yayınlanan son bölümüne baktığımızda canım ailem dizisinin etkisi altında kalmış gibi görünen dizi. canım ailem'de yirmi senedir hediye aynayı saklayan bir meliha; avrupa yakasındaysa dilber'i istemeye giderken kullandığı tabağı kırk sene saklayan bir azim. adanalılar böyle şeylere çok değer veriyor sanırım azizim.
artık baymış olan dizidir. gülse birsel' in artık yeni bir dizi yazması gerektiğini düşünüyorum. How i met your mother tadında bir dizi yazsa fena mı olur?
ömrü gittikçe kısalan bir dizi halini haldı.yakında gerçekten son nefeslerini de verirse bunun başarısızlık olarak algılanması biraz haksızlık olur.yaptı yapacağını zaten.ayrıca her şeyin bir ömrünün olduğu ve ekonomik doyumun gayri resmi anlamının baymak olduğu iktisadi bir kural değil midir?ulan diziyle ekonomik doyumun ne alakası var diyenlere şimdilik kumbaralarına para atmaya devam etmelerini öneriyorum.
raitinglerinin düştüğü sözlüklerden gayet net anlaşılabilen dizi. özellikle tahsin sütçüoğlu'nun zorunlu ayrılığından sonra. misal bugünki bölümünden sonra hiç entry girilmemiş.(şu ana kadar)
eski bayramlar gibidir artık... eskisi daha güzel olan, o haliyle özlenen dizidir.
atademirer in kıbrıs türkcesi adı altında sıçtığı, arkadaki gülme efektinin de bu boku sıvadığı saçma dizidir.
ata demirer in konuştuğu şey kesinlikle ama kesinlikle kıbrıs türkcesi değildir. kıbrıs türkcesi duymak isteyenler beni arayıp konuşmamı dinleyebilirler. o zaman anlaşılacaktır ki ata demirer'in nadir adı altında sokulduğu kılığın konuştuğu şey kesinlikle ama kesinlikle kıbrıs türkcesi değildir.azeri şivesinden kırık bişey olmuş, gereksiz kelime uzatmaları yapılmış, bütün türkiyelilerin bildiği ancak kıbrıs'tan hiç kimsenin duyduğunu beyan etmediği "gezdirdin gendi gendini" kalıbı kullanılmış bir klişe olarak. adanın henüz göremediğim tüm tarihi eserlerinden, gezilecek görülecek yerlerinden çok istiyorum "gezdirdin gendi gendini" diyen bir kıbrıslı görmeyi. ama nasip olmadı işte 20 yıldır.
kıbrıslıtürkler olarak konu ile ilgili plato film den özür bekliyoruz.
her sezon birilerinin ayrıldığı ve yeni birilerinin geldiği bir dizidir. Ayrıca baya bir kişiyide üne kavuşturmuştur. şimdilerde ise kabak tadı vermeye başlamıştır.
tamamen tesadüf eseri şahsımın diğer kanallardaki reklam kuşağı nedeni ile ATV izlemeye kadar vermesi sonucunda karşılaştığı manzara ile birlikte ufak çaplı bir sinir harbi geçirmesine neden olan dizi.
kıbrıslılar ve kıbrıs'ta kullanıldığı sanılan dil ile ilgili gereksiz ve aşağılayıcı bölümün yayınlandığı gün itibariyle ada sakinlerinden tepki görmüş ve halen görmeye devam etmekte olan dizidir de ayni zamanda.
facebook yardımı ile açılan pek çok grupta ciddiye alınmayı bekleyen kıbrıslılar'ın aşağıdaki gibi pek çok şikayet oklarını yönelttiği dizi de denilebilir.
'' Neler neler, ne kültürler geldi geçti bu adanın üstünden.. Adaca bir silkinsek, neler çıkar içimizden kim bilir.. O kadar zengin, o kadar mükemmel, o kadar saf ve doğal bir dile sahibiz ki, bundandır şikayetimiz.. Ya da bazı kişilerin değimi ile 'kompleks'imiz..
Bu kadar zengin bir kültür ve dile sahipken biz, yansıtılanın bu denli bayağı ve aşağılayıcı olması incitiyor bizleri.. Kaldı ki dizinin söz konusu bölümünde işlenen ve Kıbrıs'ta konuşulduğu varsayımı ile yansıtılmaya çalışılan lehçe; 'Londrez' diye adlandırdığımız kesime ait olmakla beraber, yıllarca adadan uzak, ingiltre'de yaşam sürmüs ve bundan dolayı içlerindeki ada hasreti ile halen kıbrıs ağzı ile konuşmaya çalışmaları dolayısı ile ortaya çıkan enteresan bir konuşma biçimidir.
Öte yandan, dizide ya da dizilerde kullanılan, Türkiye'nin çeşitli yörelerine ait ağızlar eleştrilmiyor ise, bu biz eleştirdiğimiz zaman bize kötü yönde mal edilmesini gerektirmemektedir. Doğru ve en azından dalga geçmek maksadı ile kullanılmadığı sürece kim, neden buna karşı çıksın ki? Ancak bu kadar bariz bir şekilde bizler ve bizim kültürümüz ile dalga geçilmesine sessiz kalabileceğimizi sanmıyorum.
Dertleri Kıbrıs kültürünü tanıtmak ise, buyursunlar gelsinler, gerek bizzat ben, gerek yoldan geçen herhangi bir kimse elinden geldiğince kültürü tanıtmaya gönüllü olacaktır. Ha yok, dertleri bizim ensemizden insanları eğlendirmek ise, işte bu noktada bizim de söyleyecek birkaç bir şeyimiz olacaktır elbet. ''
son zamanalrda adadan bu ve buna benzer tepki ve eleştriler almakta olan, bunlara karşılık Kıbrıs halkına koca bir özür borcu olan dizidir kendileri.
ayrıca 40 yıllık ceviz macununu 'ceviz reçeli' yapmış olmakla kalmayıp, gerçeği yansıtmayan alakasız ve saçma replikleri kıbrıs halkına mal etmişlerdir.
'gezdirin gendi gendini' gibi bir cümle nereden çıkmıştır, bilemiyor olmakla birlikte, bir işi yaptınız da yaptınız, bari 'mısmıl' yapın demeden geçemeyeceğim dizidir!
engin günaydın diziye girdikten sonra ortalıkta yavaş yavaş burhanların türemesine yol açan, insanların diline şahika replikleri dolayan bazen tebessüm ettiren, bazen de yaran dizi.
gülse birsel'in özellikle son iki senedir kendisine uzatılan her mikrofon/kamera/kayıt cihazı ve benzeri cihaza avaz avaz "artık yazacak birşey bulamıyorum" demesine rağmen inatla devam ettirilmeye çalışılan dizi. ben artık yazamıyorum diye haykıran bir yazara ve zahmet edip diziyi sürükleyen karakterleri oynayan oyuncuları bile dizi kadrosunda tutamayan bir yapım şirketine rağmen ite kaka çekilip devam edilmesi yayınlandığı kanalın tek elle tutulur dizisi olmasından kaynaklanıyor olsa gerek. ilk zamanlarında gerçekten komik ve kaliteli bir dizi iken son birkaç sezona hakim olan "madem izleniyor boku çıkana kadar götürelim" felsefesi sebebiyle artık ne yazık ki izlenmez hale gelmiştir. burhan altıntop ile inceden inceye başlayan, gaffur ile kendini belli eden, dursun ve dilber hala ile doruğa çıkan; recep ivedik filmlerinin de temel tekniği olan "davranış ve konuşmaya güldürme" ne yazık ki çarşamba günü yayınlanan bölümde "terbiyesizlik" boyutuna gelmiştir. özellikle bu sezon hemen her bölümde süreyi doldurabilmek için çırpınan, başı sıkıştıkça karakterlere şarkı türkü söyleten gülse birsel'in sırf 7-8 dakika daha doldurabilmek için muhtemelen üç kelimesini bildiği bir şiveyi ** kullanmaya çalışıp uyduruk birşey yaratması ve bunu abuk sabuk görünümlü bir karakterle tamamlaması hem kendisine yakışmamış, hem de biz kıbrıslı türkleri derinden yaralamıştır.
yıllardır herkesin, hangi sivri zekadan çıktığı belli olmayan "gezdirin gendi gendini"den ibaret bir kalıpla sınırlandırdığı kıbrıslı türkçesi içinde dört dilden kelimeler barındıran, adaya gelmiş geçmiş her medeniyetten birşeyler kapmış bir zenginliktir. herkeslerin üç kelime ile sınırlandırdığı şey yıllarca yaşadığı yerde bile artık azınlık haline gelen, yıllar yılı savaş ve izolasyonlar sebebiyle yurtdışına dağılan "kıbrıslı türk" ırkını bir arada tutan; kaybolmaya yüz tutmasına rağmen inatla savunduğu, kültürel anlamada elinde kalan "son kale"sidir. süre dolsun, bölüm tamamlansın, dizi yayınlansın, ekip parasını alsın diye abuk sabuk ve uydurma bir şekilde kullanılacak bir şey değil!...