atatürk'ü her şeyi gören ve duyan, geleceği olmadan hisseden, yaptıkları ile mükemmel ötesi olan, onu rakipsiz ve şeriksiz gören ve bir insan olarak ondan daha başarılısının gelmediğine inanan ultra kemalist arkadaşların içine düştüğü varsayımlar dünyası.
buna göre atatürk noksan sıfatlardan münezzeh, kemal sıfatlarla bezeli bir liderdir. onda acizlik, zayıflık ve hata sudur etmez. o son derece yakışıklı, karizmatik, zeki, akıllı, başarılı ve mükemmel bir liderdir.
insani zaafları bile yoktur. o kadar büyük o kadar büyüktür ki mustafa belgeseli bile onu küçültme çabası olarak görülmektedir.
yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. emirleri tartışmasız doğrudur. sözleri ve işleri tartışmasız kabul edilmelidir.
kendisi ile ilgili bir eleştiri gelecek olursa hemen "atama küfrediliyorr. kafir bunlar... hakaret ediyorlar.." diye savunmaya geçen yeminli muhafız alayı vardır ki sorma gitsin.
atatürk'ü olduğu gibi görmek ve tarihsel konumu itibariyle değerlenmekten uzak, bir efsane bir masal kahramanı gibi görmek isteyenler; esasında insanın en büyük ızdırabı olan "anlaşılamama" cezasını ölmüş birine çektirdiklerinden habersiz her gün methiyeler döşeye dursun.
bir şeyde aşırıya gitmek amaçtaki hikmeti öldürür. ters teper. eğer siz anaokulundan üniversite kürsülerine kadar "hatadan noksan, mükemmellik örneği" bir model çizersiniz, memleketin düşünen bireyleri burada bir çarpıklık olduğunu gün gelir ilan eder.
atatürk başarılı bir insan olabilir. lakin bunu abartmak ve memlekette ondan ileriye gitmesi mümkün bireylerin önünü kapayacak derecede bir kutsallık makamı yaratmaya çabalamak, gerçeğe ulaşmak isteyen vicdanlı gönüller nezdinde mahkum olmaya müstahaktır.
boynuzun kulağı geçmesinin nedeni büyüme için sınırı olmamasındandır. ölmüş birini "ulaşılacak son nokta, en mükemmel insan" olarak empoze ederseniz yaşayan insanların kapasitelerini kullanmalarını engellemiş olmaz mısınız? bırakın insanlar istediği gibi görsün tarihi kahramanları. eğer fatih atası osman gazi'yi yüceltip o noktada kalsaydı bugün istanbul'da yaşıyor olur muyduk? eğer yavuz atasının hududunu "ulaşılacak son nokta, mükemmellik sınırı" olarak görseydi o fetihle gerçekleşebilir miydi?
tarihin en önemli özelliği durağan olmaması ve devamlı akmasıdır. eğer siz bir noktaya sıkı sıkıya tutunup ileri gitmek istemezseniz gün gelir o bulunduğunuz noktayı da kaybedersiniz.
kanaatimce atatürk'ü gereğinden fazla büyük görmek hastalığı, 80 yıldır atatürk kalibresinde bir insan yetiştiremememizin en temel nedenidir.
dikkat edin atatürk kalibresinde diyorum onu aşan demiyorum. neden? çünkü sen bulunduğun noktadan memnunsun. daha ileri gitmek gibi bir gayen yok.
böyle vizyonsuz, misyonsuz başka bir ülke var mıdır bilmiyorum.