sümer, maya, aztek, mısır, hint...vb. büyük uygarlıkların mitolojilerinden kes yapıştır tekniğiyle oluşturulmuş bir konusu vardır. incil, kur'an, tevrat gibi kutsal kitapların kökeninin de insanlığın kümülatif mitolojisi olduğunu düşünürsek, onlarla da bağlantılar kurulmuş olması normaldir.
filmi izlerken bir sürü yerde ve ana konuda daha önceden okuduğum şeylerle bağlantı kurabilmiştim ama şimdilik hatırladıklarımın bir kısmı şöyledir:
hikayelerde dünyanın varlığından önce kimi yerde güneş sisteminin bir gezegeni olarak geçen, kimi yerde 3600 yılda bir güneş sisteminden geçtiği söylenen babillilerin marduk, sümerlilerin nibiru dediği bir gezegen vardır. bu gezegende de sümer kayıtlarında ve mısır kabartmalarında insanın üç katı boyda tasvir edilen bir ırk vardır. bu ırkın hikayeleri de çok çeşitlilik göstermekle beraber nefilimler, neterler, titanlar, yılanoğulları, annunakiler...vb. gibi isimlerle anılmaktadır. yaşam süreleri de 360,000 yıl falan ama ölümlüler. eee yörünge o kadar geniş olunca yaşam süreleri de uzuyor tabi. bu nibiru güneşten çok uzak olduğundan ısıyı tutmak için nefilim bilim adamları bir çare ararlar, buldukları çare de atmosferin üst katmanlarına altın parçacıkları yerleştirerek ışığı toplamaktır. ancak gezegenlerinde yeterince altın olmadığı için dünyaya yaklaştıkları bir seferde dünyaya bir grup yollarlar, amaçları da altın çıkarmak. işçiler, başlarında 12 kişiden oluşan bir idareci grubu ve yörüngedeki ana gemide kalan bir kısımla beraber dünyaya bir ekip yollarlar. çalışmaya başlarlar ve her 3600 senede bir gezegenler yaklaştığında altını nibiruya taşırlar. fakat bu gidişat işçiler arasında isyana neden olur. bunun üzerine idareciler dünyaya ait olan bir tür ile nefilimlerin genetiğini birleştirmeyi planlarlar. böylece dünyada onlar için altın çıkaracak maden işçileri olacaktır. böylece primatlarla nefilim genetiğini birleştirirler ve insanı yaratırlar. bu hikayenin daha birçok ayrıntısı ve gerisi var ancak film sadece bu kısmından araklanmış.
bunun dışında bir de atlantis, lemurya halkı ve yaşam ağacı sembollerinin filmde kullanıldığını gördüm onu da kısaca yazayım. lemurya pasifikte, atlantis kuzey atlantikte olduğu rivayet edilen adalardır. lemuryanın batışı atlantisin çıkışına denk gelir. bu tür olaylar mitolojide tufan olarak geçer. lemurya halkı çok sezgiseldir, telepatiyle anlaşırlar, anne baba yoktur ve tüm çocuklar herkesin çocuğudur...vb. adalarının da batacağını biliyorlardı bu yüzden batmadan önce adadaki herşeyi dünyanın çeşitli yerlerine dağıtmaya başlarlar. tufan sırasında da atlantise uçtular. daha sonra atlantis adası üzerinde yaşam ağacının planını esas alarak kimi kaynaklara göre 13 kimi kaynaklara göre 12 nokta belirlerler ve "insanlarla" o noktaları işaretlerler. Bu noktalardan ikisi ada üzerinde olmadığından boş kalır. diğerlerinden de kimi kaynaklara göre sekizi, mayalara göre onu üzerinde çalışmaya başlarlar. Çalıştıkları noktalardan psişik güçlerini kullanarak, yani bilinç düzeyinde, dünyanın çeşitli yerlerine dağılan lemuryalıları çağırmaya başlarlar, yaşamı kendine çeken bu vorteks alanlarına doğru yaşam akmaya başlar. bu hikayenin de gerisi ve bir sürü ayrıntısı var ancak kullanılan kısım burasıydı. bahsettiğim temel yaşam ağacı ve yaşam çiçeği sembolü de şunlardır: http://images.google.com....r:official%26tbs%3Disch:1 .
filmde ölen sakat adamın ruhunu avatara yönlendirirken de yaşam çiçeği sembolüne benzer bir oturma düzeni kuruyorlardı hatırlarsanız.
Bu tür konulara ilgisi olanlar için zecharia sitchin, james churchward, drunvalo melchizedek kitapları, bulabildiğiniz tüm mitoloji ve sembolizm kitapları kaynaktır. Mu kitası ve lemurya halkı mustafa kemal atatürk tarafından araştırılması istenmiş bir konudur. yukarıda yazdıklarımın birçok versiyonu vardır, tek bir kaynaktan bakıp da benim yazdığımla paralellik görmeyebilirsiniz ancak genel hatlarıyla filmle alakalı olan kısım budur.
