s: canım naber ya. ya biliyomusun ayrıldık dedim ama ama olmuyor ondan ayrı kalamıyorum cuma son günümüzdü bana öyle seviyorum deyişi vardı ki sanki dünyada bir ben bir o kalmış gibi ne yapmalıyım bilmiyorum daha önce yazmıştım erkek arkadaşım var aldatıyorum diye onu anneme söyledim işi yüzünden istemedi sen iyilerine layıksın onamı kaldın dedi düşünün bekar bir insan hakkında bu yorumu yapan evli birine deliler gibi aşık olduğumu duysa ne yapar çok zordayım. ben onsuz ne yaparım dayanamıyorum onu ayrıldığımız an özlemeye başlıyorum bana yardım edin dönmemek için kendimi zor tutuyorum daha iki gün oldu ama sanki yıllardır onsuz kalmış gibiyim ne yapacağımı bilmiyorum. sence ne yapmalıyım?
biri mesaj yazmayı seven insan modelidir. diğeri mesaj yazmayı sevmeyen insan modelidir. olay örgüsü bu kadar basit. büyütülecek bir şey yok. hatta iyice pollyanna'ya bağlarsak, sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?, canım her şeye aynı şekilde mi karşılık almak lazım? gönlü ferah tutmak lazım.
kesinlikle değersiz olduğunuzun bir göstergesidir. öyle mesaj yazmayı sevmiyordur vs. gibi avuntuları geçelim lütfen.
insan değer verdiği önemsediği birinden mesaj geldiğinde ne kadar sevinir, heyecanla cevap yazar falan yani bu durumda o şahıs hayatınızdan çıkarılması veya en azından hayatınızın merkezine koyulmaması gereken şahıstır.
asıl ona hmm ok . **
iki kelimelik bir mesaj gelmesinden kat kat iyi durumdur. yine de insana zorla küfür ettirir cevabı atan zat. sen o kadar uğraşmışsındır, düşünmüşsündür, belki günler öncesinden kafanda tasarlamaya başlamışsındır o mesajı. ama insanoğlu nankör işte. ne kıymet bilir ne emeğe saygı gösterir. sen de gelen iki cümlelik cevaba bakıp bakıp sorun bende mi acaba diye düşünürsün. kısacası ibne bir cevaptır gelen bu cevap.
insanların neden katil olduklarına dair bir ipucu veren olaydır. uzun mesajı yazan kişi, yazmak için o kadar düşündüğüne mi, acıyan parmaklarına mı yansın yoksa karşısındakine mi dalsın kararsızlık yaşar. aynen yaşanmış bir örnek vermek gerekirse;
x: sensiz hiçbir anlamı olmayan bi tozlu kirli sıralarda alttan ...'nın küçük beyaz ayaklarıyla vurduğu darbelerle, sensiz kantine gitmeyen ayaklarım ve yine sensiz anlamını yitirmiş bir benle geçen bu günü hayatımda hiç yaşanmamış kayıp bir zaman dilimi olarak görmemi hiç kimsenin değiştiremeyeceği gerçeğiyle yaşamak zorunda olmak kadar zor bir gerçekle devam etmeye çalışmak ve bu cümlenin bitemeyişi ne acı.. pek acı... derse gel artık!
mesaj: yine bir akşam. sessiz, sedasız geceyi salıyor üstüme. sensiz gece, zamanı durduruyor kalbimde. seni düşündükçe daha da batıyorum sensizliğe. sensizliğe battıkça ise, seni daha çok düşünüyorum. gözlerin, zaman ve mekandan bağımsız bir şekilde benimkilere çevrilmiş, sevgi ile bakıyor bana ben de onlara sevgi ve hayranlık ile bakarken. dolu dolu oluyor gözlerim. sensizliğin acısı, birkaç adım uzağımda uyumamı bekliyor. kabuslar dolu bir gecede, sensiz, senin özleminle uyuyor olacağım.
insani katil edebilecek durumdur. Sen uzun uzun olayı aciklarsin, mesajı yazarken gülersin, biz birlikte de yapalım dersin. Onun gönderdiği cevap 'Tm' olur. Tamam yazmaya bile usenmis şerefsiz.