Gerçekten çok sevdiğim bir sanatçı. 30 yaşına gelmiş olmasına rağmen hala güzel. Kendini reklam etme çabası yok. Sesini ve şarkılarını da seviyorum. Giyimi punk rock a yakın ve bu ona yakışıyor.
çok sevdiğim sesi çok tatlı bir şarkıcı. kene yüzünden yatalak olduğuna dair bir kaç haber var. inşallah yoktur öyle bir şey. yoktur çünkü o bana söz verdi. dedi ki:
so much for my happy ending.
Gençliğimizin asi rockçusu. Geçenlerde hello kitty diye bir şarkısını görüp üzüntülere gark olduğum; artık punk mı dersiniz, pop mu dersiniz, eski tarzından epey ödün vermiş şirin mi şirin şarkıcı hanım.**
kendisi bir süredir lyme hastalığı ile boğuşmakta. ve bu yüzden sıkıntılı bir dönem içerisine girmiş gelen haberlere göre. umarım bir an önce eski sağlığına kavuşabilir.
2 şarkidan 1 i buydu. Hızla sevdiğim kızdan ısik hiziyla sogutmuslardi amk. Yaz sicağinda am vit yu am vit yu içimizi baymıstı. O zamanlar mart ayı türkiye de sicak geciyorduysa demekki. tabi onlarda daha kıs.
biraz zaman bulup nostalji yapmak isterken tekrardan eski konserlerini izlediğim beraber büyüdüğümüz ama ben yaşlanırken yaşlanmayan müzisyen, dişi. çok kez yazdım başlığına. binlerce grup, sanatçı dinlerim ama avril nedense farklıdır benim için. büyüdüm diye avril dinlemeyi ergenlik olarak görmedim asla görmem de. çünkü özellikle ilk 2 albümü harikadır, telefonumda her zaman yer alırlar. son zamanlarda değişen tarzı ise hello kitty dışında olması gereken aslında. daha slow, daha karanlık şarkılar. kesinlikle sesine en uygun yola girmiş durumda. kendisi country alt yapılıdır. youtube üzerinden 12-13 yaşında seslendirdiği parçalardan anlayabiliriz bunu. ve böyle slow devam etmeli bundan sonra. çünkü bence en iyi şarkıları sesine en uygun giden slowlar oldu bu zamana dek. unwanted, losing grip, together gibi sert parçaları da dehşet olsa da en iyileri hep tomorrow, naked, i'm with you, innocence, give you what you like, when you're gone, don't tell me, slipped away, ve aklıma gelmeyen diğer slow parçalar oldu. ve aylar sonra eskileri yad ederken neden sevdiğimi tekrar anladım. samimi, içten, olduğu gibi. bateri, piyano, gitar her şeyi çalar, şarkısını yazar, sahne şovunu yapar, sesi de asla bok atılacak kadar kötü değildir ve iyi de söyler. konserine gidene iyi vakit geçirtir. güzelliğine hiç değinmedim çünkü bana müzikal olarak bunları sunduktan sonra o yönü de göz ziyafeti açısından işin ekstrası. örneğin şu konser diyeyim ben sana;
velhasıl kelam; avril benim için ne yaparsa yapsın hep candır. büyüdüm diye dinlemeyi bırakmam herhalde ölene dek. ben yaşlanırken o yaşlanmıyor ya onun çözümü yok işte...
son albümünün üzerinden yaklaşık 1.5 sene geçmiş olmasına rağmen yeni klipler gelmeye devam ediyor. here's to never growing up, rock'n roll, let me go ve hello kitty'den sonra 5. klip kısa süre içerisinde give you what you like parçasına gelecek. ergenken güzeldi, 20-25 arası daha güzeldi, 30 yaşına geldi ve güzelliğinden gram kaybetmediği gibi yine göz alıyor kendisi. ve hiç yaşlanmayacak gibi. benim için yeri 15 seneyi aşkındır çok ayrı ve hep öyle kalacak bu çılgın kızın. son albümlerde genel olarak yaptığı slow ve kış günlerinin güzelliğini yüzümüze vuran şarkıları da ayrı bir leziz geliyor bana. neyse işte bu da trailer.
ben ergenken havalı olan abla, ben büyüdüm ne yazık ki Avril ergen kaldı. ilk iki albümü hakikten evladiyelik çok sağlam albümlerdir. ama sonradan bozdu kendini girlfriend le başlayan avril'in çöküşü hello kitty ile yeni bir boyut kazandı. plak şirketinin azizliğimi kafasını bir yere felanmı vurdu anlamıyorum ama bir insan nasıl bu kadar tepe taklak gidebilir anlamıyorum. artık 18 yaşında değilsin be kadın anla artık.
Beyin tumoru olayini ogrenince cok derin bi hassiktir cektigim punkci. Lan cok severdim be. tam da eski gunlerimin anisina tekrar dinlemeye baslamistim cok uzuldum su an. insallah yalan falandir diye umuyorum.
