atatürk ün felsefi derinliğinin olmadığı gerçeği

entry35 galeri0
    25.
  1. 26.
  2. --spoiler--
    En Hakiki Mürşit ilimdir sözünü Küçümsüyorsun , Yalnız O Söz Dünyanın En Ezik Ülkesinde Bile %50 sinin okuma yazma bildiği bir Devirde Söylenmiş Bir Söz Değil Tarihi Günümüzün Rahatlığına Göre Yorumlarsan Yanılman gayet normal . . .
    --spoiler--
    0 ...
  3. 27.
  4. oy kullanmayan bir insanın ak parti seçmeni ya da herhangi bir seçmen olamayacağını hatırlatma gereği duyduğum yazar saçmalamasıdır.

    atatürk felsefi derinliği olan bir insandır efendim. bahsi geçen konular felsefi derinliğe ihtiyaç duyulmayan konulardır. kitap okumak felsefi derinliği geliştirmez evet. felsefi derinlik düşünerek gelişir. düşünme gücü ise bir çok insanın yazdığı bir çok kitabı okuyarak farklı bakış açıları kazanılarak gelişir. yani felsefi derinlikte kitap okumanın katkısı büyüktür.
    atatürke dönersek tekrar. yaşadığı dönemde savaş hali mevcuttur. asıl amaç ülkeyi kurtarmak halkı korumak gerekirse yol göstermek ve hatta gerektiği yerde düşünmeden olağanüstü hareket etmektir. bu nedenle felsefe yapacak ne zaman ne de derinlik mevcuttur. bu açıdan bakıldığında ve bana sorulduğunda atatürk felsefidir. hatta en derininden. çünkü aksini ispatlayacak bir bilgi ya da olgu hali hazırda karşıma çıkmış değildir.
    (bkz: felsefe yapma oğlum)
    0 ...
  5. 28.
  6. aynı zamanda fazla hümanist ve hayvan severdir. bu kadar itin köpeğin yaşamasına izin vediğine göre .
    halbuki hepsinin bir yola soksaydı o it köpek takımı böyle havlayamazdı.
    2 ...
  7. 29.
  8. 30.
  9. atatürk'ün anlaşılamaması sonucu ortaya çıkan önerme.
    öte yandan yazar, bir devrim gerçekleştiren liderin ideolojik felsefeden yoksun olduğunu ve sonrasında da böyle bir felsefeyi geliştiremediğini, bunun da nedeni olarak böyle bir zekadan yoksun olduğunu ifade etmek istediğini düşündürmüştür şahsıma. benim anladığım bu enazından. bu da son dönem ortadoğu isyanlarının moda söylemi haline gelen iddiayı anımsatmaktadır.

    balkan harbinde darmadağın olmuş bir ordunun içler acısı hali ardından trablusgarp ve ardından birinci dünya harbi ve kurtuluş savaşları. geçtiğimiz yüzyılın başında topraklarımızda 10 yıl gibi bir sürede yaşanan bu felaketleri düşününce yukarıdaki iddiayı fazlaca haksız bulmak imkansız. hem yazarın kendi söylediği hem de ona verilen bir çok cevap rewsmi tarihin ürünüdür. evet, aslında mesele resmi tarihtir. peki resmi tarih gerçekten suçlu mudur? ve yalanlarla mı doludur? gerçekler çarpıtılmış mıdır?
    mustafa kemal'in üstün zekalı üstün bir lider olduğu, tüm dünyaca kabul edilmiş bir gerçektir. bunu tartışmayacağım bile. peki mustafa kemal bir günde mi lider oldu. onu lider koltuğuna oturtan sirecin tarihsel sürecin kendisi olduğunu unutmamak gerekitğini düşünüyorum. yani kaderin bir cilvesi diyebilirsiniz ama böyle bir cilveye de can kurban. mustafa kemal türk insanına bir ideoloji ya da felsefe kazandıramadı, ne ingilizler gibi kraliyete bağlılık ne de amerikalılardaki gibi bir amerikalılık duygusunu, ne de hitler gibi uzak hedeflere yılmaz bir irade ile çalışbilen bir milleti ne de sovyet rusya dan çıkan lenin ideolojisi.

    kaderin cilvesine bakın ki, tanzimattan bu yana süregelen batılılaşma hareketinin bir ürünüdür mustafa kemal. yani şunu demek istiyorum; yukarıda adını saydığım ülke ve vatandaşlık duygusunu veya felsefesini yaratacak tarihsel sürecin süzgecinden geçmemiş ve %90'ının okuma-yazma bilmediği ve 10 yıldır da savaşlarla kan kaybeden vatandaşlarının olduğu bir yerden bahsediyorum. hangi felsefenin gelişmesini bekleyebilirizki bu ortamda. kaldı ki osmanlı hiç bir zaman batılı olamadı, bu "felsefe" muhabbeti tam da batılı demokrasi ve ideoloji anlayışının bir tezahürü değil midir aynı zamanda?

    zamanın kaçınılmaz sonucu olarak dünyanın en talihsiz topraklarında yani ortadoğuda yaşayan türkler için en önemli felsefe bence misak-ı milli'nin kendisidir. tam bağımsızlık uğruna yapılan destansı mücadele bence gereken cevaptır.
    fransız ihtilali, yüz yıldır ezilen bir ırk "türkler" barbar, insan yerine konmayan bir millet (bile değil), sürekli mağlubiyetler,balkan savaşları sonrası yunanılıların ve bulgarların yöredeki türk vatandaşlarına yaptıkları işkenceler anlatılır bazen. ve evet, atatürk'te kendi doğduğu yeri yunanlılara bırakmış bir göçmen artık.

    hiç düşündün mü? babanın yıllarca biriktirdiği ve yaptırdığı bir ev en azılı düşmanının eline geçiyor. bir daha dönememecesine terkediyorsun o toprakları. bunun nasıl bir nefret yaratcağını hiç sorguladınız mı? düşman gırtlağınıza dayanmış. ben düşündükçe tüylerim diken diken oluyor. neler yaparım diye düşünüyorum. bunun gibi yüzlerce örnek. işte o zaman kendi tarihi olmayan bir topluluğu millet yapmak uğruna kafataslarını da inceletirsin. çünkü o güne kadar senin tarihin sadece islamdan sonrasıdır. daha öncesi nedir bilinmez. faşisttir, milliyetçidir, kimine göre de din düşmanıdır. istediğin yerden yak. ancak o bir liderdir. onu sevilir kılan da budur.
    3 ...
  10. 31.
  11. atatürk'ün okuduğu kitap sayısını sayıyla saymaya kalksa matematiği bile yetmeyecek olan cahil söylemi...
    1 ...
  12. 32.
  13. atatürk vizyonunu 1 kasım 1937 deki meclis açılışında anlatmıştır inanmayanlara vidyoyuda koyuyorum.http://www.youtube.com/watch?v=DWnDc18loJ4
    1 ...
  14. 33.
  15. bu önerme ancak 6 yaşındaki bir aklın önermesi olabilir

    tek gerçek;

    ağzından salyalar saçarak allahın günü atatürk'e laf söyleyen kişilerin şu dünyada bir dikili ağacı olmadığı,olmayacağıdır.
    1 ...
  16. 34.
  17. son entry: kimsenin eleştiremediği ancak hakaret ettiği ve çoğunluğun kabul ettiği, ama toptan eksi atılarak dünün en kötü entrylerinde bir troll başlığının ardından ikinci sıraya yerleştirilmiş, doğruluğu kanıtlanmış önerme.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük