cevabı fazlasıyla münferit durumlar içeren sorudur. politik ve psikolojik sebebler başta gelmektedir. ayrıca içinde bulunulan ya da yetişilen ortamın etkisi azımsanamayacak derecede mühimdir.
ileri sürülen;
--spoiler--
cesur oldukları için, düşünmekten korkmadıkları için
--spoiler--
argümanları geçerli bir sebeb değildir. eğer ki bir müslüman ya da herhangi bir dine mensup biri inancını ve inancının getirdiği ritüelleri sorgulamıyorsa ya da sorgulama ihtiyacı hissetmiyorsa, objektif bir perspektiften hadiseleri ele alamıyorsa fikirsel anlamda korkak değildir. işin cehalet yönüyle haddinden fazla cesurdur. çünkü mahiyetini bilmeden bir fikri benimsemek olsa olsa cahil cesareti olabilir.
işin diğer boyutu;
--spoiler--
ben her soruyu soracak cesaretteyim bu sebebten ateist oldum
--spoiler--
diyen arkadaşlarımız, işi cesarete ya da cesaretsizliğe bağlamamalıdır. ancak bilinçli olmak ya a olmamak üzerinden ele alınabilecek bir meseledir bu. tarihe bakacak olursak; farabi, ibni rüşd, hayyam gibi birçok düşünür metafizik alemin bilinmezlerini araştırmıştır ve sorulmadık soruları sormuşlardır. ancak amaçları üzüm yemek miydi yoksa bağcıyı dövmek miydi bilemiyoruz.
en basidinden ateizm fikri konusunda tarihte çığır açmış ve en mantıklı argümanları dile getirmiş olan sartre'nin ateizm fikrini savunmasındaki amaç bir yaratıcı ekolü oluşturup ona insanların küfretmesini sağlamak değildi dawkins'in yaptığı gibi.
amacı sadece hayatı ve herşeyi sorgulamaktı, iç dünyasına politik sebebler katmadan, avrupa'nın skolastik dönem macerasını gereksiz ve alakasız bir biçimde referans almadan sadece sorgulamaktı.
--spoiler--
biz cesuruz sizlerse boyun eğen sorgulama fakiri asalaklarsınız
--spoiler--
argümanının ilmi ve felsefi hiçbir karşılığı yoktur.
peki neye karşı cesursunuz, kendinize mi?, var olduğuna inandığınız hiçliğe ve yokluğa mı?, yoksa var olduğu konusunda hiçbir bilginizin olmadığı halde sınırsız özgüvenle bezenmiş fikriniz sayesinde, kabul etmediğiniz yaratıcıya mı? neye karşı?...
fikirsel anlamda özgür olmak ya da kendinize toplumun normlarına karşı cesur olmak gibi derdi olmayan arkadaşların çoğunlukta olduğunu gözlemledim bu zamana kadar. fikirsel cesaret ya da sorulmayanı sorma eğilimi ateist arkadaşların tekelinde olan bir kavram değildir.
çünkü inanan kesime, cesur değilsiniz, sizler korkaksınız demek gerçekten çok ucuzdur, çünkü öğrenilmiş çaresizlik gerçekten değeri olmayan şeylerin toplamıdır. çünkü sizlere rönesansve reform döneminden sonra bunlar bir bir öğretildi, daha doğrusu hepimize öğretildi. ama birimiz çıkıpta bu fikrin antitezini arama yoluna düşmedik, yoksa cesaret mi edemedik? *
bence edemedik. çünkü ateist olan bir insan aynı zamanda materyelisttir, ancak materyelist olguların temelinde, fikirsel anlamda tez + antitez = sentez sorunsalı yatar. ancak olaylara politik çerçeveden bakan ve sosyal bilimleri zerre kabul etmediği halde, inanan kesimi bilim düşmanı gibi gören arkadaşların bilimden ne anladıklarını sormak gerekir. *
Düşünmekten korkmadığı için.daha doğar doğmaz ona zorlanan dini bir kenara bırakıp kendi düşüncelerini araştırmaktan korkmayarak doğru yolu bulma yolunda ilerleyebildiği için ateist olur."Tanrı var mı?" sorusunu sormaktan korkmadığı ve kendince haklı sebeplere dayanarak doğru cevabı bulabildiğinden ateist olur bir insan.**
inançsızlığın sonu yok çünkü. inançsızlığın en boktan tarafı duracağı yeri bilmemesi. büyüdükçe büyüyor ibne. bi başladı mı o hızla hiçbir şeye inanmıyorsun, kendin dahil.
"bu noktadan sonrasını düşünürsen motoru bozarsın olm hekökökö" diye me'leyen tipleri takmayıp, bütün cesaretiyle sorular sorup mantıksızlık ve karanlık üzerine yek başına gidebildiği içindir.
"neden?
nasıl?
neden yokluk yerine varlık? hiçbir şey, tanrı bile, var olmayabilirdi. neden bir şeyler var?" sorularıyla sorgularlar.
bir diğer taraftan soruyu karşı yakaya yöneltirsek; "bir insan neden teist olur?"
bu pek ateistlerin tarzı değildir*; ama din, insanı kullanışlı hale getirir.
eğer nasıl dediyseniz; en azından beni sorgulamakla işe başlamışsınızdır.
malum hepimiz kapitalizmin boyundurluğu altında sırtımıza kırbacı yiyip evden işe, işten eve sürünüyoruz. tabii sermaye sahiplerinin işine zeki, sorgulayan, hayal gücü yüksek, meraklı insanlar gelmez. onların işine eline tutuşturulan parayla geçinmek zorunda kalan tipler gelir.
inançlı kimse otoritenin mutlaklığını öğrenmeli, zira bu kapitalistlerin işine gelmiyor, sonsuz bir otoriteye ihtiyaç var. başlangıcı ve sonu olmayan* bir şeye ihtiyaçları var. her şeye gücü yetecek ki insanları evlerinde tutacak; isyan etse de bir şeyleri değiştiremeyeceklerine inandırabilecek. bu da devletler sisteminin devamını sağlayacak. insanları kendi kurallarına uygun yaşatıyorlar çünkü insanlar cenneti bekliyor; istemeden de olsa.
onların işine geldiği için şaklabanlar piyasada ve herkesi bilimden uzaklaştırıyor. herkesi hikayelere inandırıyorlar.
işte sizler bu yüzden inançlısınızdır; ve aynı sebepten sanatçılara "akıllı ol!" denmesi için müslümanlar bina yakarlar. Gariptir; o binada isyan eden sanatçıların olması.
biz sizin karanlığınıza meşaleyle yaklaşan insanlarız. bizler; bütün cehaletinizi alt üst etmek için buradayız; çünkü her insan özgür olmalı. en azından düşünsel olarak.
edit: çarptır babam çarptır. benden sana saygılar şelale.
inancı mantığın konusu yapan insanları gördükçe bunları mükemmel bir varlığın yarattığını söyleyememek.
ulan inanç nasıl mantığın konusu olabilir arkadaş. sen mitosları mantık ile açıklamaya kalkarsan zaten paradoksa girersin. inancını bilgi kuramı olarak sunan teistten de, inancı mantığa sığdırmaya çalışan ateistten de tiksiniyorum.
not: tanrı anlayışım, teist anlayışla aynı değildir. ve dilde bunu ateist olarak karşılığı olduğu için; ateistim.
zaten yaratılışı kendinden olduğu icin yaratandir. diğer türlü onu oluşturan başka birşey olsaydı o yaratıcı olurdu.
bunu bizim anlamıyor oluşumuz böyle olmadıgı anlamına gelmez.
unutmayalım insanlar onceden f=m.a diyordu. baktılar hız ışık hızına yaklaşınca bu formül yanlış oluyor dediler daha sonra e=mc*2 dediler. yani ilerledikçe yeni seyler bularak eski kesinliklerin doğruluğunu yitirdiğini fark ettiler. bizim madde kavramının dısına cikamayisimiz zaman ve mekan kavramının dısına cikamamaya itmekte ve herseyi bu gün bilim aciklayabiliyormus gibi hareket etmeye zorlamakta.
oysaki bilimin daha çok alacak yolu var.
kesinlikle zihni özgür bırakmak için değildir çünkü başta islamcılar olmak liberaller vs herkes ateistlerden daha özgür yaşıyor.
ateist olmak için tek akıllıca neden 'katolik' olmak olabilir.
el-hâlık: yaratan, yoktan var eden. varlıkların geçireceği halleri takdir eden.
tek neden allah'dır. o seni yarattı ve sana yollar açtı. sen bir tercih yaptın ve bu doğrultuda yaşadın.
sana o tercihleri yaptırcak vicdanı ve aklı elbet bir güç yarattı. tıpkı seni olması gereken üzere yaşamaktan caydıracak olan şeytanı yarattığı gibi.
sen bir neden aradın, belki buldun, belki buldun sandın ve onunla yetindin. bir çok neden sayılabilir iman üzerine ama,
-lekum dinikum veliyedin-
çoğu kesim allah'tır, yapar diyor. Ama ateistler ve geri kalan kesim nasıl yapmış, gerçekten bir "tanrı" mı yapmış, araştırıyorlar.
Zeki olan mı hak ediyor cenneti? Düşünmekten bile aciz olan mı?