yavuz bülent bakiler'den "unutamadıklarım" adlı kitabını bitireyazmam ile taze fikirlerimi burada paylaşmak istiyorum.
kitabın ilk satırlarında kamalizm'den ve atatürk'ten bahsediliyor. atatürk'ün olumlu veya olumsuz gördüğü yanlarını tartıyor.
"unutamadıklarım" kitabının "hatırladıklarım" versiyonu ile sizlerleyim.
cumhuriyet sonrasında çok tabidir ki atatürk hakkında fazlasıyla methiyeler, şiirler ortaya çıkmıştır. ancak bu şiirler atatürk'ü tanrılaştıran, peygamberleştiren şiirler olmuştur. bu şiirleri, ben de bugün ilk kez okudum ve çok şaşırdım.
bir örnek sunmam gerekirse şöyle bir şiir vardır:
"ant içtik atam gitmeğe gösterdiğin izinden
ruhun tutacaktır bizi her gün elimizden
cennetse bu yurt sen onu buldundu harabe
bir gün olacaktır anıtın türklüğe kabe
zindan kesilen ruhlara bir nur gibi doldun
türk ırkının en son ulu peygamberi oldun
tutsak seni layık yüce tanrıyla müsavi
toprak olamaz kalp doğabilmişse semavi
ölmez bize cennetlerin ufkundan inen bir ses
insanlar ölür, türklüğe allah olan ölmez"
bu şiir örneklerden sadece bir tanesidir.
bununla beraber daha açık ve anlaşılır şekilde tanrılaştırılan veya peygamberleştirilen şiirler de mevcuttur.
oysa bu şiirlerin karşısında atatürk de insandı ile başlayıp onu samimi ifadelerle anlatan şairler de bulunuyordu.
ilahlaştıran şiirler atatürk için faidenin zıttını karşılıyordu. çünkü ilahlaştırılan atatürk şiirlerine nefret duyan kesim, sadece şiire değil şiirle beraber atatürk'e de nefret duyuyordu.
bir diğer mevzu ise atatürk'ün en olması idi.
10 maddelik atatürk enleri vardı.
atatürk en yüce insandır.
atatürk en yüce türk'tür.
atatürk en büyük insandır.
tarzında on maddelik enler birliği vardı.
"en" zarfı oradan çıkmalı idi.
çünkü en yüce türk, bir başkasına göre farklı biri olabilirdi.
yazdıklarımı "unutamadıklarım" kitabının beni heyecanlandırmasından ve herkesin okumasını istediğimden yazıyorum.
günümüzde dahi atatürk hakkında en ufak eleştiri getirsek bizi atatürk düşmanlığı ile suçluyorlar. oysa bu durum bundan uzak olmalıdır.
atatürk doğruları ve yanlışları ile büyük bir insandır. ama "en" büyük olduğunu herkes kabul etmez. ve bu bir zorunluluk değildir.
kitapta kamalizm'den bahsedilir.
cumhuriyet sonrasına ışık tutulur ve zihniyetlerin garipliğinden dem vurulur.
cahilce, sabah namazı kaç rekarekatır? sorusuna cevaben türkiye laiktir ve herkes istediği kadar kılabilir cevabını verenler dahi olmuştur.
atatürk'ün, yavuz bülent bakilerce doğruları ve yanlışları anlatılır
(ilk kez böylesine şahit oluyorum. elbette benim cahilliğimdendir. lakin kim olursa olsun bizde sadece iyi veya sadece kötü anlatılır. oysa burada her iki taraftanda biraz var)
karabekir paşa'dan bahsedilir.
adnan menderes'ten bahsedilir.
umarım kitap okunur ve biraz olsun bir şeyler öğreniriz.