şayet o döneme gidilecekse denecek şeyler çoktur ancak o bu zamana gelecekse, "paşam rakı tek mi olsun duble mi" denilir. zira ülkenin durumunu görünce ihtiyaç duyması muhtemeldir.
karşısında konuşamazdık sanırım. yani kendi düşüncem, yani ben kendim, mustafa kemal paşanın karşısında olsam, nutkum tutulurdu sanırım. ağzımı açamazdım, düşünsene yarım metre karşında adam, ne diyeceksin, ''ey türk gençliği'' dediği gençsin işte, hadi anlat memleketin bir şerefsizin peşine takılıp bok çukurunda olduğunu, avrupanın dahi siklemediğini, sınırlarımızın ihlal edildiğini, kendi paşalarımızın zindanlar da yattığını, hadi gel de anlat adama.
şahsen hıçkırarak, ezile büzüle, yerin bin kat altına girerek, uzaklaşırdım yanından. adam bize ''ey türk gençliği'' diyerek bu memleketi emanet etti. ama bir puşt geldi anasını sikti memleketin.
ruhun bir kez ve bin kez daha şad olsun mustafa kemal paşa. yazarken bile gözlerim doldu.
(bkz: kabemiz anıtkabir peygamberimiz mustafa kemal atatürk)
sanırım konuşamazdım ve sadece sarılırdım. akabinde karşısında böylesine zayıf düşmekten ötürü utanırdım. ne denebilir ki, neyi nasıl anlatabilirim ki. kendisi yokken yaşananları anlatmaya kalkabilsem bile anlatacaklarımdan dolayı utanırdım.
paşam bu kadar çok içip sağlığınıza zarar vermeyin. bu milletin size daha çok ihtiyacı var.
bu dinci yobazlara karşı bu kadar merhametli olmayın. kurutun soylarını gitsin.
bir de şu ismet ipnesine dikkat edin arkanızdan iş çeviriyor gibime geliyor.
ülkenin kötü durumunu özetledikten sonra bu durumdan çıkış için önerilerini sorardım. ayrıca yarıda kalan türk tarih araştırmalarının kapsamını (çünkü açıklanmayan bazı şeylerin olduğunu düşünüyorum kayıp vb denerek) ve bu çalışmaları devam ettirebilmek için tavsiyelerini sorardım. (gerçi en son rüyamda gördüğümde bana kızgın kızgın bir şeyler anlatıyordu (kızgın olmasını anlamamak mümkün değil) ama maalesef tek bir kelimesini bile anlamayamadım o sözlerinin)
hocam zamanında trablusgarba yakup cemil ile beraber gittiğiniz konusunda rivayetler var, hatta "bir gün ihtilal yaparsam yanıma alacağım ilk adam da ihtilalden sonra astıracağım ilk adam da odur" dediğiniz doğru mu.
tekirdağ rakısı mı? Yeni rakı mı? diye sorardım..
cidden merak ediyorum çünkü..
ondan sonra eğer ikna edip masayı kurdurabilirsem, en güzel ses tonunu, en temiz yüzümü takınır bayılana kadar konuşur/dinlerdim..
hangi takımı tuttuğunu sorardım..
böyle böyle işte..
bilge ve dahi bir adam sonuçta.. konu ne olursa olsun konuşmak, zekayla muhattap olmak inanılmaz keyif verir özgür hissettirirdi..