ama atatürk de eşinden boşandı diye cevap verilesi ya da ulan atatürk'ün eşi meclise baş örtüsü takarak girmemişti. ayrıca o dönemde kıyafet devrimi yapılmamıştı, şeriat hüküm sürmekteydi o yüzden atatürk'ün eşi açılamazdı. kıyafet devriminden sonra kendisi de açılmıştır. ayrıca atatürk'le evliliğini bitirdiğinde de başı açık kalmıştır.
dünya 21.yy yaşarken biz hala insanların inançları ve ibadetleri üzerinde keyfi yorumlar,subjektif çıkarımlar,ilkel akıl yürütme yöntemleri ile yargılamarın peşinden koşarken, kimin başı açık,kapalı vb. gibi taş devrinede taş çıkaratacak bir yolda ilerlemekteyiz. fakat en merak konusu soru(lar)da şudur; 'insanların yaşamlarını ve yaşam kalitelerini başlarındaki örtü,türban veya her neyse o mu belirliyor?'' yani akıl ve hayat bunun üzerine mi inşa edilmiştir, yada 'kadınları açarak modern veya kapatarak yobaz mı oluruz?' toplumun bu bayağı halini esefle kınamamak elde değildir. bu bana eski çağ dışı insanların ilk uçan insanları şeytan yerine koyamaları, bisiklete şeytan icadı gibi söylemleri kadar ilkel ve çağ dışı gelmektedir. neden ise bazı insanlar gerek önder mustafa kemal atatürk'ü, gerekse onun insanlara öğretilerini * kendilerine göre yorumlamak gibi beyhude bir sevdadadırlar. insanların inanç ve ibadetlerinin siyaset malzemesi yapanlar ve bundan medet umanlara ise yazıklar olsun demekten başka bir şey kalmıyor geriye...
-velhasıl işin ehemmiyeti atatürk'ün eşinin veya herhangi bir yakınınnın örtülü veya örtüsüz olması değil, o insanların milletimiza neler verip vermediğidir. biz ne zaman bu basmakalıp düşüncelerden kurtulabilirsek, ancak o zaman avrupadan bize miras kalan skolastik düşüncelerimizden de kurtulabilceğimizi umut ediyorum. **