türkiye'de ufacık bir olay olsa insan haklarından söz eden ama almanya'da 9 türk yanarak öldürülüğünde sesi çıkmayan birlik. sağolun. biz doyduk, almayalım.
kuruluş görünüş ve işleniş bakımından uluslarası ikişkilerin ilk ve tek uluslarüstü örgütüdür. o nu uluslararası ilişkiler bakımından bu kadar özel yapan durum tabii ki ulus devletlerin her türlü hukuk, iktisat ve coğrafya yetkilerini paylaşarak oluşturmuş suprenational iktidarları olmasıdır.
hristiyan birliği olmadığını iddia edenlerin yanıldığı birlik. bilindiği gibi bu topluluk ilk kuruldugunda üye sayısı 9 olmasına ragmen bayraklarında 12 yıldız vardı. ki bunlar da isa'nın 12 havarisini temsil ediyordu. diğer bi kanıt ise avrupa birliğinin marşı beethoven'ın 9. senfonisidir. marşın hiç bi cümlesinde hristyanlıkla ilgili bi emareye rastlanmaz. ta ki son dizeye gelinceye kadar. "... gökte bir baba var." şeklinde biten bu dize her şeyi apaçık ortaya koyuyor. bilindiği üzere hristyanlık 3 temel üzerine kuruludur. baba - oğul - ruh'ül kudüs *. islamiyet'te böyle bi inanc yoktur.
iktisadi ve idari bilimler fakültelerinde, bilhassa uluslararası * ilişkiler bölümünde, en amiyane tabirle kafa s.ken; kurucu anlaşmalarıymış, bütünleşme ıvır zıvırlarıymış, organlarıymış, komisyonlarıymış, koca bir hengame olan hukuku ve ortaya çıkamayan anayasasıymış g.tü başı ayrı oynayan, onlar * orada bütünleşemedikçe burada * ab ders kitapları giderek kalınlaştığından avrupa'nın derdi bizi mi gerdi a.k., dememe neden olan oluşum.
hazır gelmişkene, kendi düşüncelerimi değil de aklımda kalan toplama bilgileri ve bazı tuhaf iddiaları ileteyim;
tr'nin ab'ye dalmasının, türk etkisinin balkanlar'da daha etkin hissedilmesine yarayacağına dair bazı ümitler besleyen akademisyenlerimiz yok değil.
yine tr'nin ab'ye üyelik sürecini; lan olm üye olmasak da kendimizi toparlarız, bizim bu sürece ihtiyacımız var, diyerek destekleyen akademisyenlerimiz de yok değil.
bir başka mutlu kişiler de; eğer tr ab'ye üye olursa almanya derecesinde oy hakkına sahip olacağını söyleyip ellerini ovuşturan akademisyenlerimizdi. *
bazı akademisyenlerimiz ise, tr'nin ab'ye bu kadar kitlenmemesi gerektiğini, yeni yüzyılımızın siyasi sistemi çok kutuplu sisteme doğru gittiğinden, tr'nin eğer bölgede önemli bir güç olmak istiyorsa diğer oluşumlarla da , mesela şangay, azıcık haşır neşir olması gerektiğini savunmaktalar. şangay'ın orta asya ve orta doğu'daki abd varlığı kadar muhtemel türk varlığına da karşı olduğu iddialarını (bu iddiaları ortaya atanların gerekçeleri şöyle; rusya'nın yumuşak karnı türki cumhuriyetler sayılır, çin'in de uygur sorunu var falan, dolayısıyla birleşik türkler olayı tehlikeli olabilirmişşşş, bunları düşünenlerin tika ile yakın ilişkileri olabilir) temelsiz bulmuşlardı. yani ab, o kadar da abartılacak tek çözüm değildi, daha kendi aralarında zaten ıvır zıvır ... artı zaaaten tr, 90'dan sonraki dalma fırsatını kaçırmış, sovyet sonrası boşluk doldurulamamış, tr nasıl bi tehdit olabilir?! ab'ye girip de balkanlara sızma politikası iddiası ne derece ise, şangay'a gidip de orta asya'da türk birliği oluşturma politikası iddiası da o derecedir... **
ama işte bir de, sağ tarafta gördüğünüz bir huntington gerçeği var; ne demişti ünlü çakma nostradamus; tr, ya bi seçim yapacak, ya da ortada kalacak !
bir kısım eleman ise; eeö, ab üyeliği ayağına ab kaynaklarını sonuna kadar sömürelim ama bu kadar da taviz vermeyelim öhöhöhöh, şeklinde ab'nin yararlı kısımlarını alıp üyelik kısmında çok kasmayıp ama taviz de vermeyip ilişkilerin sürdürülebileceği yönünde düşünüyor.
ama ama işte; ab olayı avrupalı devletlerin tr'yi sömürme aracı mı * artı tr üyeliğinin avrupalı devletlerin oy propagagandalarını süsleyen bir desen mi, yoksa yoksa tr'nin güçlü ordusu ve stratejik konumu gereği ab için bir vazgeçilmez mi, hakkaten tr için bulunmaz fırsat mı, geleceğin çok kutuplu dünyası varsayımında bir kutup ve tr için tek seçenek mi, yoksa değil mi hala tartışılıyor. söylenebilecek tek kesin hede; durumun çok net olmadığı, ab'nin kendisi zaten pek bi net olmadığından, bu durumun çok da tuhaf olmadığı sanırım.
bi de gürcüler ayağına değineyim, bildiğim kadarıyla; rusya korkusu nedeniyle ab'ye sarılmış olan gürcistan için, tr'nin ab üyeliği elbette çok değerli olacak ve kendileri için de emsal teşkil edip belki de gürcistan'nın üyeliğine dönüşecek. önemli bir kısmı bu düşünceden hareketle, elbette ki tr'nin ab üyeliğini tüm gücüyle destekliyor; tr-gürcistan elele ab'ye, höylöylöy, naraları atan mutlu gürcülerle karşılaşmanız çok da tuhaf bi' şe' olmaz. ** ama tabi, ab de ne la, diyen gürcüler de yok değil.
tr'nin ne derece ab'ye kitlendiğini ise, siyasetçi yetiştirilen bölümlerimizin sanırım çoğunda ab derslerinin zorunlu ders olmasından anlayabiliriz.
goturusunun getirisinin ne oldugu cok ufak capli tahlillerle aciklanmaya calisilan, surekli kriterler bazinda elestiri getirilen birlik. dunyada bir guc odaginin yaninda bulunmak isteyen bir turkiye karsimiza cikiyor ve bizim yorumumuz "kendimizden taviz veriyoruz girmeyelim" veya "kriterlere uyup medeni bir devlet olalim" seklinde oluyor. bir ulkenin belirli alanlarda belli bir standarda sahip olmasinin zaten herhangi bir kurulus, birlikle bir alakasi yok. onumuze konulan kriterler zaten ulkemizin yapmasi gereken seyler. bu bakis acisiyla inceledigimizde goruyoruz ki kriterlerin ulkemizin bu birlige girip girmemesi yonunde bir baglayiciligi yok.
o halde turkiye ne yapmali da avrupa birligine girmeli. aslinda cevap hicbirsey zira avrupa'nin bir kismi turkiye'yi arasinda gormek isterken bir kismi da radikal bir sekilde karsi cikiyor. almanya ve fransa blogu (merkel ve sarkozy) karsi cikan kesimin basinda geliyor. gercek su ki avrupa birligi dunyada onemli bir guc odagi olma sansini coktan yitirmistir. abd ve rusya'ya karsi bir guc olma arzusuyla dogan bu yapi, stratejik guc kaynaklari (petrol, dogalgaz) uzerindeki hakimiyetini de kaybettikten sonra dunya hakimiyeti konusunda ciddi bir iddiada bulunamaz. turkiye'yi aralarina alirlarsa belli noktalarda buyuk kazanclari olacak ama bahsettigimiz radikal kesimin, yani ufak capli bir hristiyan kulubu anlayisi icerisinde bulunan almanya ve fransa'nin etkisiyle turkiye'nin sansi azaliyor.
turkiye bu yapi icerisine dahil olmali mi yoksa birlige katilimimiz stratejik olarak hatali mi olur? bu da daha ayrintili olarak dusunulmesi gereken bir mevzu.
aslında pekte getirisi olmayan birlik çünkü dünya siyasetinde yeri hiç yok. Birlik olarak ona buna tepki gösteren, bir ordusu olamayan ve asla büyük bir güç olamayacak topluluk. Anlamadığım şey etrafımdaki herkes girmeyelim diyor o zaman neden siayasetcilerimiz girmek için can atıyorlar? Hele mensubu olduğumuz gümrük birliği o kadar gaddarca ve can acıtan bir mevzudur ki, hemen cıkmamız icab eder. Ama AB'nin desteğiyle prestij yapan hükümetlerimizin hiç biri bu mevzuyu acmazlar. yazık oluyor güzel memleketime...
gümrik birliği antlaşmalarını bu gruba girmeden önce imzalamadığımız için, diğer dünya devletleri ile olan imzalamış olduğumuz ticari antlaşmaları da geçersiz sayan ve onların yok olmasına neden olan birliktir. Ticari hayatımızı direkt olarak etkılemektedir, icracaatımızın geri kalmasının yegane sebebidir, eksileri artılarından kat kat fazladır.
Hatirlarsaniz, 19.yuzyilin sonlarinda bizi ruslara karsi savunurken artik osmanli devleti bir avrupa devletidir diye bizimkileri gaza getirmislerdi ve bizde -garibim-bir suru gulhan-i hatti humayun dan tutunda bir cok yenilik, azinliklara hak, hukuk, mesrutiyet falan gerceklestirdik.Bayagi bir sevindik. Buraya kadar olan kisim serimdi-edebiyatcimin tabiriyle-.
---------
Dugum olayinda ise, soyle birsey oldu, bizim bu azinliklarin bir taraflarini bazi avrupali kardeslerimizin kaldirinca bircok bagimsiz devlet kuruldu ve osmanli birakin toprak kaybini kendi karakterini,haysiyetini kaybetti. Borclar desen oy oy oy, yildiz sarayinda padisah aldigi kredilerle halay cekiyor felan.Manzara bu.
----------
Bu manzarada o halay cekenlerin bizi avrupa nin hasta adamina donusturdukleri zamanlari ben unutmadim.Unutamam da.
Peki cozum bolumunde ne oldu dersiniz sevgili yazar arkadaslarim ve de -colasan tabiriyle-degerli okuyucular!
Mondros...
----------
Iste avrupa birligi budur. Tarih tekerrurden ibarettir ve yasananlar da gordugunuz gibi bugunle ne kadar ortusuyor. Asagilik kompleksleri, yagcilik, samimiyetsiz bir yaranma hevesi ve kendimizde basgosteren onlenmez yilginlik.
---------
Iste avrupa budur. Meraklisi olan varsa girsin ab ye, nasilsa lord curzon karsisinda inonu varken cebine koyduklarini gunun birinde, bu kafadakiler,bu zihniyettekiler yuzunden onumuze koyar. O zaman da deriz yasasin medeniyetler bulusmasi, kardes ingilizler, kibar fransizlar, ciddi almanlar, biz avrupaliyiz. Dostlar koyun bakalim onumuze serv i mondros uda iki cift laf edelim..
"Ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında" deyişi gibi Ahmet Hamdi Tanpınar'ın,Türkiye'nin de 2008 itibarıyla ne içinde oldugu ne de büsbütün dışında kaldığı ve zannımca Avrupalı kodamanların halkların paralarıyla buluşup yemek yiyip gezip eğlenmek için kurdukları sanal topluluk.
hakkında isviçre büyükelçisi'nin, neden avrupa birliği'ne girmiyorsunuz sorusunu soran cnn türk muhabirine bizim standartlarımıza erişirse neden olmasın cevabını verdiği birlik.
isveç'te yaşamakta olan ingiliz bir arkadaşımla AKP'nin kapatılma davası hakkında konuşurken olay döndü dolaştı ve avrupa birliğine geldi ve AB'nin ülkelerin iç siyasetine karışmak suretiyle getirdiği demokrasiye, arkadaşım aynen şu sözleri sarfetmiştir AB için:
' Avrupa Birliğinin demokrasi hakkında bildikleri yazıldığında, Noel için hazırlanan bir tebrik kartının arkasını dolduracak kadardır, hatta altında adres yazacak kadar boşluk bile kalır.'
ben yokken, girmek için çaba sarfedilmeye başlanan, ben varken bu çaba devam eden ve muhtemelen de şu an taşaklarımda sallanan torunlarım yaşarken de konusu aynen devam edecek olan avrupalı ülkelerin dahil olduğu sikimtırak bir birliğimsi.
t.c nin dahil olamadığı bir birliktir. dahil olamama sebepleri çok tartısılıp nedenleri uzaklar da ve maziler de aransa da sebeplerinin alalane ortada oldugu demokrasi ve insan haklarıyla uzaktan yakından alakası olmayan t.c nin daha çok uzun süre dahil olamıyacagı muasır medeniyetler birliğidir.
birçok farklı milletin faşist unsurlarını bünyesinde yaşatan unsur. bunların hepsi birleşip avrupa faşizmini mi oluştururlar yoksa geçmiş faşizanlıklarını kaç yüzyılda unuturlar bilinmez.