Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e 1930'da ona islam Peygamberi hakkında yazılmış bir kitap gönderilir ama gerçekler kadar yanlışlarla olduğu için beğenmez.
"Muhammed'i bana, sönük bir derviş gibi tanıtmak gayretine kapılan bu gibi cahil adamlar, onun yüksek şahsiyetini anlayamamışlar" demiştir ve Uhud Savaşı'nın planını çizdikten sonra inönü'ye dönerek şöyle devam etmiştir "Bir komutan olarak bak bakalım bundan daha mükemmel bir savaş yapabilir miydin?"
---------------------------------
Suudi Arabistan'da türbelerin, mezarların ve mezar taşlarının yıkıldığı haberleri yayılmaya başlar. Ve bu mezar taşlarını kırmak, türbeleri ortadan kaldırma hareketi yavaş yavaş Peygamberimizin türbesine kadar gelir. Bütün Müslüman ülkeler tabii tepkili.
Bunu kim önleyebilir diye düşünür bu ülkeler. O yıllarda bağımsız islam devleti olarak Afganistan, iran ve Yemen var. Fakat güçleri ve imkanları yok. islam ülkeleri,
"Peygamberimizin türbesinin yıkılmasını önlese önlese ancak Türkiye ve Atatürk önler" der ve Atatürk'e bir mektup yazarlar.
Atatürk mektubu alır almaz, Suudi Arabistan Kralı'na hitaben bir mektup dikte eder. imzasını taşıyan mektupta ya da notada şöyle der:
Atatürk'e deist, kafir o bu desek ki değildir. Herhangi bir deistin, kafirin bile aklı varsa Hz Muhammed'in yaptıklarına hayran olması gereklidir. O ilkel arap dünyasında akılların almayacağı sosyal, ekonomik, sanatsal devrimleri yapmış. Ardılları o ilkel araplardan Koskoca dünya imparatorluğu kurmuşlardır.
Ulan ben Roma düşmanı olarak, italyan, Rum bilimum kim varsa alayının düşmanı olarak yeri geldiğinde Roma'nın yapısına, sezar, Makedon iskendere hayran olabiliyorsam inanç olarak alakasız ama akıllı bir insanın Hz Muhammed'e de hayran olması yüksek ihtimaldir.
Kaldı ki Atatürk'ü Din düşmanı değildi, Dindar olmasa bile (ki bilemeyiz dindar olmadığını ) kafir veya deist de değildi.
gayet mantıklıdır. en azından şahsıma çok mantıklı gelmektedir.*
çünkü orta düzeyde iq seviyesine sahip olan insan bile hz. muhammed'e hayran olur. olmalıdır. yani dini vasıflarını bir kenara bırakalım, hz. muhammed'in kalan tüm özellikleri dahi hayran olmaya yeter.
atatürk'ün hepimizden fazla hayran olduğunu düşünüyorum kendisine. dolayısıyla.
türklerin çıkarttığı en büyük devrimcinin, insanlığın çıkarttığı en büyük devrimciye hayran olması durumudur.
tabi günümüzde hz muhammed in getirdiğini dini ibiş dini yapmaya çalışan tarikatçı şerefsizler, hariciler yok değil. önemli olan ve bakılması gereken bu yavşakların islamiyete nüfuz etmeden evvel ki; 1200 lü yıllara kadar uzanan bilimdeki muhteşem gelişmelerdir.
islam alimleri bütün dünyada tıp, kimya, cebir, biyoloji alanlarında bir numarayken; tarikat, mezhep gibi dalgalarla allah ın kitabı kuran dan uzaklaşıp hacıyı hocayı kendilerine rehber edinen fasıkların islamiyeti getirdiği nokta ortadadır.
aynı şekilde sahte atatürkçülerin** kemalizm ve atatürkçülüğü getirdiği nokta da ortadadır.
lakin iletişim ve bilgi çağında bu keranecilerin tümü 20-30 yıl içerisinde temizlenecek; insanlar dinini ve atasını daha yakından tanıyacak; gerçek müslümanlar ile gerçek atatürkçülerin çağı başlayacaktır.
birbirine sanki düşmanmış gibi sunulan bu iki kavramın aslında ne kadar içiçe, ne kadar üstün kavramlar olduğunu kavrayınca; bu iki kavramı birbirine düşman eden anonim babalıların ne menem şerefsiz oldukları da ortaya çıkacaktır.
anıtkabir'deki atatürk kitaplığına gidip atatürk'ün okuduğu din kitaplarını incelemiş bir çok insanın iddadan da öte bir gerçek olduğunu anlayacağı durumdur.
öyle ki yine mustafa kemal bu konu ile ilgili şöyle demiştir:
''O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonsuza kadar O, ölümsüzdür.''
1926 (Ali Rıza Ünal, Atatürk Hakkındaki Anılarım, Türkiye Harb Malûlü Gaziler Dergisi, Sayı: 158, 1969, s.23)
dünyada böyle bir etki yaratan birine herhangi bir insanın hayran olmaması düşünülemez. atatürk gibi akıllı birinin de böyle etkiler yaratan birine hayran olması çok normaldir. dinler de bir açıdan bakılırsa düşünce akımlarıdır. o halkın yapmış olduğu devrimdir bir yerde. atatürk e deistti diyenlerde bilmelidir ki peygamberler de deist olmadan peygamber olamazlar. insanlar peygamberlik rütbesini nasıl algılıyorlar bilmiyorum ama düşünülenin çok dışında hayran olunmaması imkansız kimselerdir peygamberler.
hz. muhammed'e; bizzat düşmanları bile hayranken, atatürk gibi bir zekanın hayran olması durumu. atatürk ve hz. muhammed'i kullanarak provakasyon yapanlar için geliyor:
iddia değil, gerçek olan hadisedir.
fakat bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya kalkanları gerçekleri göremedikleri için " iddia" diyerek, provakasyon yapmaya niyetlenmiş kişilerin , ne yapsam da "atatürk'e ve değerlerine saldırsam , dikkat çeksem diye kullanmaya çalıştıkları malzemedir.
boşuna dememişler " herşey hakkında boş bilgiye sahip adam" diye.
