidenler gerçekten ağlatırmış.. **
gülse birsel'in zekasına yakıştıramadığım bi finalle ekranlara veda etmiş dizi.
sen tut her biri kendi başına star olmuş, her birine ayrı ayrı film çekilse tutacak, onlarca karakter yarat; ama dizinin finalinde onları ***** bir araya getireceğin yere, yarattığım ve her biri ayrı ayrı star olan karakterlerim, bi işe yaramıyor, araya bir iki ünkü sıkıştırayım mantığıyla hareket et.
üstelik senaryoya eklene ünlüler! o kadar sakil durmuşlarki senaryonun içinde. onlara hikaye yazılana kadar veya onlar hikayeye sıkıştırılana kadar, dizinin asıl karakterlerine daha fazla özen gösterilmesini beklerdim ben.
harika bir finalle, ekranlara veda etmiş olan dizi. final bölümünün en ilginç yanı ise, çoğu ünlünün diziye teşrif etmesi olmuştur. akıllara, zerrin özer'in ''paşa gönlüm'' isimli şarkısı için çektiği klip gelmiştir. bu dizinin eleştirilecek yönleri vardı elbet ama 6 sene boyunca ''sürebilen'' hiç bir dizi, kusursuz olamazdı. bu dizi ile birlikte gülse birsel'de, ne kadar iyi bir senarist olduğunu kanıtlamıştır.
Gulse Birsel aslinda dizinin finalini iki bolume yaymak isterken, yayinci kanal hayir tek bolumle final olsun deyince boyle iki bolumluk final tek bolume sıkıstırılmıs oldu. Belki daha guzel bir son olarak yazilmisti fakat tek bolume inince dogrusu tamda bekleneni veremedi sanki ama Gulse birsel ne yapsin, bu kadarini becermis yeter. Final bolumunde bir cem yilmaz faktoru vardi. Varligi pek belli olmadi. Sanki kasıntı gibi kaldi. Burhan altintop cem yilmaz'dan daha cok guldurdu bu bir gercek. Yaptiklari korsan cd tartismasi izlemeye deger sahnelerden bir tanesiydi.
Dizinin sonunda insan 6 yil yazisini gorunce baya huzunleniyor be arkadas. Koskoca alti yil gecmis dile kolay. Daha cocukmusuz dizi basladiginda. Bazen vasatin altina dustu ama cogu zaman katila katila gulduk biz bu diziye. 'bitsin, yeter biktik' diyenler simdi kiclarina kina yakabilirler pekala. Hayir bu diziyi yerden yere vuranlar cok mu stresten uzak bir hayat yasiyorlar anlamis degilim. Ben kimseyi yaprak dokumu, ask i memnu izliyor diye yargilamadim sahsen. Bu dizinin mudavimleri olarak gulmek istiyorduk ve avrupa yakasi bunu fazlasiyla basariyordu. Gunluk hayatin derdini tasasini, isin/okulun stresini bu diziyle atiyordum. Televizyon dunyasi bir dizi coplugune donusmusken bu dizi onlarin arasinda resmen tertemiz kaliyordu.
Gonul isterdi ki bir sacit'i, bir ifot'u, bir selin'i tekrar gorelim ama kismet degilmis. Ben sahsen burhan'i, dursun'u, makbule'yi, sertac'i, volkan'i ve ismini saymadigim daha bircok karakteri cok ozleyecegim. Tum dizi oyuncularinin, teknik heyetin, yapimcinin herkezin ama ozellikle de gulse birsel'in eline, koluna ve yuregine saglik. Asil 6 yil boyunca bikmadan usanmadan isini ciddiyetle yaptigin icin biz seyirciler sana tesekkur ederiz.
Ama simdi carsamba aksamlarimiz gercekten oksuz kalacak be gulse birsel....
6 yıl boyunca sokaktaki herkese dokunabilen tek dizidir.
çok badireler atlatmıştır, senaryo çok sürüklenmiştir ama gülse birsel onca dalgaya onca çatlamaya rağmen usta bir kaptan gibi gemisini tüm olumsuzluklara kaşın unutulmazlar limanına ulaştırmıştır.
final bölümü diğer bölümlere göre sönük gibi görünse de aslında çok normaldir.
çünkü final bölümü bir veda bölümüdür ve bir komedi dizisi olsa dahi herkes için hüzünlüdür.
burhan altintop'u
aslı yeavrum'u
makbile'yi
tahsin amca'yı
ifot'u
volki'yi
şahika'yı
dilber hala'yı
...
kısacası tüm karakterleri yarın sokağa çıktığınızda görebilirsiniz.
bu halk onları çok sevdi, çok izledi, çok taklit etti.
kısacası bizleri bu kargaşa cenneti ülkemizde her çarşamba güldürmeyi başardılar ve onlar bizim hareketlerimize, sözcüklerimize çok şey kattılar.
her hafta sayfalarca senaryo yazıp sonra oynayan gülse birsel bu muhteşem 'hikaye' için büyük bir teşekkürü hak etmektedir.
teşekkürler avrupa yakası...
adına yakışmayan bir bölümdü gerçekten. hatta sıradan bir bölüm bile final bölümünden daha eğlenceliydi. o nasıl anlayıştır ki her bölümde ata demirer in eline mikrofon verip şarkı söylettirmek? düşünün bir dizinin içinde dört tane şarkı geçiyor. emel sayın iki tane söyledi, bir tane ata demirer, birde daha önce dinlemediğim bir şarkı. nerden bakarsanız bakın 15 dakikam şarkı dinlemekle geçti. dizide tek güldüğüm yer ise cem yılmaz ve burhan arasındaki dialoglardı. ''eee ne duruyorsun, espri yapmayacak mısın?'' demesi gerçekten çok güzeldi. cem yılmaz bir nebze mesaj vermişti bazı kesimlere. ''beni espri maknası olarak değilde, artık normal bir birey olarak görün'' diyordu. dizide ilginç bir kısım ise volkan karakteri kardeşi aslı nın gayri meşru ilişkiden hamile olduğunu duyuyor ve hiçbir tepki vermiyor. acaba nişantaşı insanları bu kadar objektif mi? aynı olay anadoluda olsa eminimki silahlar konuşurdu. buda tabi işin ayrıntısı, nereye çekersen çek misali...gel gelelim diziyi izleme sebeplerimden birisi olan burhan altıntop a. burhan altıntop u bu kadar sevmem; esprilerinden ziyade dizide kendime en yakın bulduğum kişiydi. gerçekten bazı özelliklerimiz benziyordu. doğru dürüst yaşanmayan bir ilişikler, düşük sosyal yaşam, kendini tam olarak tanıyamama, hafif bir eziklik. ama hiç unutmayacağım bir replik varki, ne zaman hatırlasam gülüyorum. şöyleydi sanırım. '' ne gülüyon lan köylü çocuğu''...
dizinin bir diğer bomba karakteri ise laz dursun du. efendim o nasıl bir zeki duruş, o nasıl espriler, bu adam okusaydı eminimki atom mühendisi olurdu. tam olarak doyamadık ama umarım başka bir karakterde tekrar izleyebiliriz. bir de şu var; bu kadar güzel karakterleri bir arada tekrar izleyebilirmiyiz o ayrı mesele...
avrupa yakası bir efsane artık gözümde. volkan, burhan, aslı, gaffur, cem, yaprak, fatoş, şesu, bülent ve karısı, tahsin amca ve ifot, gerizekalı makbile, tanrverdi, osman dilber hala, şahika, sacit, izzet, sertaç, taceddin, kapıcı ve ailesi, kubilay, selin ve sayamadıklarım hepsi bir başka yer edindi gözümde. aramızda olmasada sevgili gazanfer özcan. sanki bizden biriydi. nişantaşı hayatı değilde anadolu hayatını yansıtıyodu. mekanın cennet olsun büyük usta.
evet acısı ile tatlısı ile son yıllarıma damgasını vurmuş bir tutkunun sonuydu bu satırlar. belkide flash bir haberle dizinin tekrar başlayacağını öğrenebiliriz. gariplikler ülkesinde herşeye hazırlıklı olmak lazım değil mi?. bir bakmışsın gelecek sezon yine bizimle olur. ama şunu unutmamak gerekir. gençliğimin en hareketli yılarında başlayan bu dizi gençliğimin sonbaharında bitiverdi aniden. hayatta böyledir işte. bir bakmışsın herşey bitivermiş. geride kalanları düşünmeye kalksan en fazla beş dakika sürer. aslında üzüntüm giden dizi değil boşa geçmiş 6 yılımdır. ona üzülmüşüm ben aslında. dizi ile beraber biten anılarımmış beni hüzünlendiren...
burhan'ın düğünden kaçma sahnesiyle sona ermesinin ardında; acaba burhan kaçtıktan sonra başına ne işler geldi tadında yeni bir dizi ya da film projesi mi var diye düşündürmüş dizi.
hayatımda ilk defa ilk bölümünden son bölümüne kadar seyrettiğim dizidir.koskoca 6 yıl geçmiş.gerçektende türk dizileri arasında benim için yeri ayrıdır.ağlak, acıların dizilerinin yanında ve kimin kimle olduğu bilinmeyen dizilerin yanında sadece güldürmeyi amaçlayan çarşamba gecelerinin klasiğiydi. yaşanan olumsuzluklara rağmen dimdik durarak dizisini ayakta tutan ve her hafta 90 dakikalık iş çıkartabilen gülse birsel'i ve dizinin unutulmaz karakterlerini özleyeceğiz.
