sen beyaz bir kadınsın
uzaktaki
gözlerin aklımdan çıkmıyor
sen beyaz bir kadınsın
karanlıkları dinleyen
uzaktaki
sarmaşıkları duyuyor musun rüzgarda
yorgun başını
üşümüş yastığına koyuyor musun?
uyuyor musun?
Bir türlü sevemediğim ama hep takdir ettiğim zat-ı muhterem... Olmayan kadınları da sevmiş, Pia'yı da...
ayrıca, cezmi ersöz'den pia'nın, pakistan uluslararası havayolları (pakistan international airways)'nın kısaltması olduğunu ögrendiğimde şiirin bütün havası kayboldu yahu...
Cezmi hoca bir gün gazetede otururken attila ilhan'ın yanına gidiyor... "Yahu üstad bu pia kimdir?" diyor... Attila ilhan "gel tanıştırayım" diyerek cezmi hocayi binanın girişine götürüyor ve bu hava yolu şirketinin posterinin önünde duruyorlar...
noktasız, virgülsüz,duraksız olabildiğine yazan şair.okurken siz duraksamaya başlarsınız zaten nerede ne düşündürteceğinin, nerede durduracağının farkıyla yazmıştır.
--spoiler--
sisler bulvari'ndan geçmedigin gün
sisler bulvari öksüz ben öksüzüm
yagmurun altinda yalnizim
agzim elim yüzüm islaniyor
tren düdükleri iç içe giriyorlar
aklimi fikrimi çeliyorlar
aksaray'da isiklar yaniyor
sisler bulvari ayaklaniyor
artik kalbimi susturamiyorum
--spoiler--
on iki on beşte istanbula dağılmıştım
hilâl gibi bir kızcağız beşiktaşta
rüyasını dokuyordu ondan bıkmıştım
çiğ mürekkep ve aseton kokuyordu
sarıyerde balıkçılar denizi çekiyordu
deniz büyük büyük içini çekiyordu
on iki on beşte bir kadeh cin parlatmıştım
kadehimi kırmıştım elim ayağım telaşta
vezüv içime çökmüştü şaşırmıştım
napolide gözlerim güneş diye doğmuştu
on iki on beşte istanbulda allahım
gökyüzü birdenbire buz gibi soğumuştu.
nasıl olduysa birden adımı unuttum
adını unuttuğum o sıcak şehirde
yıldız alacası yüzen bir zakkum
yanımda o hayal kız ikide birde
..........
..........
''hiçbirşey herşeydir aynı zamanda.'';
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
sen benim hiçbir şeyimsin
hiçbir sevişmek yaşamışlığım
henüz boş bir roman sahifesinde
hiç kimse misin bilmem ki nesin
ne çok çığlıkların silemediği
zaten yok bir tren penceresinde
sen benim hiçbir şeyimsin
yabancı bir şarkı gibi yarım
yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
hiç kimse misin bilmem ki nesin
uykumun arasında çağırdığım
çocukluk sesimle ağlayarak