her şeyden önce bir insan olabilen mustafa kemal in dinini sorgulamanın kimseye düşmediğini göz önüne alırsak eğer ne başlıkta bahsedilen güruh akıllıca hareket etmiştir ne de başlık sahibi yazarımız diye düşündüm başlığı okur okumaz.
en asil duyguların insanıdır asdsadsf. bakalım ata ne diyor;
"türk'ler arap'ların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne arapların, ne aynı dinde bulunan acemlerin ve ne de mısırlıların vesairenin türk'lerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir şekilde tesir etmedi.. bilakis, türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti, milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. bu pek tabii idi. çünkü muhammed'in kurduğu dinin gayesi milliyetlerin fevkinde şamil bir arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. bu arap fikri ümmet kelimesi ile ifade olundu. muhammed'in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa hayatlarını allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasr etmeğe mecburdular. bununla beraber, allah'a kendi lisanında değil allah'ın arap kavmine gönderdiği arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. arapça öğrenmedikçe allah'a ne dediğini bilmeyecekti. bu vaziyyet karşısında türk milleti bir çok asırlar ne yaptığını ne yapacağını bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde kuran'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler."
- kaynak: atatürk, 1931, lise için yazdığı medeni bilgiler kitabı
kuran'a göre islâm "bütün insanlara" gönderilmiş bir dindir. atatürk'ün islâm'ı "araplar'ın dini" olarak tanımlaması, islâm hakkındaki fikrini özetlemektedir.
aynı şekilde, kuran'a göre "ümmet" ifadesi de islâm dinine inanan bütün insanları karşılayan bir kavramdır. fakat atatürk, "ümmet" ifadesinin muhammed'in kabileleri birleştirerek yaratmak istediği "arap milliyeti" fikrinin sonucu olarak değerlendirmiştir.
islâm dinine göre kuran bütün insanlığa gönderilmiştir. atatürk'e göre ise kuran: "allah'ın arap kavmine gönderdiği arapça kitap"
kuran'ı ezberlemek anlamına gelen hafızlık statüsüne atatürk'ün bakışı: beynin sulanması.
"evet karabekir, arapoğlunun yavelerini (uydurmalarını) türk oğullarına öğretmek için kuranı türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım, ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler."
- kaynak: atatürk, kazım karabekir, paşaların kavgası
kuran hakkında atatürk'ün değerlendirmesi: arapoğullarının uydurması.
kuran'a inanmak: budalalık ve aldanmak.
"din dediği şey, bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka birşey değildir. tarih bize öğretir ki, bütün dinler, milletlerin cehaletlerinin yardımıyla, utanmaksızın tanrı tarafından gönderildiğini söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur. tüm dönemlerde toplumun kutsallaştırdığı boş düşüncelerden tehlikesizce sıyrılmak imkansızdır."
- kaynak: atatürk, 1931, lise için yazdığı medeni bilgiler kitabı
atatürk'e göre din: bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılık.
atatürk'e göre peygamber: milletlerin cehaletlerinin yardımıyla, utanmaksızın tanrı tarafından gönderildiğini söyleyen adamlar.