atatürk iki dünya savaşının arasında bu memlekete liderlik etti. dünyadaki duruma bakacak olursak almanya da nazizm, italya da mussolini, imparatorluk japonyası, rusya'da stalin atatürk'ün devreleriydi. daha sonra churchill gibi bi herif ingiltere'ye lider olmuştur. amerika atom bombası atacak kadar gözü karartmıştır. yani bunların hiç birisi daha az diktatör değildi. kavramları tartışmadan önce nasıl bir dünyadan bahsettiğimizi bilelim diye yazıyorum bunları...
O günün şartlarında ülkeyi milliyetÇi ve herkesi sahiplenici şekilde yönetmiştir adına ister dikta ister başka bir şey diyin farketmez,sonucta o yıllarda bircok ülkede kadınların secme hakkı dahi yoktu.
atatürk aydınlanmacı bir devrimcidir ve her devrim belli ölçüde zoru gerektirir. o da, istemese de başka çaresi olmadığından, devrimleri yerleştirmek ve yeni devlete ivme kazandırmak için sert davranmıştır.
ancak, hiçbir diktatör, atatürk demokrasi için partiler kurdurmak gibi bir deneme yapmayı düşünmemiştir.
sonuçta, atatürk için bilindik diktatör tanımı kullanılamaz. o, ülkesinin yararı için gerekeni yapmış büyük bir liderdir.
atatürk diktatördür ama bu gücü gerici beyinleri yok etmek için kullanmıştır. ayrıca kalıcı değil geçici diktatördür. yani diktatörlüğü bir amaç değil araç olarak benimsemiştir. ayrıca devrimler bir dikta şeklinde uygulanmıştır. yoksa türk halkının kalkıp devrim yapacağına kim inanır? yani durum bu.
tekrar izledim ve düşündüm: ulan şimdi sikindirik bir ilçenin belediye başkanının bile etrafında pervane oluyorlar, ki atatürk'ün etrafında ne dalkavuklar vardır. ben olsam etrafımda dört dönmelerine müsaade eder, koca koca adamların bu zavallılıklarıyla eğlenirim kendimce. bence atatürk de olsa olsa bunu yapıyordur.