bu yalanı hangi tarihbilmez ortaya attıysa, destekli sallamayı da bilmeyen bir kişi olduğunu ortaya koymuş.
voltaire'i, Jean Jacques Rousseau'yu orijinal dillerinden (fransızca) okumuş ve düşünce dünyasına bunlarla şekil vermiş bir insandır mustafa kemal. uzun zaman çeşitli sebeplerle*** avrupa kentlerinde yaşamış olması da cabası.
tarih hakkında azıcık bilgisi olan insanlar için böyle iddialar komik olmaktan öteye gitmiyor.
cehaletin ve bok atma seviyesinin ne kadar içler acısı hale geldiğini gösteren sözdür.çok iyi bilinir ki atatürk fransızcayı çok üst düzey olmakla birlikte,ingilizce ve almanca da bilmektir,hatta bizzat kendisinin yabacı dillerden çevirileri mevcuttur,zaten embesilce ve cahilce başlık açanlar araştırıp bilmese de,o dönem osmanlı askeri okullarından yetişip,üst düzey komutan seviyesine gelmiş birisinin en azından üst düzey fransızca bilmemesi mümkün değildir.
(bkz: öküzler)
atatürk'ün kesinlikle yabancı dil bildiğinin ispatı bu kadar netken, ne çeşit bir morarma, nasıl bir göt olma yaşadığını gerçekten merak ettiğim zihniyetin sözüm ona tespiti.
salakça ahmakça bir tespittir. ulan gerizekalı yaratık, fosilleşmiş mahluk, göt herifin ürettiği meta adam savaşmaktan kendini görmemiş şimdi çıkıp yok şöyle yok böyle deyip adamı zıvanadan çıkarma.
kıçını pamuklu minderlerden kaldırmayan insanlar ne bilsin savaşı mücadeleyi..
hakeza, bazı ingilizce ifadeleri kullanmışlığı kayıtlarda mevcuttur. ve osmanlı tedrisatından yetişmiş, mekteb-i harbiye tahsil görmüş birisinin en az beginner-elementary seviyesinde arapça bilmemesi olanaksızdır.
tayyip bilmiyor ya, herhalde bak bu da bilmiyordu demeye çalışmış bazı mallar; ama olmamış. kaynak olarak götüne danışsa bile, söylerdi aslında o kendisine: "beni bile o büyük önder kurtardı ey dürzü! sen kalkmış, kime bok atma derdindesin!"
sonuçta donanımsız başbakanınız kadar donanımsız bir adam olsaydı, ülkeyi millileştirmek yerine şimdi yapılan şeyi yapardı. ülkeyi insanların yönetmesine izin vermezdi, kendi zümresine yönettirirdi ve hep öyle kalırdı bu durum. şimdi ülke yönetiminin bir cemaate teslim ediliyor olması gibi. Hem de insanların elinden. uzun süre böyle olması için de yasalar değiştiriliyor, çıkmaz yollar yapılıyor filan. adı: demokrasi.
--spoiler--
Atatürk yabancı dil bilirdi: Bildiği diller Fransızca ve Almanca idi. 1910 yılında Fransa'ya gitmiş; 1917 yılında da Almanya'ya gidip, cephede incelemelerde bulunmuştur. Anıt Kabir müzesinde onun okuduğu yabancı kitapları ve önemli bulduğu için altını çizdiği yerleri görebilirsiniz (3)
--spoiler--
bunun için birde başlık açmışsınız ya helal olsun.
hadi var sayalım ki bilmiyor olsa bile; yabancıların hepsine en iyi anladıkları dilden cevap verebildiğine göre tartışmanın gereksiz olduğu yanlış iddia.
