kuran ı kerimi bir insan yazabilir mi sizce? bu kadar mükemmel bir kitabı insan nasıl yazabilir?
mükemmel falan değil, sadece küçükken öyle inandırıldığın için ve ( şimdi fırıldakçıların hakkını yemeyelim) ayetleri bilimsel gösterdiği için sana öyle geliyor.
oysa bu kadar mükemmel bir kitaba sahipseniz ve her şeyi bulunduktan sonra buluyorsanız, bir şeyi de daha bulunmadan bulun da görelim.
mesela aç kuranı bize bir şey bul ve bunu kanıtla, sonuçta mükemmel bir kitap bu hepiniz birleşin bir şey bulun o zaman gelin deyin mükemmel kitap. bulunduktan sonra( işte bu fırıldakçı tayfa) onları çevirip oraya çekiyor. bulunmadan bulun eğer bu kadar kutsalsa kitap.
ateizmin dinlerle herhangi bir alakasının olmadığını anlatmak çok zor. hiçbir birey herhangi bir din, herhangi bir tür tapınma aristokrasisi üzerinden ateizme gitmez. bu durumda kuranın gereksizliğini, yine kurandan ayetler vererek ispatlamaya çalışmam anlamsız ve komik olacaktır.
bunun dışında, patriyarkal dinleri kabul edecek kadar delirmedim henüz, saygı duyma sebebi "bilgi ve uyum" ise, freud ve deleuz'ü tercih ederim, ve şuan aklıma gelmeyen binlercesi.
kuranı yazılmış bir metin olarak ele almak lazım.
bu sözler üzerine tanrıya inanma ihtimaliniz yok, oysa olmalıydı, çünkü kesinlik yok. ateizm niçin var o zaman? tanrının var olma ihtimalini durduk yere reddetmek için mi? yani eğer tanrıya inanacak olsan neyi kabul edicekdin ki zaten? dinlere böyle bakıyorken? tamam dinsiz olarak tanrıya inanıcaksan bile neyi reddettin ki? durduk yere ateistim diyosun çünkü fiziksel olarak algılamıyosun.
senin dediğin şu
var oldum----->bilinç---->nasıl var oldum? diye sordun---->dinleri inceleyip ihitmal vermeyi bırak, olmasada olur ama buna rağmen ateist olucam dedin----> e ozaman konuşulan herşey ama herşey boşa. oysa en büyük iddia neyse ona biraz değer vermeliydin.beynimiz güdüsel olarak sorumluluğu veriyor, istesende istemesende sorgulama sorumluluğu sende, dinler ve yaratıcı fikri olmasa bile sen bigün ağaçtan kalem yaparken soracaktı kendine, ben nasıl oldum diye.
deistlerle, panteistlerle alıp veremediğiniz nedir?
açıkçası deistler değilde agnostikler nedense ateistlere çok karşı gözüküyor. oysa agnostik, deist ve ateistler ele ele verip bence bu sorunu gidermeli. sonuçta hepsi deney ve gözlemi benimsiyor bu bizi ortak bir alana sokar diye düşünüyorum. panteist görmedim, görsem onlarla da çelişen bir yan bulmazdık diye düşünüyorum.
yani benim anlaşıma göre, esas olan materyalist felsefedir, eğer her şeyi bilim üzerinden açıklamak üzerinde ortak bir noktada buluşabiliyorsak sorun oluşturmaz.
ayrıca dine peşkeş çekmeyen ve en sert eleştiriyi getiren kesim de ateistlerdir. bu yönüyle agnostik kanat dindarlar kadar bağnaz görüyor, oysa bu sertlik teolojik bir inanca tepki değil, toplumsal bir gerçekliğe karşı tepkidir. sonuçta din bir gerçekliktir ve etkisi sürmektedir, bunlara karşı naif olmak saçmadır.
ayrıca ateistler düşüncesini dinlerden ayıran ve ideolojik olarak da tarafını belli eden en sert ideoloji gözüküyor. çünkü deistlerde tanrı fikri, agnostikler de tanrının yok olduğuna dair kesinsizlik biraz dine yakın gösteriyor diye düşünüyorum.
açıkçası en sağlam din düşmanları da ateistlerden çıkıyor, dinin yanında veya ona naif görünen olursa arada kaynıyor gibi duruyor.
ee işine gelmeyince kaçamak yap, kuranı kerim mükemmeldir. içindeki bilgiler ve her ayetin birbirleriyle uyumu inanılmazdır. aksini söylüyorsan kelimelerle ifade et, buyur şu ayet şöyle de, yaz da okuyalım.
inanç teolojiktir, biz ise kanıtlarla konuşuruz.
yani newton' un hareket kanunları bizim için bir inanç değildir, bir bilgidir ve bunun üzerinden biliriz.
yani inanç dediğimiz şey, deneylenemez gözlemlenemez bir şeydir. oysa bilgi dediğimiz şey gözlemlenebilir bir gerçekliktir.
deney de yapılabilir.
ayrıca materyalistler deney ve gözlemden uzak teolojik varsayımları zaten felsefesi gereği reddeder.
öldükten sonra yok olacaksan bu kadar mücadelenin anlamı ne? bu sorulara cevap vermek için neden zahmetlere giriyorsun?
öldükten sonra bir şey yapamazsın ölmeden önce ne yaparım sorusu daha gerçekçi.
iyi mi olmak istiyorsun ee ol, istersen her gün birilerine yardım et bunun ateist olmakla çelişen hiçbir yanı yoktur. eğer anlamdan kastın buysa burada kendini anlamlandırabilir veya seni mutlu ediyorsa o zaman her daim kendine anlam katabilirsin.
eğer anlamadan kastın bir çıkarsa o zaman burada ateist olmanın bir faydası yoktur. bence dindar olmanın da pek bir faydası yok.
çünkü dindarlar inanırsa bir şeyler elde edeceğini zannediyor ve ona göre iyilik yapıyor, eğer bir şey elde edemeyeceksek o zaman iyilik yapmanın ne anlamı var diyor. burada ahlaki olarak bir fikir belirtmek bile zor gözüküyor, çıkar üzerine bir anlam zaten ahlaki olmuyor, sevap point maalesef ahlaki normlara bu kanata göre uymuyor.
beni ikna etsen ne olacak?
bu başlıkta yazılan olsun her şey fikir üzerinedir, kimseyi ikna etmek gibi özel bir yükümlülük yoktur.
ayrıca burada yazılan şeyler sadece dindarlara cevap değil, ateist kesime de bir fikirdir. çünkü malum ateistlerin 5 yaşında alıp eğitilmek gibi bir durumu yok ve sorularını muhatap alacak pek kimse de yok. bu yüzden onların düşüncesini sağlamlaştırmak biraz hazır muhalefet bilgisi verip fazla yormamak lazım.
sonra ergenler bir şey bilmiyor diye laf diyorsunuz, nasıl bilsin?
sanki dindarlar ilahiyatçı bu ülkede, çoğu kendi kitabını bile bilmez ama konuşur o yüzden ateistlere hazır muhalefet sağlanmalı.
buraya neden entry giriyorsunuz?
ateistler amaçsız lafı yalandır, amaçları dünyayla sınırlıdır, yani metafizik bir amaç taşımaz.
bir şeyleri kutsamak kişiyi amaçlı yapabilir, ancak herkesin amaçları hemen hemen vardır. dünyayla sınırlı olması bir eksiklik değil, metafiziksel olması bence fazlalıktır.
millet ateist olursa ne değişecek sonuçta yok olmuyor muyuz?
millet ateist olsun diye bir iddia yok, ancak ateistler şeytana tapıyor veya kedi kesip yiyorlar gibi iddiaların olduğu cahil bir ülkede, kendini savunma ihtiyacı vardır. sonuçta müslümanların az olduğu bir ülkede, müslümanlar kedi yiyorlar deseler sen de bir müslüman olarak buna tepki duyarsın. ve kendini savunma ne olup ne olmadığını belli etmek istersin.
ayrıca tanrı olmasa bile din bir gerçekliktir ve etkisi devam ederken ve bunun ucu yamyamlığa varan şekilde inançsızlara dokunuyorken bir inançsız olarak bunlara susmak esas yadırganması ve tuhaf karşılanması gereken durumdur.
Evet bir yaratici vardir ancak cogu seye cevap vermek zor.
Hayat bir film gibidir bazen olmasi gerekenler olur yonetmen boyle istemistir. Ucu acik durumlar bizim icin sinav niteligindedir. Ap acik hersey ortada olsa herkes muslumanligi cok kolay secerdi.
ateistlerin olmasi bile yararlidir. Onlar sayesinde ogrenme yetisinden yoksun insanlar kitaba daha cok sarilir ve okunmasi gereken kurani okumaya niyet eder.
Asil onemli olan durum inanmak istemek mi yoksa inanmamak icin caba mi sarfetmek. 2. SecenEkse eger istedigini soyle bir boka yaramaz. Sartlandirilmis zihin cizginin otesine gecemez.
düşünce nedir veya ateistler akla nasıl bakar?
ben materyalistim diğerleri hakkında yorum yapmam materyalist üzerinden yapacağım. zaten ateizm kelimesi daha çok bana idealistlerin ateizmi bir din gibi algılatıp kendi tarafına çekmek için uydurduğu bir kavram gibi geliyor. tabi etimolojisine bakmak lazım.
materyalistler aklı idealist alır, düşünceyi de haliyle idealist alır. yani akıl yoktur demez bir oluşumdur der. düşüncede bir beynin salgıladığı bir hormon gibidir bize göre.
idealizm maddenin devinimi sonucu oluşan sanal gerçekliktir desek belki daha anlaşılır olur.
mesela senin aklın beynini bir devinimidir, düşünce dediğin salgısıdır gibi( tabi biyolojik terimler bunu daha iyi açıklar ama bilmediğim yerde ahkam kesmem)
şimdi aşık olabilir mi?
neden olmasın?
yani materyalistler akıl yoktur demez, sadece beyinden bağımsız bir akıl olamaz der.
yani akıl beynin yansımasıdır( idealist olarak, biyolojik olarak salgıdır diyebiliriz)
bu tanım onu ana eksene maddeyi koyduğunu gösterir, insan bir makinadır, düşünemez , sevemez gibi şeyleri ben duymadım.
sadece idealizmi materyalist gerçeklikten ayırıp ayrı bir varlık olarak gösterenlere karşıdır.
ve aşk, sevgi, ahlak, gibi kavramlar materyalist temele dayandırılır.
mesela beynin bir bölümü darbe aldığında kişi ahlaksız eğilimler gösterebilir, beyin darbe aldığında kişi akılsız eylemler de gösterebilir.
yani bunun gibi, bakış açısı var. ve varlık bilinç ve o bilinci algılatan nesnel gerçeklik beyin olduğu için eğer ölürsen her türlü algın yok olacağından sen de yok olacaksın diyor. yani durum bu.
makineler hayal kurabilir mi?
bu mekanik insan biyolojiktir, ve denklemler bütünüdür, bir makineyle aynı kefeye koymak idealistlerin materyalistlere attığı iftiradan başka bir şey değildir.
şunu da belirtelim, mesela dindarlar her şey kuranda biliniyor bak bu kadar açık diye her bilimsel buluşu kendi kitabına dayandırıyor.
bunun adı bir uyum değil bir uydurmadır hatta daha yaygın bir dille " çarkçılık" adını vermek daha doğru olur.
şimdi gelelim meseleye,
mesela kuran her şeyin açıklayan ve bir şeyler bulunduğunda bunu gayette ayetlerle bize gösteren dindarlar olduğuna göre bayağı da açık olan bir kitap.
o zaman kuranda her şeyin var olduğunu ve gayette görünür olduğunu dindarların her buluştan sonra vay be bu kuranda varmış, bu bir mucize nasıl görüp halen daha inanmıyorlar diye kendini parçalayan dindarların hepsi birleşsin. hatta sürekli ayetleri dine uygun diye televiyonlara çıkıp teoloji şovu yapanlar dindar bilim veya felsefe adamları da birleşsin, hatta tüm gün kuranı okusunlar. bir ayeti göstersinler ve biz gördükten sonra kanıtlasınlar çok mu?
yani bu mükemmel kitap elinizin altında ve her şeyi de gayet iyi açıklıyor, her şeyi şıp diye bulup çıkartıyorsunuz.
hadi bulunmadan çıkartıp kanıtlayın görelim kutsallığını, bulunduktan sonra vay efendim bak ne güzel biz zaten biliyorduk, abi süper ya her şey var bu kitapta diyenler bulunmadan kanıtlasın görelim.
öyle ya kanıtlandıktan sonra çarkçılar devreye girip hemen bu burada vardı bu kadar da açıktı demesini biliyor.
bu dağları kim yarattı?
var olan bir şeyin yaratıldığını dindar iddia eder ve bunu tanrı adı altında giderir, böyle bir şey yoktur. yani yaratılma diye bir şey yoksa yaratılan şeyin bir yaratıcısı da olmaz dolayısıyla bu soru tanrıyı yaratır tanrı bir şeyleri yaratmaz.
eğer algımız sınırlıysa ve biz bunları algılayamıyoruz peki bunlar yok mu?
algılayamadığımız yada göremediğimiz bir sürü şeyler vardı, bu gün bir gerçekliği başka aletler vasıtasıyla görüyoruz. mesela mikroskop gibi bir aletle, gözle göremeyeceğimiz şeyleri görüyoruz. burada algı sınırlılığı yada mikropları göremiyor olduğumuz zamanlarda bu mikrop bir metafizik canlı veya bir tanrı değildir. göremediğimiz yada bilemediğimiz şeylerin var olmadığını veya var olmayacağını iddia etmiyoruz sadece bunlarında materyalist gerçekler içinde ela alınacağını söylüyoruz. nitekim bulduklarımız da bunu destekler niteliktedir. yani her şeyi bilecek algılayacak güçteyiz durumu yoktur. zaten dinin sürekli bilinmeyen üzerine gidip orada yer etme çabasını da anlamak lazım. karanlıktan beslenmek olayları değişik açıdan sunmak tabi işin en güzel tarafı, nasıl olsa metafizik kimse bilmeyecek kimse göremeyecek salla sallaya bildiğin kadar ohh.
ateistler dernek kurmuşlar neden kendiliğinden oluşmadı.
biyolojik gerçeklik ve toplumsal gerçeklik arasında fark vardır.
mesela insan akıllı sayesinde bir seçim yapar ve bu seçim dediğimiz şey mantıklıdır ve bir defa da olabilir.
ancak evrende deneme yanılma vardır. ( olasılık budur) tesadüf tanımı( bunun öngörülemez olduğu rast gele geliştiği üzerine söylenen sözdür)
mesela akıllı tasarımı darwinistler neden kabul etmez, eğer doğa da bir akıl olsaydı sadece bir canlı oluşacak diye binlerce yumurtalık üretilmezdi.
bunu daha nesnele dökelim, mesela senin bir aklın varsa, bir tuğla ara boşluk kalmışsa binlerce tuğla alıp deneyip rast gele hangisi denk gelirse o yerleşsin demezsin, bu akılsızlık olur.
işte evrende bir aklın olmaması da tamamen bunun üründür.
yani kendi kendine bir şeyin oluşmasından kasıt, bir şeyin bir akıl etrafında düşünülüp en uygunun oluşması değil, tesadüfler sonucu oluşması( yani binlerce olasılığın öngörülemez şekilde deneme ve yanılmayla oluşmasıdır)
ve akıllı tasarım, aslında tüm tanrı fikrini savunan veya açıkça reddedemeyenlerin kullandığı argümandır. yani bu şu demektir: eğer evrensel oluşum bir akla değilde bir istatistiğe dayanıyorsa ya akılsız bir tanrı vardır ya da tanrı diye bir şey yoktur.