ab- nabıon koç nası gidiyo bakalım işler?
türkiye- iyidir be abi nolsun öyle yapıyoz bişeyler ama..
ab- aç bakalım buranı, ver bakalım bana para..
türkiye- peki abi
ab- yıhahaha seni alcaz ab ye
türkiye- alcanız dimi ağabey?
ab- alcaz alcaz yıhahah yıhyıhahaha
türkiye- oley be alcanız
ab- nah alcaz siktir git lan, siz önce kopenhag kriterlerine uyun..
türkiye-abi götünü yiyim o ney uyayım hemen..
ab- hah aferim şimdi alcaz sizi
türkiye- oley be ne yiğitsiniz..
ab- ne alması lan götoş, siktirin gidin almıcaz siz tanıyın lan bakalım bizim bir kıbrıs rum kesimi var..açın lan limanları, domalın lan yıhahaha
türkiye- ah ulan ahhhh..
bugünkü yapısı içinde, TBMM üzerinde AB otoritesinin kabul edilecek olması, temel ilkeleri dolayısıyla T.C. Devletinin kuruluş esaslarına aykırı düşer.
yani milli hakimiyet anlayışı.
marshall yardımları'nın kendilerini abd'ye bağımlı hâle getirdiğini gören avrupalı devletlerin gerek ekonomik gerekse de güvenlik açısından kurduğu oluşum.
avrupa'nın ekonomisi çok iyi durumda olan devletlerinin sırf güvenlik sebebiyle içinde bulundukları oluşum. mesela almanya süper bir devlet ve ab'nin lokomotifi. kendi başına çok iyi bir ekonomiye sahip, ve ab'ye sırf güvenlik sebebiyle dahil.
milletin çoğunluğunun istemediği ancak devleti yönetenlerin ısrarla girilmesini istediği saçmalıklarla dolu bir dizi düzenlemeyi biz gibi birliğe girmeye çalışan ülkeleri -gerçi bir biz varız ya- birliğe alma vaadiyle kabul ettirmeye çalışan bizi kukla gibi kullnan, burnuna halka takılmış ayı gibi oynatan hristiyan birliğinden öteye gidememiş merkel ve sarkozy olduğu sürece giremeyeceğimiz sözde avrupa birliği. ayrıca bir de kıbrıs olayı var ki... kıbrıs'ta birleşme sürecinde referanduma Türk tarafının evet demesi durumunda alınacağı rum kesiminin ise şartsız alınacağı Türk tarafının evet demesine rağmen alınmadığı, rum kesiminin ise hayır demesine rağmen alındığı kendisiyle çelişen topluluk
son zamanlarda birlikte birkaç ülkenin göçmesiyle avrupa birliği ilerde yıkılacak izlenimi daha şiddetli oluşmaya başladı hatta bazıları o gün geldiğinde avrupa bizim kapımıza gelecek diyor, tek diyeceğim şudur ki, eğer öyle bir gün olursa bu kere onları kabul etmemesi gereken biz olmalıyız, tabi bizde nerde öyle devlet adamları.
2000'li yılların başında herkesin ağzında Avrupa Birliği geyiği vardı. Millet yolda gördüğüne, selamlaştıktan hemen sonra "Acaba girebilecek miyiz şu birliğe, girersek de refaha erebilecek miyiz? Söylesene ha söylesene" diye sorardı. Ancak son yıllarda bu mevzu pek konuşulmaz oldu. Uzun zamandır bana da soran olmuyor, çok üzülüyorum. Ancak bundan gayrı da soran olursa, vereceğim yanıt kısa ve net.
"Ne Avrupa Birliği mi? Nah gireriz Avrupa Birliğine!"
türkleri istemeyen ve istemediğini daha nasıl belli edeceğini şaşıran ve bizim yine de girmek için zorladığımız birlik.
bir zamanlar bir ortak pazardılar, şimdi kültürel-politik-ekonomik bir birlikler.
ancak ortak bir orduları yok. savunma işlerini abd hallediyor.
bu yüzden korkuyorlar türklerden, bizim erkeklerin yarısı asker sonuçta. ayrıca ab kararlarında söz nüfusu fazla olan ülkede; türkiye bu genç nüfusuyla her türlü ezer onları. hem bir de dünya savaşlarından kalma kuyruk acıları var.
hala ne diye uğraşıyoruz ki?
kriz içindeki yunanistan'a yapılan yüklü yardım sebebiyle bazı ülkelerin isyan etmesine sebep olan topluluk . içten bölünecekler beklentisi yıllardır söylenmekte .
+sen gümrük birliğini imzalamışın kanks seni ne s.kime alalım birliğe? bi de müslümansınız siz.
-iyi de gelişiyoruz biz ekonomimiz, teknolojim...
+no no no. bugün git yarın gel. 20 yıl içinde kesinlikle gireceksiniz ama.
- - - 20 yıl sonra - - -
-şey biz birliğe girecektik ? bakın bir çok ab ülkesinden daha iyi durumdayız. ayrıca son 20 yılda çok şe...
+no no no sizin reform yapmanız lazım, çağdaşlaşmanız lazım. şimdi gidin çağdaşlaşın bak gör 10 seneye alıyoz.
böyle sürer gider bu. ula biz bu birliğe girmek için bu kadar taviz vereceğimize kendimiz bir birlik kurmaya çalışaydık en azından bugünden daha iyi bir geleceğe sahip bir ülke olurduk...
yakınlara kadar ekonomik dev,siyasi cüce olarak adlandırılan birlik. siyaseten cüceliğe berdevam, zira kendi içinde asla politik olarak bir ahenk tutturamayacağı her geçen gün daha net olarak görülüyor. düşünün ki tam üyeliğe geçişinin üzerinden daha bir kaç ay geçmemişken polonya devlet başkanı ''bizim için abd ile stratejik ortaklık ab üyeliğinden daha önemlidir'' deyivermişti. keza bulgar ve romen hükümetleri ab'nin resmen karşı çıkmasına rağmen topraklarını abd üsleri için açmaya hazır olduklarını deklare etmişlerdi. şimdilerde ekonomik olarak ta yaldızları dökülüyor. nüfus yaşlı,hızla daha da yaşlanmaya devam ediyor. teknolojik olarak gelişme sürati azalma meylinde. düne kadar ekonomik mucize olarak takdim edilen yıldızların içlerinin zannedildiği gibi dolu olmadığı ortaya çıkıyor bir bir. alın size ispanya,irlanda,italya. yunanistan'ı söylemeye gerek yok,üretimsiz,har vurup harman savuran,sırtını hibelere,desteklere dayamış,bütün gösterge ve bilançolarını manipüle eden haramzade ve peygamber tembeli bir ülkenin başına eninde sonunda gelecek buydu.vaktinde görenler için değil ama ab'yi kıble belleyenler için bugünlerde olan bitenler, dahası ufukta beliren gelişmeler ibretlerle doludur.görmek isteyene.
son ekonomik kriz vesilesiyle, almanya sayesinde ayakta durduğu ve diğer ülkelerinde almanya'nın itibarı sayesinde ekonomilerini döndürebildikleri bir kez daha ortaya çıkmış olan "birlik".