şu anda ırak ta hayali bir lider çizelim kafamızda. bu adam hakikaten lider, tuttuğunu koparıyor. dediğini yapıyor, mücadelesini verip ırak ı kurtarıyor. ırak ta ne iç savaş ne soğuk savaş nede dış etkenlerin pisliği kalıyor. ama halk hakikaten bu dönemde çürümüş, açlıktan kemikleri görünüyor, zorda, çamur içinde, ekmek yok, su yok, çocuklar ayakkabı bulamaz halde... o lider şimdi milyar dolar maaş alsa o maaşla rahat yaşasa ve vasiyetinde tüm varlığını devlete verse ne düşünürdük. ben ıraklı bir vatandaş olsam ve onun dilinden, liderin içsesini dillendirsem ''karnımı doyurayım yeter. gerisi halkıma ekmek olarak gitsin. ama liderimize minnettarız çünkü bizi gavur illetinden kurtardı.''
112 trilyon yerine işgali savunan boş zihniyetin milletin kaynağı sandığı maaştır.
--spoiler--
yaklaşık 112 trilyon, herhalde ingilizler, fransızlar, yunanlarda işgale devam etseydi , milletin kaynaklarından ancak bu kadar yararlanabilirdi.
--spoiler--
rte'nin maaşının yanında hiç sayılacak maaş olduğu kanaatinde olmakla birlikte Mustafa Kemal Atatürk'ün bir vatanı, bir ülkeyi kurtardığını ekleyerek Allah için rte bugün ne yaptı sorusuyla şşakirtleri baş başa bırakıyorum. kolay gelsin. tuttunuz bırakmayın recebin...
yaftalamayın diye anıran, sperm ile şekillendirilmiş gibi duran tuhaf bıyık ve nursuz bakış kombinasyonuna sahip köhnemiş zihniyetlerin gastesinde görmeye şaşırılmaması gereken tarzda bir yazıdır.
benzerleri için:
(bkz: satanistler) (bkz: laikçiler)
(bkz: gomonistler) (bkz: agnostikler)
toplam ayrılan bütçeyle karıştırılmış bıyık altından ve kendi leblebi beyniyle ataya psikolojik operasyon yapmaya çalışan içtiği yediği tasın ne olduğunu bilmeden konuşan cahil beyanatıdır.
sonuna kadar hakkı olan, helal olan paradır. eleştiren, vay efendim götürdü paraları diyen zihniyete de ufak bi hatırlatma yapalım o zaman, senin benim trilyarlar harcasak yapamıycağımız şeyleri zamanın şartlarında imkansızlıklara rağmen yaptıysa, başardıysa sizin diycek en ufak bi sözünüz olmamalı, yokta zaten, ama tabi şimdiye göre değerlendirirsek, yani oğluna gemicikler şirketcikler alanların yanında ne ki dedirtiyo, şerefiyle kazanıp harcayamadığı para birilerinin şerefsizliğiyle kazanıp harcadığı paradan kat kat daha değerlidir.
Savaştan çıkmış bir ülkede, açlık sefaletin hakim olduğu, yeniden inşası gereken bir Türkiye de maaşsız çalşsa olmazmıydı dedirten bir maaş. Hemen de atlayan sazanlar, o olmasa ne olacaktı gibi? amiyane, ve de ezberci şekilde atlayacakları bir yem olmuş.
meclis içerisinde sikini doğrultmadan, gebeş gibi yayılıp oturmaktan, ülkeyi satmaktan başka bir boka yaramayan milletvekillerinden kat be kat daha fazla hakedilmiş paradır.
açıklanması gereken bir tanıma ihtiyaç duymayan başlıktır. hatta ki nasıl bir düşünce tarzı, vatanının kurucusu olan atasının aldığı maaşı merak edip, araştırmaya kalkmıştır? normal biri olsa karşımda, bunları sorabilirdim bu başlık adına. fakat yine aynı (bkz: yavşak), yine Ata düşmanlığı. kuduruyorsunuz değil mi? çıkarınızı kim nasıl sağlıyorsa, söyleyin ikiye katlayıp tasmalayıp yollasın sizi. biriniz değil, topunuz bir işe yaramazsınız ciğersizler.
en ufak sorgulamayı bile kaldıramayan, ülkesinden, milletinden çok sevdiği Atatürk e laf söylettirmeyen, kimseye söz hakkı tanımayan, salyalarını saçarak küfreden yobazların eleştirilmesine çok kızdığı bir konudur. Demokrasi yi henüz kaldıracak kapasitede değilsiniz.
atatürk'ün maaşından, mal varlığından bahsedene kadar fetullah gülenin mal varlığını da açıklasınızda biz de öğrensek.
bugünün meclisinde okyanus ötesinden aldığı talimatlarla ülkeyi satanlardan daha fazla maaş alıyor olması da gayet normaldir.
atatürk bütün mal varlığını bu ülkeye bırakırken yere göğe sığdıramadığınız fetullah gülen kimlere bırakacaktır mal varlıklarını?
bunu altın üzerinden hesaplamışlar ama yanlış olmuş. matematik olmayınca tabi insanda. altın her zaman değer kaybeder yada değer kazanır siz altın üzerinden bir tanımlama yapmanız oldukça yanlış olur. kaldıki o adamın hiç çoluğu çocuğu varmıydı yani gemi alacak bi oğlu yada amerikalarda okutacak çocuğu falan. ben sanmıyorum.
"1856-1922 yılları arasında 8619 km demiryolu yapılmış. 1876'da 1538 km olan demiryolu ağımıza ii. abdülhamid döneminde 4982 km yeni yol eklenerek, % 324'lük bir artış kaydedilmiş. 1923-50 döneminde ise sınırlarımız içindeki 4086 km.lik demiryollarımıza sadece 3578 km ilâve edilerek, % 87,5'lik bir artış başarılabilmiş."
bu kısımdan sonrasını okumaya dayanamadığım yazıdır. zira sadece bu kısmı bile yazarın matematiğini ve tarih bilgisini gözler önüne sermektedir. haliyle demiryolu km olarak arttığı için, yapılan yeni demiryolunun yüzdelik oran olarak daha az olacağı da aşikardır. yani başta 50km yol olsun bir 50 km daha yaptınız, %100 arttı, sonra 50 km daha yaptınız sadece %50 arttı. vay amına koyim. amma az yol yapmışız lan!
ayrıca abdulhamit döneminde yapılan demiryolu (o 4982 km denen) istanbul-bağdat demiryoludur. büyük bir kısmı şu an topraklarımız dışında olan ve "almanlar" tarafından finanse edilen yoldur. daha sonra yenildiklerinde bizim de yenik sayılacağımız alman kardeşlerimiz bunu bizim kara kaşımız, kaytan bıyığımıza veya delikanlı duruşumuza hasta oldukları için değil, orta doğudaki petrol yataklarına daha rahat uzanmak için yapmışlardır. bu yüzden, cumhuriyet dönemindeki "demir ağlarla örme" durumu biraz daha farklıdır; ama bu dingillere ne kadar anlatsak, anlamazlar.
bu tarih, matematik ve ekonomi bilgisiyle ver bunlara altın kurlarını çarpsınlar. az bir açın bakın, o günün fiyatı bugün neye denk geliyor nasıl bulunur, nasıl yapılır bu hesap diye değil mi? iyi bari, beyaz eşya endeksine bakmamışlar kim bilir kaç paraydı buzdolabı, çamaşır makinası, bulaşık makinası 1923'te değil mi? tabii varsa.
kaynağa bak, bedava dağıtılan zaman gazetesi , yalan ve boktan haberler yapıp genelde spordan başka sayfası okunmayıp sofra altı gibi kullanılan zaman gazetesi, şakirtin biri okumuş gelmiş işte. ne güzel.
Aynı evde kalan şahıslara zorunlu olarak birer abonelik yaptırıp, aynı eve 4 gazete yollayarak Türkiye'nin en büyüğü olduğunu iddia eden bir "gazeteciğin" kaynağı olduğu safsatanın ürünüdür.
Kaldı ki Atatürk öldükten sonra varlığını nereye bıraktığını da yazıp, gemicikler, şirketler, burslu okullar ve özel hastaneler dosyasına el sürebilsinler de görelim o delikanlı ve objektif gazeteciliği.