türkiye de eğitim sisteminin amacı çocuklara,gençlere eğitim vermek değildir.amaç insanları küçüklüklerinden itibaren biat kültürüne alıştırmak,insanları otoriteye itaat etmesini sağlamaktır.bunun en iyi yolu bir kişinin düşüncelerini şaşmaz terazi olarak lanse etmekten geçer.çünkü kendi bilinciyle düşünen kişi özgür kişidir ve güdülemez.ama düşünce sistemini tek merkezden kontrol edebilirseniz,insanları da bu yolla kolayla idare edebilir,olayları istediğiniz şekilde yönlendirebilirsiniz.bunların hepsi sistematik eylemlerdir.çocukluğunuzdan beri bir insanın heykelini,büstünü her köşe başında görürseniz onu tanrı zanneder,onun buyruklarına harfiyen uyarsınız.bu durum iktidar ile halk arasındaki sınıf savaşının psikolojik boyutudur.iktidar yıllardır bunu en akıllı şekilde kullanmıştır.hatta halkçı gözüküp kendini aydın zanneden insanlar da zaman zaman bu oyunun parçası olmuşlardır.bu doğrultuda atatürk gibi bir insan türkiye için biçilmiş kaftandır.zaten bunun tohumlarını kendi heykellerini yaşadığı devirde yaptırarak atmıştır.
okulların sürekli olarak yıkılması sonrasında büstlerin açıkta kalmasından mütevellit birtakım insanların daha çok bir tarafına batmasıyla memleket meselesi haline getirmeye çalıştıkları mevzudur. gözlerine lan gözlerine.
sorunun okulların azlığı değil de büstlerin fazlalığı olarak görülmesi de ayrı bir acıdır.
yap büstün yanına bir okul da bir faydan olsun be insan!
camilerin okullardan fazla olduğu ve doğudaki vatandaşlarımın okumak için can attığı ülkemde atatürk büstlerinin kime battığını merak ettirdi konuyu açan insan...
en provoke edici tespitlerden biridir. "atatürk'ü yanlış anladınız kem küm..." diyen zihniyet eğer doğru anladıysa neden bir şeyler yapmıyor? oturup sözlüklerde forumlarda bok atarak mı prim yapıyorsunuz?
(bkz: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya)
tv'de karşımıza çıkan; atatürk büstüne baltayla saldiran akli dengesi yerinde olmayan adamın, uludağ sözlük yazarı olduğunu görüyoruz.
(bkz: vay anasını sayın seyirciler)
"türkiye'de her zaman olduğu gibi gösteriş, daha önemli işlerden önce geliyor.artık aşalım bunları, sadece geçmişle övünerek yaşamayı bırakalım.önceliklerimizi değiştirelim!" dedirtecek olay.
her okulda bir büst ve her şehirde bir anıt olduğunu düşünürsek doğru çıkartılabileek iddia.
neden heykel? kitap değil de neden heykel?
neden bacak kadar çocuklar her sabah önünde saygıyla durup yolundan gideceğine yemin ettiriliyorlar?
sevmemek hakları yok mudur?