Arap alfabesi olması yeterli değil mi ? Gerçi tam arap alfabesi sayılmaz. Iyi ki kaldırmış da pis araplar yerine dünyanın çoğunun kullandığı alfabeyi kullanıyoruz. Orta doğu bokluğundan az da olsa farkımız oluyor.
harf inklabını desteklemekle birlikte genel olarak yazar takımının bu inklabı savunurken ortaya attığı "halk zaten okuma yazma bilmiyordu, okuma yazma bilenlerin oranı şuydu" tarzındaki savunmaları da yersiz buluyorum. bahse konu olan o dönemin okur yazarlarının aydınlanıp aydınlanmaması değildir. zira harf inklabı değişir değişmez eldeki tüm kitaplar kaldırılıp direk latin alfabesine çevrilmedi. ürün vermede bir duraklama olduğu kesindir ancak harf inklabı kanunu çıkmadan evvel günde kaç yeni kitap yazılıp basılıyordu?.. özetle sorun o dönemde değil sonrasında çıkmıştır. sonraları; osmanlı döneminde yazılan, yüzlerce yıllık geçmişi olan yazılı kültüre ulaşmak zorlaşmış hatta neredeyse imkansızlaşmıştır... bu da devrimi yapan ekibin suçu olmayıp devamında halka her iki alfabeyi de öğretmeyen zihniyetin suçudur. ayrıca unutmamak gereken bir husus da var ki osmanlı aydınalrı dahi kendilerinden 100 yıl önce yazılmış bir çok eseri ve hatta resmi belgeyi okuyamamışlardır. "bunu osmanlı türkçesi dersi alanlar bilirler". osmanlı imlasının tarihi seyri bir gariptir.
istediği devrimi rahat rahat yapabilmek, istediği seyleri kolayca degistirebilmek icin. zira getirdiği latin harflerini dönemde ki hic kimse anlamıyordum. gazetelerde ki haberlerde bu yazi ileydi. yeni çıkacak kanunları, kuralları, değişiklikleri müslüman teba olan halk anlamıyordu. Kemal ataturkun de devrimleri bu tebaya zaten uymuyordu. uymamasina uymuyordu fakat halk ne olduğunu anlamadığı icin müdahale de edemiyordu. böylece daha rahat bir sekilde ulkeyi kendi isteği üzerine şekillendirdi.
Dikkat edilecek husus Atatürk arapça öğrenmeyi engellememiştir, aksine insanları özgür kılacak devrimleriyle bir cok dil öğrenebilme imkanı yaratmıştır. Sen camış gibi yatıp çalışmadan birşeyler öğrenmeden üstüne oturduğun götünden sadece fikir yürütüyorsan o da senin sorunundur çocuk. burada ki amaç latin alfabesine geçilerek Türkçe'nin daha kolay öğrenilip yayılmasını sağlamak, meleketteki o eski okuma yazma bilmezligi, cehaleti ortadan kaldırmak, insanların gözünü açıp okuyup araştırmaya sevk etmek bir iki kişiden duyduğu ile yetinmesini ortadan kaldırmaktır. Fakat Paşamın ömrü cahil cühela insanları kökünden temizlemeye yetmedi.. Bunlar üreyip yeniden çoğaldılar ve bolca seks yapıp türüyorlar.
Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 36.09.2011 gün ve 141 sayılı kararıyla 2012-2013 Öğretim Yılından itibaren ilköğretimin 4 ve 5. sınıflarında, 2013-2014den itibaren 6, 7 ve 8. sınıflarında Arapça okutulacak.
Sonra sarık, cübbe, yakasız gömlekli Araplığa özenen, çocuklarına Arap, işyerlerine Arapça adlar koyan, hutbe ve mezarlarda Arapça metinlerle kafası karışan halkımız, çocuklarına dayatılan Arapçanın da etkisiyle milliyetinden uzaklaşacak, Araplaştırılmış Arap olacaktır.
Yabancı dile karşı mısın, ingilizceye niye ses çıkarmıyorsun, din düşmanlığı mı yapıyorsun derseniz açıklayayım. Zamanında, ihtiyaca göre, yapımızı bozmayacak, ufkumuzu açacak hiçbir yabancı dile karşı değilim. Şimdiye kadar hep ingilizce okudukta ne oldu? Demek ingilizcenin alt üst yapısı yetersizmiş. Aynısı Arapça için de geçerlidir. Beyin ve paralarımıza yazık, tavrımda din karşıtlığı da yok.
atatürk'ten önce anadolu'yu paris zannedip anadolu insanının taş devrinde yaşadığını bilmeyen cahil insan eylemidir harf devriminde islamcılık oynamak.
islam dini ile gelen arap kültürünün etkilerini kaldırdı sadece. Doğru olanı yaptı. Çünkü Türkler dine ne kadar yaklaştıysa Türk olduklarını o kadar unuttular. Yanlış anlamayın. Arap kültürü söz konusu. Atatürk bunun önüne geçti sadece. Sen şuan kendini Türk hissediyorsan bunu Atatürk'e borçlusun. Atatürk hiçbir zaman din düşmanlığı yapmamıştır.
daha hala abidik gubidik yorumlarla eleştirilmeye çalışılan sebeplerdir.
doğru olan kısım şu. elbette arap alfabesine karşı, o dönemde bir antipati vardı. özellikle de osmanlı aydınları arasında. batılılaşma çabaları kapsamında, alfabenin değiştirilmesi konusunda da bir şeyler yapılması gerektiği düşünülüyordu. bunu sultan 2. abdülhamid de düşünmüştü. siyasi hatıratım'da şöyle söylüyor: "Halkımızın büyük cehaletine sebep, okuma yazma öğrenimindeki güçlüktür. Bu güçlüğün nedeni ise harflerimizdir," http://arsiv.sabah.com.tr...4CD195105F367BF6CEF6.html http://www.turktarihim.co...5%9Febb%C3%BCs%C3%BC.html
işin ilginç tarafı, "atatürk bizi bir gecede cahil bıraktı" diyenlerin aynı zamanda sultan abdülhamidi de bir başbuğ olarak görmeleri. kusura bakmayın canlar, kimse sizi cahil bırakmadı. cahil kalmayı siz kendiniz istediniz ve halen de bu konuda bir değişiklik yapmış değilsiniz.
o dönem osmanlı aydın kesimi (ki zaten okumalar yapan ve ülkenin aydınlık yüzünü temsil edenler de çoğunlukla bunlardı maalesef), batı yazınıyla oldukça ilgiliydi. reformist ya da muhafazakar, batıcı ya da ümmetçi hemen hemen tüm aydınlar; o dönemde öyle veya böyle batılı düşünürlerden etkileniyorlar, onları iyi kötü takip ediyorlardı. işte alfabe değişimine yönelik talepler de bu dönemde arttı. mustafa kemal, bu reformun tamamlayıcısıdır. kurgulayıcısı değil. o daha doğmadan da bu yönde talepler vardı. eğer atatürkü eleştirmek istiyorsanız, buyurun. sizi tutan yok. ama doğru şeylerle eleştirin. cahilce, ne olduğunu bile bilmediğiniz konularda değil. ki bu sadece atatürk için değil, herkes için geçerli.
bir de bu geçmişle bağını koparma meselesi var. bunun da doğru olan kısmı var. tanzimattan itibaren, batılılaşma çabaları, osmanlı kimliğinin üzerine bir şeyler koymakla yakından ilgiliydi. zamanla bu osmanlının müslüman kimliği ile batılı kimliği arasındaki çatışma daha da büyüdü. ittihat terakkiden itibaren ise anlayış daha çok, bu müslüman kimliğini yıkıp, ya da kısıtlı bir alana hapsedip (dinini evinde yaşa) (bkz: fransız laikliği) onun yerine batılı kimliğini ikame etmek üzerine yoğunlaştı. bu yüzden, evet. geçmişle bağı koparma çabası olduğu söylenebilir.
sorun şu ki, bundan yakınan kesimin, aynı zamanda bu geçmişten kopmuşluğun bir ürünü olması. yani burada "bizi osmanlıdan soyutladılar" diye yakınanlar, eğer osmanlı ile bağımız bu kadar kopmasaydı, ne kadar saçma sapan iddialarda bulunduklarını anlayabileceklerdi. ve belki daha en baştan, bu tarz iddiaları gündeme getiremeyeceklerdi. geniş anlamda ittihat terakki ve atatürk döneminde (inönü dönemi de dahil) osmanlılığı halkın zihninden silme çabaları büyük oranda başarılı olmuştur denilebilir. ama sorun şu ki, bu durum daha sonraları muhafazakar kesimde sebepsiz bir osmanlı hayranlığı doğurdu. osmanlının sürekli gözaltında tuttuğu tarikatlar, osmanlı sultanlarını bir veliullah mertebesine yerleştirdi. bir yandan da mustafa kemal ve arkadaşlarını deccalleştirdi. halbuki atatürk, osmanlı döneminde başlayan reform hareketlerini nihayete erdiren kişidir. yoksa hiç kimsenin aklında olmayanı yapmamıştır. çünkü var olma mücadelesi vermekte olan osmanlı devleti de, yeni kurulmuş cumhuriyet de en nihayetinde politikaya fazlasıyla realist bir perspektiften bakmaktaydı. sanki tüm bu reformları atatürk tek başına planlamışmış gibi bir algı var. bu kesinlikle yanlış. ama aslında bu yanlışa düşülmesinin sebebi de yine kemalistlerin tarih anlatıları. atatürkü daha fazla kahramanlaştırmak adına osmanlı aydınlarından rol çalan kemalistler, her nasılsa bunun aynı zamanda reformlara karşı oluşan tüm kinin atatürk üzerinde toplanmasına sebep olacağını fark edemediler. ya da sadece umursamadılar. o yüzden hep derim ki, kemalist yobazlarla islamcı yobazlar arasında oldukça organik bir bağ vardır. eğer kemalistler olmasaydı, islamcılar da bugün bu kadar güçlü olamazlardı asla. aslında söylenecek çok şey var da. neyse.
geçmişle ve ümmetle olan bağımızı koparmak için,
başarılı da olmuş, görevini yerine getiriyordu nihayetinde,
baksanıza aramızdaki mevzudan habersiz ergenlere,
normalde düsman olmamız gereken, yani ülkemizi bölen parçalayan batılı zındıkanın latin alfabesini, atasının 1000 yıllık alfabesini savunur gibi savunuyor.
Sebebi ne olursa olsun koskoca bir milleti cahilliğe mahkum etmiştir.
Zira arap harfleri kullanıldığı zamlarda, bilim, teknoloji ve sanat konusunda, dünyanın en ileri medeniyetiydik. Okur yazar oranı %90'nın üzerindeydi. Marsa adam gönderip, atom çekirdeği çitliyorduk. Hatta ay yüzeyine yapılması planlanan cami, ihale asamasındaydı.
Hea, latin harfi kullandık da Noldu, başımız arşa mı değdi? elbette hayır. O zaman mesele ney?
Atatürk neden latin alfabeyi tercih etti? tercih işte olm, ne bilelim niye.
insanlık hiyerogliften yaziya neden geçti? ne gerek vardı amk, ne güzel çizip boyuyoduk!
atatürk: ismetçiğim, şu arap alfabesinin yerine latin alfabesini getireceğim.
ismet: efendim latinlerin alfabesinden önce başka şeylerini getirseydik.
atatürk: ağzını zikerim ismet.
son derece boktan bir alfabe olduğu içindir.
lan "w" harfi nin "allah" anlamına geldiği için her yerde dağda taşta arayanı var lan, kalp te bile benzerini bulup işaret sayan var.
hiç kimse şimdi demesin "ama kuran ın dili" eee? islam evrensel değilmi kardeşim? hz muhammed, her peygamber gibi dönemin en sapkın en rezil kavmine gönderilmedi mi? musa mısıra, isa romaya, muhammedde araplara. son derece basit.
kuran dili diye arapçayı kutsallaştırmak bildiğin mallıktır.
türkçe gayet dilimize ve kültürümüze uygun, yazımı, okuması, öğrenmesi kolay.
tarih sahnesine çıktığı günden bu yana japon denizinden atlas okyanusuna kadar olan topraklarda hüküm sürmüş, 400 yıl dünyanın en büyük gücü olmuş bir milletin; tarihi boyunca çadırlarda yaşayan bedevi bir kabilenin dilini kullanmasından utandığı için olabilir.
osmanlı yönetiminde türklerin köylü damgası yiyerek aşağılanması, kırsal alanda yaşayan türklerin değer görmemesi, kut anlayışı nedeniyle yönetimi başka bir türk ailesine kaptırmak istemeyen hanedanın türkleri azınlıklardan değersiz görmesi, türkçe konuşmanın osmanlıda varoşluk simgesi olması.
gerçek bir türk milliyetçisi olan Mustafa Kemal Atatürk arapça ve farsçanın hakim olduğu konuşma dilini olabildiğince türkçeye döndürmek için arap alfabesini kaldırıp latin alfabesini getirdi (buraya dikkat latincenin kendisini getirmedi, türk diline uygun olan ve dünya genelinde kullanılmakta olan bir alfabeyi getirdi sadece). 1932 yılında türkçenin geliştirilmesi için TDK kuruldu.
eğer bu öksüz vatanımızı, fakir, ezilmiş milletimizi benimsiyorsak,kendi dilimizi, tarihimizi biliyorsak, gururla ne mutlu Türküm diyene diyorsak, bu Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir.
bazıları özünden koptu sanıyor, he bizim özümüz arap ondan koptu. bir kere bunu diyenler özüne o kadar düşkünse osmanlı neden bu zamana kadar arap alfabesi kullandı diye sorgulaması lazım.