atatürk ün cenaze namazı neden camide kılınmadı

entry30 galeri0
    26.
  1. Hijyenik olmadığı içinmiş.

    He amk ölü adam mikrop kapmasın diye camide namaz kılınmadı.

    Yazık la, küçük çocuk kandırıyor gibi kandırmışlar sizi.
    2 ...
  2. 27.
  3. halkın büyük çoğunluğu gerizekalı olduğundandır. Ciddiyim bak. Atatürk kesin düşünmüştür. Ölsem namazımı kılsalar bir takım sarıklı pezevenk sürüsü prim yapar cahil kesimi dinle imanla ele geçirir. Nmazımı kıldıran imamı başbakan yapar bunlar diyerek korkmuştur. Bu soruları soranlar kadar gerizekalı bir toplumuz. Şimdi ülkeyi yönetenden, cübbeli ahmetlerden, fethullahlardan pay biçin işte. Cübbelinin porno kasetleri çıktı ama atatürk'ü sevmezler. Namazını sorgularlar. Neyse uzun uzun hepsini tanıtmaya gerek yok bilen bilir. Cehaletin ve beyinsizliğin bu kadar dibe vurması ne hazin.
    4 ...
  4. 28.
  5. 29.
  6. cenaze namazı camide değil açık alanda kılındığı için'miş'. zaten biz de cenaze namazını pavyonun bahçesinde kılıyoruz bu ülkede.
    0 ...
  7. 30.
  8. Başbakan Celal Bayar, acı haber üzerine hemen Ankara'dan gelmiş, bir süre Atatürk'ün başucunda kalıp bir durum değerlendirmesi yaptıktan sonra Makbule Hanım'ın yanına çıkmıştı. Metin görünmeye çalışan acılı kızkardeş birden sordu Başbakana:

    ‘‘Ağabeyimin cenaze namazı kılınacak mı? Kılınacaksa nerede kılınacak? Kim kıldıracak? Karar verildi mi?’’

    ‘‘Atatürk'ün cenaze namazı kılındı mı?’’ Belli çevrelerin bilinen nedenler ve utanmazcasına kötü niyetlerle yıllardır sömürdüğü bu konuyu aydınlatıyor tarihçi yazar Cemal Kutay: ‘‘Atatürk'ün aziz naaşı, dini şartlara, örflere ve islami kurallara harfiyyen uyularak yıkanmıştır. Hıfzıssıhha Enstitüsü Müdürü şahsen gelerek yüzünün ve sağ elinin ‘mulajını' almıştır. Uygun bir kabir hazırlanıp orada toprağa verilinceye kadar büsbütün bozulmaması için usulü veçhile tahnit de edilmiştir.’’ Bu sırada hemşireleri Makbule (Atadan) Hanımefendi Riyaseticumhur Katibi Umumisi Hasan Rıza (Soyak) Beyefendi’yi Dolmabahçe Sarayı'ndaki dairesine çağırtarak cenaze namazının bir camide kılınıp kılınmaması konusunda şer'i hükmün ne olduğunu sormuşlar.

    Türkiye'nin bu konudaki en büyük otoritesi, o tarihlerde, Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi kelam ilmi ve islam felsefesi ordinaryüs profesörü Mehmet Şerafettin Yaltkaya'dır. Bu din aliminin fikrine müracaat edilir. Profesör Yaltkaya, hiç tereddüt ekmeden ‘‘Cenaze namazlarının muhakkak camilerde kılınnması yolunda kat'i ve dini bir kural olmadığını’’ bildirmekle beraber ‘‘kıdem ve makam selahiyeti açısından’’ bir kez de Diyanet işleri Başkanlığı'nın görüşünün alınmasını önerir. Bunun üzerine, Profesör Yaltkaya'nın daha sonra yerine geçeceği Türkiye'nin ilk Diyanet işleri Başkanı Mehmet Rıfat Börekçi'nin fikri sorulur. ‘‘Börekçi'nin görüşü, günümüz nankör, yobaz ve densizlerinin suratında bugün de aynı şiddetle patlayacak niteliktedir’’ diyor Kutay.

    ‘‘Atatürk'ün cenaze namazını camide kılmak zorunlu mudur?’’ sorusuna zamanın Börekçi'nin verdiği cevap aynen şöyledir: ‘‘Cenaze namazları için esas olan bu namazın temiz bir yerde kılınması şartıdır. Atatürk bütün vatanı, düşman istilasından ve düşman çizmelerinden arındırarak tertemiz bir hale getirmiştir. Dolayısıyla O'nun cenaze namazı vatanın herhangi bir yerinde kılınabilir.’’

    Bu görüş de alındıktan sonra Dolmabahçe Sarayı'nın Muayede Salonu hazırlanır. Ordinaryüs Profesör Mehmet Şerafettin Yaltkaya herhangi bir Müslüman'ın namazını kıldırır gibi Atatürk'ün cenaze namazını bilinen biçimde kıldırır. Başbakan Celal Bayar namazda bulunamamıştır. Yahya Galip (Kargı) Bey son anda katılır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük