Sovyet Rusyanın 1. dünya savaşından çekilip ittifak devletleriyle brest litowsk antlaşmasını imzalamasıyla başlayan olaylar zinciridir. bölgede yeni bir rejim sahibi sovyet rusya yanında bu yeni rejimi benimseyecek en uygun ülke olarak türkiyeyi görüyordu. çünkü türkler emperyalist güçlerle mücadele halindeydi.bu olayda ruslarla sıcak diyaloglar kurmamıza neden oldu. bu dönemde mustafa kemalle lenin arasında uzun süren telgraflaşmanın olduğu bir gerçekti ve mustafa kemal leninin gözünü boyamak için ülkede beş altı civarında komünist parti kurdurmuş. ordumuzun kalpaklarına komünizmin simgesi olan yıldızı koymuştur. leninle olan bu iyi ilişkiler kurtuluş mücadelemizde rusyadan büyük yardımlar görmemize neden olmuştur.kurtuluş mücadelesinin başarıyla sonlanması sonucu mustafa kemal bu partileri kapamış ve kalpaklardaki yıldızın yanına ayı da koymuştur.bu da ulu önderimizin ne kadar zeki bir insan olduğunun en basit örneklerinden biridir.
"bu işler nasip kısmet işleri, buraya ne yazılırsa onu yaşarız" şeklinde tepki verdiğim gerçektir. ne demişler; köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceğiz.
daha ziyade ortak tehdide karşı ortak çıkarlara dayalı bir işbirliğinin söz konusu olduğu bir süreci aşırı bir yönde yorumlamaya çalışan bir ifadedir. bu mevzular afaki atıp tutmalardan ziyade kaynağından, belgelerden incelenirse daha sağlıklı yorumlar ortaya çıkabilir.
birincisi,
kafkaslar gideli çok olmuştur. osmanlı büyük petro'nun denizlere inme politikasını ne pahasına olursa olsun gerçekleştirecek bir rusya'nın varlığını geç farketmiştir. xvii. yüzyıla gelindiğinde artık kafkaslar tamamen iran ve rusya tehdidi altına girmiştir ve osmanlı'nın yapabileceği pek bir şey kalmamıştır. bütün kafkas halkları, kuzeyinden güneyine, abhazından, azerisine, adigesine, kaderine terkedilmiştir.
hele hele o teklifnamenin yazıldığı dönemde yani takvimler 26 nisan 1336'yı gösterirken, i̇stanbul bile işgal altındayken, yapılacak hiç bir şey kalmamıştır.
ikincisi,
şu da var ki, "sadece" iki satırlık arşiv belgesine bakılarak yorum yapılmaz.
tarihsel "olayların felsefi, olaya konu olan toplumların sosyolojik ve olayın öznelerinin psikolojik" durumları göz önüne alınmadan, ve bu veriler devrin diğer olayları ile sebep sonuç ilişkisi içinde karşılaştırılmadan tarihçilik yapılmaz. gerçi yapıldığı zamanlarda da böyle iki satırlık iftiralarla ve çıkarımlarla sözlük köşelerine yazılmaz ya neyse.
merak etmeyin sizin belge de kullanılmış kaynak olarak, dipnotlarda görebilirsiniz (62. dipnota da iyi bakın).
ayrıca, azerbaycan'ın xx. yüzyıl rusya, osmanlı ve sonrasında türkiye cumhuriyeti ilişkilerini iyi inceleyiniz.