attila ilhan

entry925 galeri53
    550.
  1. türk şairlerin içinde en sevdiğimdir her şairde bir mısra vurur şiirse normaldir attilla ilhan şiirin tamamı
    vurur bazı mısraları mıh gibi çakar .

    1 ...
  2. 549.
  3. maviciler akımının en önemli temsilcisidir. sadri alışık ın eşi çolpan ilhan ın abisidir ayni zamanda.
    1 ...
  4. 548.
  5. Yine duygulandırmıştır.

    SEN BENiM HiÇBiR ŞEYiMSiN

    Sen benim hiçbir şeyimsin
    Yazdıklarımdan çok daha az
    Hiç kimse misin bilmem ki nesin
    Lüzumundan fazla beyaz
    Sen benim hiçbir şeyimsin
    Varlığın yokluğun anlaşılmaz

    Galiba eski liman üzerindesin
    Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
    Dudaklarınla cama çizdiğin
    En fazla sonbahar otellerinde
    Üniversiteli bir kız uykusu bulmak
    Yalnızlığı öldüresiye çirkin
    Sabaha karşı öldüresiye korkak
    Kulağı çabucak telefon zillerinde

    Sen benim hiçbir şeyimsin
    Hiçbir sevişmek yaşamışlığım
    Henüz boş bir roman sahifesinde
    Hiç kimse misin bilmem ki nesin
    Ne çok çığlıkların silemediği
    Zaten yok bir tren penceresinde

    Sen benim hiçbir şeyimsin
    Yabancı bir şarkı gibi yarım
    Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
    Hiç kimse misin bilmem ki nesin
    Uykumun arasında çağırdığım
    Çocukluk sesimle ağlayarak

    Sen benim hiçbir şeyimsin.
    2 ...
  6. 547.
  7. Ağzımın tadı yoksa, hasta gibiysem, boğazımda düğümleniyorsa lokmalar, buluttan nem kapıyorsam inan hep güzel gözlerinin hasretindendir...
    4 ...
  8. 546.
  9. gerçek bir usta şair. Yakın tarihin en iyi şairlerinden. Maalesef birer birer göçüp gittiler bu dünyadan.
    3 ...
  10. 545.
  11. “Beni sevmiyordun, bilirdim
    Bir sevdiğin vardı, duyardım…”
    — Attila ilhan
    4 ...
  12. 544.
  13. nazım hikmet' i yan, can yücel' i arka cebinden çıkarır. ikisinin toplamından daha iyi şairdir. şiirlerindeki tını ve imgeler hayaranlık uyandıracak derecede ustacadır .
    2 ...
  14. 543.
  15. “seninle gelmeyeceğim yine de beni koyup gitme
    ne olursun.”
    — attila ilhan
    5 ...
  16. 542.
  17. “Uykum arasında çağırdığım çocukluk sesimle ağlayarak.
    Sen benim hiçbir şeyimsin”
    — attila ilhan
    4 ...
  18. 541.
  19. sen yoksun
    deniz yok
    yıldızlar arkadaşım
    ya bu gece harika bir şeyler olsun
    yahut bir bomba gibi
    infilak edecek başım.
    4 ...
  20. 540.
  21. 539.
  22. Şiir konusundaki yeteneğiyle beraber siyasi-sosyal-kültürel meselelere bakış açısıyla da Türkiye'nin en değerli şahsiyetlerinden biriydi. Ama malesef ki ülkenin büyük bir çoğunluğu için Attila ilhan yazdığı konusu sadece hayat olan şiirlerdir. Oysaki o bir şekilde ülkeye yerleşmiş sol geleneğin manipulasyona gelmeden, gerçekleri ele alarak Türkiye'ye nasıl faydalı olabileceğinin göstergesiydi Allah rahmet eylesin. Bununla beraber Klasik siyasi Milliyetçi geleneğin ülkeye nasıl faydalı olması gerektiğinin de bir başka temsilcisi Necip Hablemitoğluydu onu da Fethullahçılar şehit etti. Attila ilhan'ı da fethullahçılar TRT'den kovmuştu.

    Velhasıl büyük insanlar geldi geçti bu ülkeden aydınlar, şerefli insanlar. Türkçeleri temiz ve güzel insanlar. Tehditlere baskılara boyun eğmeyen, bu tehdit ve baskılarla da şerefli bir şekilde mücadele eden bu mücadeleler içerisinde millete sırtını dönmeyen ve her daim milletin geleceğini düşünen insanlar.

    tıpkı Cebbar oğlu mehemmedler gibi.

    3 ...
  23. 538.
  24. Aramızdan ayrılışının 8. yılında saygıyla...

    AN GELiR

    an gelir
    paldır küldür yıkılır bulutlar
    gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
    o eski heyecan ölür
    an gelir biter muhabbet
    çalgılar susar heves kalmaz
    şatârâbân ölür

    şarabın gazabından kork
    çünkü fena kırmızıdır
    kan tutar / tutan ölür
    sokaklar kuşatılmış
    karakollar taranır
    yağmurda bir militan ölür

    an gelir
    ömrünün hırsızıdır
    her ölen pişman ölür
    hep yanlış anlaşılmıştır
    hayalleri yasaklanmış
    an gelir şimşek yalar
    masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
    direkler çatırdar yalnızlıktan
    sehpada pir sultan ölür

    son umut kırılmıştır
    kaf dağı'nın ardındaki
    ne selam artık ne sabah
    kimseler bilmez nerdeler
    namlı masal sevdalıları
    evvel zaman içinde
    kalbur saman ölür
    kubbelerde uğuldar bâkî
    çeşmelerden akar sinan
    an gelir
    -lâ ilâhe illallah-
    kanunî süleyman ölür

    görünmez bir mezarlıktır zaman
    şairler dolaşır saf saf
    tenhalarında şiir söyleyerek
    kim duysa / korkudan ölür
    -tahrip gücü yüksek-
    saatlı bir bombadır patlar
    an gelir
    Attilâ ilhan ölür...
    2 ...
  25. 537.
  26. ben sana mecburum bilemezsin
    adını mıh gibi aklımda tutuyorum
    büyüdükçe büyüyor gözlerin
    ben sana mecburum bilemezsin
    içimi seninle ısıtıyorum.

    büyük şaire selam olsun.
    1 ...
  27. 536.
  28. "kül mavinin yanına kirli sarı gelirse sonbahar, sen benim yanıma gelirsen kıyamet olur"
    2 ...
  29. 535.
  30. sabiha bu adamlar beni alıp götürecek
    sakın ha ağlamanı istemiyorum
    soracakları varmış yıllardır sorarlar
    anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek
    ilk götürülüşümü bak hatırlıyorum
    sendikaya yazıldığım günlerdi sanıyorum
    otomobil farlarına yağmur yağıyordu
    cıgaram ıslanmış sokaklar nedense dar
    bu defa aksi gibi zilzurna ilkbahar
    çocuğa bir şey söyleme sabiha belli olmaz
    sakın ha ağlamanı istemiyorum
    bakarsın çabuk biter akşama evdeyim
    uzayacak olursa git hüseyin'i bul
    eli kızıl kanda olsa bizi bırakmaz
    çantamı hazırlarsın pijamam terliklerim
    izin verirlerse seni de beklerim
    hani bir gülümsemen vardır sanki istanbul
    gözlerin gözlerimi bulur bulmaz
    içimde bütün şehir atlı karınca gibi
    döner ha döner ışık renk ve pul
    hay allah bu ilkbahar beni öldürecek
    rüzgardaki kokular dudaklarımdaki tuz
    bu adamlar sabiha beni alıp götürecek
    günlerden cuma sabah saat dokuz
    sakın ha ağlamanı istemiyorum
    paran var mı yok mu bilemiyorum
    al şu yüz lirayı yanında bulunsun
    yüz de bana kalıyor varımız yoğumuz
    çocuğa bir şeyler al onunla avunsun
    beyler ben hazırım haydi gidiyoruz

    sabiha unutma seni bekliyorum

    sabihayı bekler.
    0 ...
  31. 534.
  32. 'dip dalgası'nın öncüsü büyük usta, büyük şair ve büyük yazar. başlattığı dalga hızla ilerlemekte.
    bizler o'nun sayesinde ülkemiz hakkında birşeyleri zorla da olsa öğrenebiliyorduk. o yok artık, bilgi de yok.
    1 ...
  33. 533.
  34. Aysel git başımdan ben sana göre değilim
    Ölümüm birden olacak seziyorum.
    Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
    Aysel git başımdan istemiyorum.

    Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
    Dağıtır gecelerim sarışınlığını
    Uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
    hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
    Benim için kirletme aydınlığını,
    hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

    Islığımı denesen hemen düşürürsün,
    gözlerim hızlandırır tenhalığını
    Yanlış şehirlere götürür trenlerim.
    Ya ölmek ustalığını kazanırsın,
    ya korku biriktirmek yetisini.
    Acılarım iyice bol gelir sana,
    sevincim bir türlü tutmaz sevincini.
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
    Ümitsizliğimi olsun anlasana
    hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.

    Sevindiğim anda sen üzülürsün.
    Sonbahar uğultusu duymamışsın ki
    içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
    uzak yalnızlık limanlarına.
    Aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
    Büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
    Çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
    Sakın başka bir şey getirme aklına.
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim,
    ölümüm birden olacak seziyorum,
    hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.
    Aysel git başımdan seni seviyorum...

    böyle güzel bir şiirin güzel şairidir.
    1 ...
  35. 532.
  36. yalnızlığın paylaşılabileceği insan. bu işi gayet iyi yapıyor rahmetli. iyi ki şiirlerini seslendirmiş, yoksa neylerdik?
    1 ...
  37. 531.
  38. (bkz: kaptan 1 2 3 4 5)

    her şiiri ayrı, apayrı, bambaşka yaşanmışlıkların tadını dilimize yapıştırırken bu yukarıda bahsi geçen bir destandır. "eflatun gözlerin olduğunu bilmiyordum" diye başlar, dona maria'dan, paris'teki reno grevinden girer bir aşkı, bir tarihe tanıklık ederken eş zamanlı ağzınıza sıçarak anlatıp durur. "ben ki cehennemde bir allah gibi yalnızım" derken kastedilenin insanlardan uzaktalık olmadığını, aslında bu "cehennemde bir allah gibi yalnız" olmanın kişinin, kendisini yalnız bırakmak olduğunu anlarsanız geceleri o bahsi geçen çan sesleri uyur uykunuzdan sizi de uyandırır.

    gene de gözlerim dolar gariptir "bi gazete aldım ama evde okuyacağım" kısmı ve "geceleri benim için dua etmelisiniz" kısmında.

    sanırım yaşama isteğimi sırf kesmek için beslenen kurbanlık besiler gibi besliyor şiirlerin.
    0 ...
  39. 530.
  40. an itibari ile hangi küreselleşme kitabını okuduğum büyük yazar, fikir babam. Hangi serisinden sadece hangi sağ ile hangi laiklik kaldı okumadığım.
    0 ...
  41. 529.
  42. Harikulade şiirleri vardır kabul. ama bugün entelektüel görünmek isteyenlerin diline pelesenk olmuştur. popüler kültürün çarklarından biri olmuş gereğinden fazla şişirilmiş ve böylece değerini bu sözde entelektüellerce düşürülmüştür. bununla birlikte şiir ve türkçe konusundaki birçok görüşüne katılmadığımı belirtirim. Not: bu yazıyı oylayan entelektüellerin! oy tercihleri neden şaşırtmadı acaba! ki kendileri hala çok sevdikleri! bu şairin adını atilla ilhan diye anarlar.
    0 ...
  43. 528.
  44. Ben sana mecburum bilemezsin 
    Adını mıh gibi aklımda tutuyorum 
    Büyüdükçe büyüyor gözlerin 
    Ben sana mecburum bilemezsin 
    içimi seninle ısıtıyorum. 

    Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor 
    Bu şehir o eski istanbul mudur 
    Karanlıkta bulutlar parçalanıyor 
    Sokak lambaları birden yanıyor 
    Kaldırımlarda yağmur kokusu 
    Ben sana mecburum sen yoksun. 

    Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur 
    insan bir akşam üstü ansızın yorulur 
    Tutsak ustura ağzında yaşamaktan 
    Kimi zaman ellerini kırar tutkusu 
    Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından 
    Hangi kapıyı çalsa kimi zaman 
    Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu 

    Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor 
    Eski zamanlardan bir cuma çalıyor 
    Durup köşe başında deliksiz dinlesem 
    Sana kullanılmamış bir gök getirsem 
    Haftalar ellerimde ufalanıyor 
    Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem 
    Ben sana mecburum sen yoksun. 

    Belki haziran da mavi benekli çocuksun 
    Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor 
    Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden 
    Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun 
    Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor 
    Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin 
    Kötü rüzgar saçlarını götürüyor 

    Ne vakit bir yaşamak düşünsem 
    Bu kurtlar sofrasında belki zor 
    Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden 
    Ne vakit bir yaşamak düşünsem 
    Sus deyip adınla başlıyorum 
    içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin 
    Hayır başka türlü olmayacak 
    Ben sana mecburum bilemezsin. 

    böyle güzel bir şiirin güzel şairidir.
    4 ...
  45. 527.
  46. attila ilhan adını görünce de akla bu şiir düşerse vakitli vakitsiz;

    emperyal oteli

    ben hiç böylesini görmemiştim
    vurdun kanıma girdin itirazım var
    sımsıcak bir merhaba diyecektim
    başımı usulca dizine koyacaktım
    dört gün dört gece susacaktım
    yağmur sönecekti yanacaktı
    sameland seferden dönecekti
    duvardaki saat duracaktı
    kalbim kendiliğinden duracaktı
    ben hiç böylesini görmemiştim
    vurdun kanıma girdin itirazım var
    emperyal otelinde bu sonbahar
    bu camların nokta nokta hüznü
    bu bizim berheva olmuşluğumuz
    bir nokta bir hat kalmışlığımız
    bu rezil bu çarşamba günü
    intihar etmiş kötümser yapraklar
    öksürüklü aksırıklı bu takvim
    ben hiç böylesini görmemiştim
    vurdun kanıma girdin itirazım var
    sesleri liman sislerinde boğulur
    gemiler yorgun ve uykuludur
    sabahtır saat beş buçuktur
    sen kollarımın arasındasın
    onlar gibi değilsin sen başkasın
    bu senin gözlerin gibisi yoktur
    adamın rüyasına rüyasına sokulur
    aklının içinde siyah bir vapur
    kıvranır insaf nedir bilmez
    otelin penceresinde duracaktın
    şehri karanlıkta görecektin
    karanlıkta yağmuru görecektin
    saçların ıslanacak ıslanacaktı
    kış geceleri gibi uzun uzun
    tek damla gözyaşı dökmeksizin
    maria dolores ağlayacaktı
    istanbul'u yağmur tutacaktı
    bütün bir gün iş arayacaktım
    sana bir türkü getirecektim
    kulaklarımız çınlayacaktı
    emperyal oteli'nin resmini çektim
    akşam saçaklarından damlıyordu
    kapısında durmanı söylemiştim
    yüzün zambaklara benziyordu
    cumhuriyet bahçesi'nde insanlar geziyordu
    tepebaşı'ndaki küçük yahudiler
    asmalımesçit'teki rum kemancı
    böyle rüzgarsız kalmışlığımız
    bu bizim çektiğimiz sancı
    el ele tutuşmuş geziyordu
    gazeteler cinayeti yazıyordu
    haliç'e bir avuç kan dökülmüştü
    emperyal oteli'nde üç gece kaldık
    fazlasına paramız yetmiyordu
    gözlerin gözlerimden gitmiyordu
    dördüncü gece sokakta kaldık
    karanlık bir türlü bitmiyordu
    sirkeci garı'nda sabahladık
    bilen bilmeyen bizi ayıpladı
    halbuki kimlere kimlere başvurmadık
    hiçbiri yüzümüze bakmıyordu
    hiç kimse elimizden tutmuyordu
    ben hiç böylesini görmemiştim
    vurdun .... kanıma girdin ..... kabulümsün.
    1 ...
  47. 526.
  48. şairler dolaşır saf saf
    tenhalarında şiir söyleyerek
    kim duysa korkudan ölür
    -tahrip gücü yüksek
    saatli bir bombadır patlar
    an gelir
    attila ilhan ölür.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük