Ey millet Allah birdir.Şanı büyüktür Allah'ın selameti, atifeti ve hayrı üzerimize olsun. Peygamberimiz Efendimiz, Cenab-ı Hak tarafından insanlara hakayık-ı diniyyeyi teblihe memur ve resul olmuştur.Kanunu esasisi, cümlemizce malumdur ki, Kuran-ı Azimüşşandaki nusustur.insanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz, son dindir.Ekmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa ve hakikate tamamen tevafuk ve tedabuk ediyor.Eğer akla, mantığa ve hakikate tevafuk etmemiş olsaydı, bununla diğer kavanin-i tabiiyye-i ilahiyye beyninde tezat olması icabederdi.Çünkü bilcümle kavanin-i kevniyyeyi yapan Cenab-ı Haktır.
Arkadaşlar; Cenab-ı Peygamber mesaisinde iki dara, iki haneye malik bulunuyordu. Biri kendi hanesi, diğeri Allah'ın evi idi.Millet işlerini, Allah'ın evinde yapardı. Hazreti Peygamberin isr-i mübarekelerine iktifaen bu dakikada milletimize; milletimizin hal ve istikbaline ait hususatı görüşmek maksadıyle bu dar-ı kutside Allah'ın huzurunda bulunuyoruz.Beni buna mazhar eden Balıkesir'in dindar ve kahraman insanlarıdır.Bundan dolayı çok memnunum.Bu vesile ile büyük bir sevaba nail olacağımı ümit ediyorum.
Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır.Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılmak lazım geldiğini düşünmek, yani meşveret için yapılmıştır. Millet işlerinde her ferdin zihni başlı başına faaliyette bulunmak elzemdir.
işte biz burada din ve dünya için, istikbal ve istiklalimiz için, bilhassa hakimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım. Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum.Hepinizin düşündüklerini anlamak istiyorum.Amel-i milleyye, irade-i milleyye yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, bilimum efrad-ı milletin arzularının, emellerinin muhassalasından ibarettir.Binaenaleyh benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim.
(7 Şubat 1923)
Paşa camii-BALIKESiR
NOT: Mustafa Kemal Atatürk camide minberden cuma günü cemaata hutbe okuyan ilk ve tek cumhurbaşkanıdır.
Atatürk'ün bu hutbesi bize gösteriyor ki;Atatürk asla dini yasaklayan bir felsefeyi benimsememiştir.
Bu bakımdan din üzerindeki yasakları Atatürk'e yıkan,ilkelerini saptıran sözde kemalistlerin iyice okuyup beynine kazımasını tavsiyedir.
Atatürk "yasakçı zihniyeti" değil,aksine "din ve vicdan özgürlüğü"nü savunmuştur.Her ne kadar bazıları bunu hazmedemeyip;görüşlerini kendine yontmak istese de.
beri yandan büyük bir saçmalığa da işaret etmektedir:
bu topraklarda din yahut başka bir bahiste bir "şey"e inanan herhangi bir kişinin/zümrenin inandığı şeyi meşru bir zemine oturtabilmesi için illa ki atütürk'ü referans gösterme gereği duyması, resmi ideolojinin gayrıresmi diktasıdır.
müslümanlığı yaşamak hususunda haklı olduğumuzu belirtmek için illa atatürk'ü mü örnek göstermeliyiz? yani, balıkesir hutbesi olmasaydı ben din konusundaki taleplerimde haksız mı olacaktım? latife hanım örtülü olmasaydı ben başörtüsü konusunda dayanak bulamayacak, gayrımeşru bir talebi dile getirmiş durumuna mı düşecektim?
sabiha gökçen olmasaydı bilime önem vermeyecek miydik?
kayseri lisesi'nde çekilmiş o meşhur fotoğraf olmasaydı eğitimi ıskalayacak mıydık?
safiye ayla, sadece atatürk sevdi diye sevdiğimiz bir ses midir?
vs.
kısacası, memleketimde bir şeyin iyiliğini/güzelliğini/doğruluğunu "ispatlamak" için atatürk'ü mesnet kılmanın tipik bir örneğidir balıkesir hutbesi.
[ek: atatürk "din insanlık tarihinin en kötü şeyidir" demiş olsaydı bile inandıklarımdan vazgeçecek değilim efendiler. hal böyle olunca balıkesir hutbesi beni hiç mi hiç heycanlandırmıyor, inancımda pozitif yada negatif bir tesir alanı yok. zira inancım atatürk'ten özge.]
Atatürk ün ve Atatürkçülerin din düşmanı olmadığını gösteren hutbe.Hala hatırlarım ilkokula giderken Anadolu Lisesi sınavlarına hazırlanıyordum.Gittiğim kurs da Taksim deydi.Bir grup başladı slogan atmaya"Müslümanlar burada,laikler nerede diye."Ben hala bu olayı unutmuş değilim.O gün çıkıp da onlara buradayız be siz kendinizi ne sanıyorsunuz demek istemişimdir hep.Çünkü laik bir insan da müslümandır.Atatürk bunu açıkça dile getirmiştir.Maalesef ülkemizde ya siyah ya beyaz olacaksın kavramı yerleşmeye başladığı için her zaman için doğru olan şeyleri seçen insanlar ezilmektedir.Kesinlikle dini bütün olan bir insan aynı zamanda Kemalist ve laik olabilir.Bunu anlayamayan insan dar kafalıdır,akılsızdır.
takiyye olduğu aşikardır. çok az tarih okumuş bir insan bunu rahatlıkla söyleyebilir, halka rağmen bir kurtuluş savaşı olamayacağı için başta bu tür sözler ve davranışlarda bulunmuştur ancak t.b.m.m.'nin açılışıyla birlikte belki de yanyana savaştığı bu kişileri devletin bekaası için pasifize etmiş, idam ettirmiş, sıkı devrim yasaları uygulanmasını sağlamıştır. bir cephede beraber savaştığı ve osmanlı hanedanlığından bir kişiyi çok samimi bir dostluğu olmasına rağmen cumhuriyet'in ilanından sonra ülkeden sürmesi ve daha sonra mektupla kendisine bunu yapmak zorunda kaldığı için üzgün olduğunu belirtmesi aslında durumu net olarak açıklıyor. atatürk herhangi bir dine mensup değildi, tek hakikat bilimdi onun için, bizim gibi düşünüyordu diyebilmek için bu ülkede herkes kendisine göre bir atatürk inşa ediyor, ona göre de vatan hainleri oluyor dolayısıyla.
bunu yapmasa olmaz mıydır olur muydu bu halen tartışma konusu ama sonuç olarak bu ülkenin gelişmesi için bunu yaptı, her ne kadar desteklemesem de bugünkü gibi düşmanca bir tutumdan ziyade fatih'in kardeş katlinin meşrulaştırılması gibi bir durum olduğunu söyleyebilirim, bunu düşününce de aklıma iskilipli atıf hoca gelir.
savaş meydanında beraber çarpıştığı insanların bir kısmının ülkeden sürülmesi, bir kısmının ise idam edilmesi bir kısım insanları hiç etkilememektedir ancak belli ki taa o zamanlar atatürk'ü etkilemiştir, şimdi bu durumdan üzüntü duyanlar ne hazindir ki atatürk düşmanı yaftasını kolayca yiyebilmektedir, varsın yapıştırdıkları yafta olsun, benim vicdanım rahat değil, şapka takmadığı için asılan insanların olduğunu bilip bugün yaşayan insanların hal, hareket ve davranışlarına, giyim kuşamlarına baktığımda o insanların ne suçu vardı diye düşünmeden edemiyorum, vicdanımın bir köşesi hep sızlıyor, siz buna atatürk düşmanlığı deyin, her zamanki kolaycılığınızla, şikayetçi değilim.
bazı entrylerde belirtilen görüşlere göre atatürk ün dini siyasete alet ettiği anlaşılmaktadır. yani bugün oy toplamak için allah-kitap diyen politikacılardan ne farkı var ki o zaman atatürk ün?
veya olaya farklı bir açıdan bakalım. bugün aynı hutbeyi veya konuşmayı bir siyasetçi yapsa ne olurdu dersiniz? ben söyleyeyim mi? bence şeriatçılık, yobazlık, gericilik ve benzeri suçlamalarla karşı karşıya kalırdı. din ile ilgili iyi şeyler söyleyen herkes gibi.. halbuki bu konuşmaya göre bu atatürkçülüktür.. yani iki seçenek vardır önümüzde. ya atatürk o zamanki halkı kandırmak için, onlara kendini yakın hissettirebilmek için takiyye (!) yapmıştır yahut atatürk aslında birilerinin göstermeye çabaladığı gibi laiklik adı altında dini yasaklamaya çalışan biri değildi.. ben ikinci söylediğim şekilde biliyorum başkaları ne düşünür bilemem..