yıllardır kıçını yırta yırta giriş yolu aranılan avrupa birliğine girişle ilgili soru cümlesi.
Götünüzü, üstünüzü başınızı, ebenizin damını da yırtsanız avrupa birliğine giremezsiniz.
Girecez diyen hödüklere kanmayınız, alenen yalancıdırlar.
Avrupa zaten hakkında türlü rivayetler döşendiği türkiye insanını 1960'tan itibaren çok daha yakından tanımaya başladığı için, siktim sene türkiye'yi avrupa birliğine almaz.
Bir kere, buradaki harala gürele avrupalıya kalın gelir.
ikincisi, balkonlarda hayvan kesen sözde müslümanlar avrupalıya öcü gibi gelmektedir.
Üçüncüsü, bilimi, öğrenmeyi, kuralları, yasaları reddeden, her konuda bir dayı, amca arayan, her daim kuyunun etrafında dolaşıp içine bakmayan türkiye insanı avrupalıyı çileden çıkarır.
Standartlarımız farklı.
Herşeyimiz farklı.
Onlar avrupalıdır, sizler türkiyelisiniz, asyalısınız, ortadoğulusunuz, üçüncü dünya toplumusunuz.
Yüzünüzü batıya çevirmişsiniz, kıçınız hala doğuda.
Parti kapatıyorsunuz, darbe planlıyorsunuz, ihale takip ediyorsunuz, din bezirganlığı yapıyorsunuz, bir gün adnan menderes'i, ertesi gün menderes'i asanları alkışlıyorsunuz.
Tıpkı milli takım gibi. Ünlü türk büyüğü erman toroğlu'nun dediği gibi "ne yaptığınızı siz de bilmiyorsunuz".
Yıllarca sürdürdüğünüz sefalet, yoksulluk, garibanlık, fukaralık kanınıza işlemiş, genlerinizi esir almış, müslüm gürses'tan başka kuş tanımıyorsunuz.
Sonra hala avrupa birliğine girecez diyorsunuz, avrupalı bilmiyor mu ki, türkiye'nin avrupa birliği'ne girdiğinin ertesi günü 35 milyon türk soluğu avrupada alacak.
De sektörün gidin, oturun oturduğunuz yerde.
Ha, avrupa birliğine girmek şart mı? Avrupa birliğine giren ülkelerin başı göğe mi erdi? Yoo, işsizlikten, pahalılıktan kırılıyor avrupa.
Şu dakikadan sonra avrupa birliğine girmek demek, avrupa'da ne kadar tapon mal varsa içine almak demektir. ithalat çöplüğü olmak demektir. Şimdi bile mal satmakta zorlanıyoruz, o zaman ihracatımız tamamen durur.
Ama siz bilirsiniz, nasıl olsa alışkınsınız becerilmeye, farketmez...
