Bana geçmişi, yaşanmışlıkları ve yaşlandığımı hatırlatıyor Avril Lavigne artık.
Çocuktum daha onu dinlemeye başladığım zaman, ortaokul veya lise dönemiydi.
Yeni çıkacak parçalarını, albümlerini nasıl beklediğim dün gibi gözümün önünde.
O i'm with You parçası ile ergen aklımla nasıl düşüncelere daldığımı.. Skater boy parçası ile içimdeki yetişkinin ve isyankar ergenin ortaya çıkışını.. Nobodys home parçasındaki yalnızlık duygusunu bire bir yaşadığım hiç çıkmıyor aklımdan.
Ama bir bakıyorum ki zaman geçmiş, yılları devirip büyümüşüm.
Ve herşey, acısıyla tatlısıyla bütün anılarla birlikte geride kalmış bitmiş.
Bakıyorumda, Artık herkes gibi hayatın ciddiyetine kaptırmış gidiyorum.
Ama üzülüyorum, çok üzülüyorum.
6600 telefonumda arka plan resmiydi o derece güzel bulurdum, şimdi artık eski havası yok bende ama hala boyu hariç mükemmel bir fizik ve güzelliği var.
aptal sarışın tiplerinden vazgeçip eski tarzına dönmüştür. uzun süredir beklenen şey gerçekleşti. here's to never growing up'da sonsuza kadar genç kalabiliriz derken complicated'dekine benzer bir sahne yansıtmıştır. istersem yine ortalığın tozunu attırırım demiştir açıkça.
11 senedir sahnede ve hala eskimedi bu kadın. gençken nasıldık mesajı verdiği şarkıları eşliğinde avril hayranı olmamızın 11.yılını kutluyoruz.
tadından yenmeyecek derecede tatlı bir hatundur fakat vücudu biraz cılız kalıyor. tanışmamız lise yıllarına denk gelıyor. kaykaylı çocuklarla çektiği complicated isimli bir şarkıydı sanırım. gözlerimi alamamıştım. daha sonraları çıkardığı nobody's home ve i'm with you şarkıları baya bi beğenimi kazanmıştır.
malın tekidir ama iyi kız gerçekten. pek magazinsel olayları yok. varsa da çok azdır. isterdim ki ilk albümde olduğu gibi çizgisini bozmadan devam edebilsin. ama ne yalan söyliyim under my skin albümü de çok hoşuma gidiyor açıkçası. aynı albümde yer alan fall to pieces gibi bir parça varken don't tell me'ye klip çekmek ne kadar aptalca. her neyse, bunlar aşılabilecek sorunlardı ama çok geç tabi.
en çok zoruma giden şey ne biliyon mu? let go albümünden grammy'e aday gösterilen 4 single çıktı ve hiçbiri ödülü alamadı. ödülleri sikiyim çok mühim değil o. bu albüm gerçekten çok özel. üzerinde çok çalışıldı. işin beni ilgilendiren tarafı budur. dünya çapında 18 milyon kopya satmış olması bu söylediklerimi destekler niteliktedir. ne zaman complicated klibini görsem, ya da sk8ter boi parçasını dinlesem kent fm 101.1 geliyor aklıma. o zamanlar ya 2003'e girmek üzereydik ya da girmiştik. kent fm'le birçok parçayı tanıdım. her cumartesi akşamı top 10 listesi açıklanırdı adını unuttuğum dj tarafından. yine böyle bir gün teyzemlerdeydik. ben kuzenim ve diğer kuzenim başka bir odada kaset dinliyorduk teypten. erci-e, karakan, cartel falan. neyse işte. o gün listenin açıklanmasına az bir zaman vardı. hemen açtım radyoyu, buldum frekansı. birkaç şarkıdan sonra dj 10. sıradan başladı listeyi saymaya. yemin ederim ki o gün eminem'in birinci geleceğini biliyordum. hissetmiştim çünkü. hatta biz tezahürat yapıyorduk odanın içinde. eminem güm güm güm eminem güm güm güm eminem güm güm güm vs. sonra birinci liste açıklandı işte. tahminlerim doğru çıkmıştı. birinci sırada sing for the moment vardı. zaten the eminem show ve let go albümü hemen hemen aynı aylarda çıktı diyebiliriz. ha söylemeyi unuttum. peki bu anlattıklarımın avril ile ne gibi bir bağlantısı var. o gün listenin ikinci sırasında o vardı complicated parçasıyla. ikisini de çok severdim. hâlâ çok severim. müzik böyle bir şey işte, hissettirdiklerini anlatması zordur biraz.
her şey bir kenara dursun da, az önce çok özel olduğunu belirttiğim let go albümünde tomorrow gibi bir parça var kardeşim. bu şarkıyı tasvir etmek gerçekten insanı zor durumda bırakan bir durum. o yüzden kendimi sıkıntıya sokmak istemiyorum halihazırda ifade derdi gibi bir problemim varken. iyi ki böyle bir şarkı var. iyi ki böyle bir ses var. iyi ki böyle bir duygu aktarımı var. iyi ki 02:21 - 02:50 dakikaları arasındaki bölüm var. i'm with you parçası da var, hiç unutur muyum onu. ama aynı başlık altında onla ilgili duygularımı yazmıştım zaten.
tüm güzelliğine rağmen bebek yüzünün verdiği ön yargı ve çıtıpıtılığıyla bir türlü yaşının havasını ve dişiliğini sergileme eylemini girlfriend klibine kadar geciktiren yabancı sanatçı kızımız.