son seansa girenlerin yanlarında yastık ve battaniye götürmesi gereken, içinde en ufak bir akıl oyunu barındırmamasına rağmen polisiye olduğunu iddia eden, hikayesi daha önce kullanılmış bir film. cem yılmaz'ın hayde'si için bile gidilir diyorsanız o başka. büyük şeyler beklemeyin, filmin ortasında olayı çözüyorsunuz zaten.
Filmi izlemedim bir kaç yorum okudum sadece millet çamur atmak için kıçını yırtıyor gibi geldi zaten türk halkının kaliteli yapımlardan anlamadığı bir gerçek recep ivedikin bu kadar beğenilmesi bunun kanıtı. Tama beğenmeyebilirsiniz ama biraz emeğe saygı be. Şener şenin odaya gidip oturması araktı yazmış biri oldu olacak cem yılmazın göz kırması da araktı yazın. Ayıp be siz böyle yaptıkça milletten kaliteli şeyler de beklemeyin.
oyunculuk izlemek isteyenler için harika bir film diyebiliriz.
gel gör ki film gereğinden fazla uzatılmış, bazı olaylar meydana çıktıktan sonra ilk akla gelenin doğru çıktığı bir film, kimi detaylar biraz garip kaçmış, daha vurucu ve ters köşe yapabilen bir film olabilirmiş. yine de gidip izleyin derim.
basit hatalar çoktu örneğin ; şener şen (filmde ferman) cem yılmaz'a (filmde idris) telefon açacak.numarayı iki saniyede tuşluyor ve telefonu kulağına götürür götürmez telefon açılıyor tamam diyip kapatıyor.bu ne dedim.
cem yılmaz ciddi bir rol oynayacak diye gittik, adam dakika bir gol bir lafı* söyledi film koptu. üstadın oyunculukta tavan yaptığı, sadece komedyen olmadığını gösteren film.
olmamış film.
--ağır spoiler ve eleştiri--
öncelikle bu filme gidiş hikayem ve beklenti çıtamın yüksekliği beni bu olumsuz bakışa yönlendirmedi değil. iki farklı arkadaşımdan iki farklı yorum duydum gitmeden önce.
oda arkadaşım " yea hacı olmamış film, new york'ta beş minare de olmamış bu da olmamış." demişti amma ve lakin kendisinin film kültürü ve zevkine güvenmediğimden pek iplememiştim.
ardından diğer arkadaşım " kesin git! türk sinemasının böyle filmlere ihtiyacı var, ona kötü diyen maldır!" gibi kesin ifadelerle konuşunca ve uzun bir süredir sinemaya da gitmediğimi göz önüne alınca filme gitmeye karar verdim.
açıkcası kadroya bakınca film başlamadan bile insan türlü türlü beklentiler içine giriyor. ve tabi bir de yavuz turgul şener şen ortaklığı söz konusu ve bu ortaklığın enfes meyvesi eşkıya. bir de buna psikopat rolünde cem yılmaz'ı ekle.
neyse işte bu tarz beklentilerle girdim ve film bana göre puslu, soru işaretleri doğuran, çekici bir başlangıç yaptı. ardından ise tam bir hayal kırıklığı.
yani senaryo o kadar basitti ki filmin yarısında sonunu tahmin etmek benim için epey kolay oldu. ve eminim ki bu tahmine benle birlikte sinema salonundaki birçok kişi de ortak. hani şu çolakzade'nin kızının gösterildiği sahne var ya işte orada pamuk'un aslında o kız için öldürüldüğünü anlamak fevkalade basitti.
hani son ana kadar bir umut taşıdım farklı bir yere bağlanacak film diye, zira idris'in ölmeden önce söylediği " ulan siz ne pislik adamlarsınız be vicdansızlar!" repliği bende "ulan kesin bu iş çok farklı bir yere bağlanacak, bağlanmalı, bağlansın ulan!" düşüncesini yarattı. ama sonuç tam bir hüsran, yani ferman'ın öbür doktoru kolayca bulması, doktorun travma geçirip kendini vurması, battal çolakzade gibi 4 milyar dolarlık bir servetin sahibinin bir cinayeti örtbas edememesi, hatta kızıyla uyuşan böbrek bulamaması.. keşke yavuz turgul birazcık sherlock holmes izleseymiş demekten alamadım kendimi.
kovalamaca ve atraksiyonlu sahnelerin de profesyonel olmayışı dikkatimden kaçmadı. özellikle arabalı sahne ve ardından asit'in yakalandığı sahne malesef acemi işiydi. ayrıca filmin sonundaki battal ile ferman'ın ormandaki sahnesi ve replikleri ardından battal'ın intiharı sahnesi filme gitmemişti, zira filmde bir türlü o büyük hesaplaşma, kapışma olayı, felsefik alt yapı yaratılamadı seyircinin gözünde. ve hatta o sahnede yandaki arkadaşım "abi battal ferman'ı vursa ya bok gibi de parası var bahamalar'a kaçar amk..." gibi bir sezenişte bulundu, haklıydı da (bahamalar hariç).
müzikler fena değildi fakat vurucu da değildi. misal asit'i ilk kovaladıkları sahnede verilmesi gereken kovalamaca müziği ya da gerilim müziği yerine neredeyse eğlenceli bir fonun akması arkadan filme yakışmadı. buna karşılık idris'in bar sahnesinde arkada çalan parça fena değildi. araştırdım şarkı ete kurttekin'inmiş, parçanın adı da benden adam olmaz.
filmle ilgili tek olumlu eleştirim mekanlar hakkında olacak sanırım. filmin antresindeki ormanlık arazi ve puslu havası. ardından cinayet masası ekibinin çalışma odası, battal çolakzade'nin ikamet yeri. mekanlar filmin dokusunu tamamlar şekildeydi.
bazı sahneleri de gayet hoş ve akılda kalıcıydı diyebilirim. örneğin herkesin dikkatini çeken sahnede idris'in kahvehanede rakı bardağını eline alıp merhum kazım koyuncu'dan hayde'yi söylemesi bunun yanında asiye'nin karanlık korkusu, hasan'ın film boyunca elinden çıkmayan ölü kokusu. bunlar ileriki zamanda aklımda kalacak potansiyele sahip enstantanelerdi.
sonuç olarak film benim için tam bir hayal kırıklığıydı, yani senaryonun basitliği ve ortaya konulamamış muhteşem oyunculuklar. kanımca şener şen'in rol aldığı en vasat filmlerdendi. mümkünse yavuz turgul bir daha polisiyeye el atmasın.
--ağır spoiler ve eleştiri-----
Cem yılmazın en iyi oynadığı filmlerden biridir. Şener şen ve çetin tekindor gibi ustalar da müthiş bir performans göstermiş.ikili arasında diyalogların olduğu sahneler, cem yılmazın hayde türküsünü söylediği sahneler ve hasan ( okan yalabık )'ın kaldığı ikilemlerle, sizi fazlasıyla memnun edecek güzel bir film.
filmin sonunu tahmin edebilmek izleyiciyi hayal kırıklığına uğratıyor, ama filmin genel işleyişi ve oyunculuklarına bakarsak yapılan sağlam filmler arasına alabiliriz.
--spoiler--
rakı masasında söylenen şarkı o kadar etkili bir şarkı ki filmi izlediğim salonda neredeyse ayağa kalkıp eşlik eden insanlar vardı. *
çetin tekindor adana şivesi ile oynuyordu filmde ama bazı sahnelerde normal yaşantısındaki gibi konuştuğu dikkatimi çekti.
filmin kesik bir el üzerine olmasıda saçma geldi, sen o kadar gizli kapaklı iş yapıyorsun ama eli bi şekilde nehire atıyorsun yada düşürüyorsun. daha etkili bir çıkış yolu olabilirdi.
cem yılmazın oyunculuğu çok hoş ve inandırıcı, ölünce bildiğin üzüldüm adama. *
şener şen usta herzamanki gibi döktürüyor, onun filmde olması bile izlemek için apayrı bir nedendir.
asit ömer rolündeki elemanda iyi bir oyuncu sanırım. *
--spoiler--
ben filmden zevk aldım, izlemenizi de tavsiye ederim.
emekliliğine az biraz kalmış, yaşlı polis, genç polis, cinayet, gizem yarak kürek temalı zibilyon tane örneği varken ve herkes bu filmleri eleştirirken, kadrosu şişirilerek, paraları cukkalayalım hacılar mantığı ile çekilmiş vasat film. iki buçuk saatte hayatın anlamını öğretiyor adamlar hindistan da. bide cem yılmaz ölüyo bu filmde. gerek yok.
cem yılmaz öyle oynamıştır ki filmde, bu adamın türkiye'nin en komik adamı olduğunu bilmesem, sikseler inanmazdım. o derece hoşuma gitti yani.
--spoiler--
-asit: ben o kızı seviyordum abi, o da beni seviyordu!
fazla uzundu ceylan'ın perdede görülmesiyle filmin sonunu biliyorduk ama büyük bir zevkle izledim. oyunculuklar, görüntü muhteşemdi. hayde sahnesini bin kez daha izlerim öyle sevdim.
senaryo çok zayıftı kabul etmek lazım. şener şen - çetin tekindor - okan yalabık - cem yılmaz dörtlüsünün yerinde başkaları olsa yorumlar "böyle denemeleri de takdir ediyoruz" şeklinde olurdu. eşkiya ve kabadayı'yı sinemada 4'er defa izlemiş biri olarak söylemeliyim ki, bu filmi sinemada bir daha izlemeyi düşünmüyorum. gerek yok çünkü.
cem yılmaz iyi oynamış.psikopatlık yakışmış, hakkını da veriyor. türkü söylediği sahne insanınn içini bir hoş ediyor.bir de gittiği bardaki grup da çok güzel bir şarkı söylüyordu.benim aklımda cem yılmaz kaldı o kadar diyim.ulan bakış açısının değişmesi gerektiğini bile adam nalları dikerken gösterdi, sikiyim senin avcılığını be avcı. filme gelince güzel izlenir ama öyle mükemmel bir film değil bence.
film gerçekten çok kaliteli oyunculuk süper kopukluk hiç yok lakin senaryo boktan azizim. boktan şöyle ki ilk 20 dakika içerisinde cinayeti çoktan çözmüştük. ama çekimler ses efekt oyunculuk şener şen cem yılmaz aşmış süper harika.
cem yılmaz, şener şen, çetin tekindor gibi müthiş isimlerden oluşan dolu bir kadro. lakin filmin ilk yarısından hatta ilk yarısını da geçtim ilk anlarından senaryo o kadar açık bırakılmış ki, filmi çözmemek elde değil. yine de sırf bu oyuncuları izlemek için bile gidilebilecek, izlenmeye değer bir film.