laikliği saptırıp dinsizlik yahut din sahibi olma halini çoğula indirgeyen ümmetçi arkadaşların dört elle sarıldığı hutbe. inanmayan veya başka bir dine mensup bir kimse için bu hutbenin hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur. islamiyet penceresinden bakan bir yorumdur. oysa ki türkiye cumhuriyeti anayasası islamiyetle ilgili tek satır içermez. bu ülkenin kurucusunun dini kimseyi ırgalamaz ve toplumsal bir örnek olarak sunulamaz. din tekildir. kaldı ki ben ne sözde kemalist ne eylemde kemalistimdir. insanların kemalizm-islamiyet dar alanına sıkışmalarına, kısır döngüye kaptırmalarına çok gülerek yakınsıyorum, üzülüyorum
bu millet yüzyıllar boyu özgürlüğünü korumasını bilmiştir. bunu sadece kurtuluş savaşında veya birinci dünya savaşında öğrendiğini kabul etmek gerçeklerle bağdaşmaz. sadece osmanlı devletini ele alsak bile 1299 yılında kurulduğundan beri yüzlerce savaş yaşamış ve mücadele etmiştir. hiçbir zaman da kimsenin önünde boyun eğmemiştir. padişahın önünde boyun eğen bir millet yakıştırması türk milletine yakıştırılamaz. böyle bir yargıya varmak yargısızlıktır.. osmanlı devleti ve türkler tarih boyunca türkiye cumhuriyetinin şu andaki halinden çok daha saygın bir konumda olmuşlardır.. türk milletini sanki tarihte hep sömürge olarak yaşamış gibi yansıtmaya çalışmaya kimsenin inanmayacağı açıktır..
ayrıca seninle aynı fikirde olmayanlara anlayışı kıt hakaretinde bulunmak aslında hakareti haketmek demektir ama ben aynı seviyede karşılık vermek istemiyorum..
Atatürk tabii ki yobaz halkına "ben dinsizim, sizden beni desteklemenizi istiyorum, dinsiz olmama rağmen beni lider olarak benimseyin ve sevin" diyemezdi. Tabii ki de daha önce de "padişahı ve hilafeti kurtarma" bahanesiyle gösterdiği gibi arkasına destek almak için bu gibi yollara başvuracaktır. Atatürkü de kendi saflarına dahil etmek isteyenler mastürbasyon yapmaktan öteye gidemeyecektir. ZAten kendisinin de icraatlarına****bakıp da atatürkün müslüman olduğunu düşünmek için gerçekten özel bir beyine sahip olmak gerekir.
bazı entrylerde belirtilen görüşlere göre atatürk ün dini siyasete alet ettiği anlaşılmaktadır. yani bugün oy toplamak için allah-kitap diyen politikacılardan ne farkı var ki o zaman atatürk ün?
veya olaya farklı bir açıdan bakalım. bugün aynı hutbeyi veya konuşmayı bir siyasetçi yapsa ne olurdu dersiniz? ben söyleyeyim mi? bence şeriatçılık, yobazlık, gericilik ve benzeri suçlamalarla karşı karşıya kalırdı. din ile ilgili iyi şeyler söyleyen herkes gibi.. halbuki bu konuşmaya göre bu atatürkçülüktür.. yani iki seçenek vardır önümüzde. ya atatürk o zamanki halkı kandırmak için, onlara kendini yakın hissettirebilmek için takiyye (!) yapmıştır yahut atatürk aslında birilerinin göstermeye çabaladığı gibi laiklik adı altında dini yasaklamaya çalışan biri değildi.. ben ikinci söylediğim şekilde biliyorum başkaları ne düşünür bilemem..
Atatürk'ün bu hutbesi bize gösteriyor ki;Atatürk asla dini yasaklayan bir felsefeyi benimsememiştir.
Bu bakımdan din üzerindeki yasakları Atatürk'e yıkan,ilkelerini saptıran sözde kemalistlerin iyice okuyup beynine kazımasını tavsiyedir.
Atatürk "yasakçı zihniyeti" değil,aksine "din ve vicdan özgürlüğü"nü savunmuştur.Her ne kadar bazıları bunu hazmedemeyip;görüşlerini kendine yontmak istese de.
Atatürk ün ve Atatürkçülerin din düşmanı olmadığını gösteren hutbe.Hala hatırlarım ilkokula giderken Anadolu Lisesi sınavlarına hazırlanıyordum.Gittiğim kurs da Taksim deydi.Bir grup başladı slogan atmaya"Müslümanlar burada,laikler nerede diye."Ben hala bu olayı unutmuş değilim.O gün çıkıp da onlara buradayız be siz kendinizi ne sanıyorsunuz demek istemişimdir hep.Çünkü laik bir insan da müslümandır.Atatürk bunu açıkça dile getirmiştir.Maalesef ülkemizde ya siyah ya beyaz olacaksın kavramı yerleşmeye başladığı için her zaman için doğru olan şeyleri seçen insanlar ezilmektedir.Kesinlikle dini bütün olan bir insan aynı zamanda Kemalist ve laik olabilir.Bunu anlayamayan insan dar kafalıdır,akılsızdır.
Atatürk'ün hazırlattığı Lise II Tarih Kitabı'nda Islamiyet, Kuran Ve Muhammed Hakkındaki Bilgiler
"Muhammed'in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kuran denir. Bu esasları ihtiva eden cümlelere Ayet, Ayetlerden mürekkep parçalara da Sure derler. Islam an'anesinde, bu ayetlerin Muhammed'e Cebrail adında bir melek vasıtasile Allah tarafından vahiy, yani ilham edildiği kabul olunur." Sayfa 90
Evet Karabekir, Arapoğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım, ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.. Atatürk
Kazım Karabekir-Paşaların Kavgası Syf,159
"Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir, adeta halkı bir kapana kıstırırlar. Benim halkım demokrasi ilkelerini gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. isteyen istediği gibi ibadet edebilir. Herkes kendi vicdanının sesini dinler. Ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır.." Atatürk-1926 Atatürk Syf.447
Ey millet Allah birdir.Şanı büyüktür Allah'ın selameti, atifeti ve hayrı üzerimize olsun. Peygamberimiz Efendimiz, Cenab-ı Hak tarafından insanlara hakayık-ı diniyyeyi teblihe memur ve resul olmuştur.Kanunu esasisi, cümlemizce malumdur ki, Kuran-ı Azimüşşandaki nusustur.insanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz, son dindir.Ekmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa ve hakikate tamamen tevafuk ve tedabuk ediyor.Eğer akla, mantığa ve hakikate tevafuk etmemiş olsaydı, bununla diğer kavanin-i tabiiyye-i ilahiyye beyninde tezat olması icabederdi.Çünkü bilcümle kavanin-i kevniyyeyi yapan Cenab-ı Haktır.
Arkadaşlar; Cenab-ı Peygamber mesaisinde iki dara, iki haneye malik bulunuyordu. Biri kendi hanesi, diğeri Allah'ın evi idi.Millet işlerini, Allah'ın evinde yapardı. Hazreti Peygamberin isr-i mübarekelerine iktifaen bu dakikada milletimize; milletimizin hal ve istikbaline ait hususatı görüşmek maksadıyle bu dar-ı kutside Allah'ın huzurunda bulunuyoruz.Beni buna mazhar eden Balıkesir'in dindar ve kahraman insanlarıdır.Bundan dolayı çok memnunum.Bu vesile ile büyük bir sevaba nail olacağımı ümit ediyorum.
Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır.Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılmak lazım geldiğini düşünmek, yani meşveret için yapılmıştır. Millet işlerinde her ferdin zihni başlı başına faaliyette bulunmak elzemdir.
işte biz burada din ve dünya için, istikbal ve istiklalimiz için, bilhassa hakimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım. Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum.Hepinizin düşündüklerini anlamak istiyorum.Amel-i milleyye, irade-i milleyye yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, bilimum efrad-ı milletin arzularının, emellerinin muhassalasından ibarettir.Binaenaleyh benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim.
(7 Şubat 1923)
Paşa camii-BALIKESiR
NOT: Mustafa Kemal Atatürk camide minberden cuma günü cemaata hutbe okuyan ilk ve tek cumhurbaşkanıdır.