öncelikle bir insandaki imanın derinliğini ancak allah ölçer ve yargılar. çoluk çocuğun burda ulu orta çamur atması onların cehaletidir. kendisi "din gerekli bir kurumdur" demiştir. değerli din adamları yanına geldiğinde ayağa kalkar oturuşunu düzeltir onlara son derece saygılı bir biçimde ağırlar ve hitap ederdi. atatürk dini çıkarları için kullananlardan hoşlanmazdı ve tabi cehaletten, ilmi dışlayan hurafelerden. çünkü osmanlının çöküş nedenlerinden en önemlisi de bu cehalet yüzünden rönesans ve reform döneminden sonra ilerleyen avrupaya ayak uyduramayıp teknolojik olarak zayıflamasıydı. atatürk'ün din ve din adamlarıyla ilgili ayrıntılı beyanatları tarihi anı kitaplarındandır ve paylaşım sitelerinde kaynaklarıyla yer alır. dinimizde ölmüş insanların arkasından çok fazla yorum yapmak, tam olarak bilmeden iftira atmak hoş karşılanmayan bir davranıştır. burda çamur atan çoluk çocuğa söylüyorum siz bu kadar emin misiniz kendi imanınız, dindarlığınız adına? kaçınız garanti görebilir yerinizi öbür tarafta. saçma sapan laf sıçmayın. ayrıca yukarda belirtilmiş "memleket sevgisi imandandır"(hz. muhammed)mesela sizde böyle bir iman yok o kesin. memleketi için hayatını adamış adam için sıcak odanınızdan zar zur önerme sıçıyosunuz. karşımda olsanız kafanızı kırarım onu da söyleyeyim klavye veletleri.
bizim ülkenin anlayamadığı sorun bu sanırım ateist, müslüman, hristiyan, alevi kimsenin ne olduğu önemli değil. insanların dini niye bu kadar irdeleyip durduklarını anlamak zor. önemli olan tek bir bayrak altında yaşayabilmemizdir.
gerçekten sıkan bir muhabbet oldu.
allah bir insanı namaz kılmadığı için, oruç tutmadığı için affedebilir ancak kul hakkından dolayı asla affetmez.
eğer o belli kişilerin bu söyledikleri yalan ise atatürk'ün hakkına girmiş olunur. ve ahirette bu sözler nerenize girer bilemiyorum.
Atatürk ün bıraktığı bir soru işaretidir. laiklik ile din ve devlet işlerini ayırmasına ironik olarak kendisinin inancının net olarak bilinmemesi ve yaptırımlarının dine saygılı ama dinsizliği de çağrıştıran şeyler olması laikliği temelinden sarsacak bir durumdur. bu soru işareti laiklik kavramını halkın sorgulamasına, arkasında farklı şeyler aramasına sebep olmuştur. nitekim bulunan bazı belgeler, kitaplar daha fazla kafa karıştırıcı olmuştur. ders olarak lise ve dengi okullarda okutulmasını emrettiği ve kendisinin yazmış olduğu imzalı tarihli bir kitap dini kötüler, uzaklaştırır, gerici olduğunu belirtir. buna zıt olarak da kendisi dua eder, yaptığı bir çok işte de dini noktalar görmek mümkündür. şahsen ne odur ne budur diyorum, lakin tarih bize ikisininde olduğunu söylüyor. kim bilir, belki de Atatürk bir boşluktaydı. bir gelgit yaşıyordu. bilemeyiz.
insanların dinlerini sorgulamak veya dinine ne kadar bağlı olduklarını ölçmeye çalışmak dinimize göre günahtır. kafası bulandırılmış Atatürk düşmanı sefil yobazlar din özgürlüğünü ve laikliği hemen ateistliğe vurarak "Dinde zorlama yoktur" ifadesinden uzaklaşmaktadırlar ama sanki bunu yaptıkları zaman dine daha çok bağlandıklarını sanmaktadırlar. Peygamber efendimizin hiç kimseyi dine zorlamadığını ve herkesin diğer insanların haklarını ihlal etmediği taktirde rahatça yaşayabileceğine izin verdiğini unutmuş olmalılar. Atatürk de aynı bu sistemi uygulamaktaydı. herkes istediği şekilde yaşayabilmelidir. Alevilik mezhebine bağlı olduğu için yakılmamalıdır!
Yahu kardeşim, adam ateistmi hristiyanmı, musevimi kim nerden nasıl biliyor ve anlıyor? Adamın evinde namaz kılmadığını açıpta kuran okumadığını kim nasıl biliyor? Adam alkol içiyor diye ateistmi oldu? O zaman Türkiyenin çoğu ateist. Adam Türk ordusuna ve müslüman bir orduya bir çok savaşta önderlik etmiş, müslüman ülkeye cumhurbaşkanı olmuş, ismin onun sayesinde alex olacakken Ahmet olmuş. Allah ayetinde ne demiş; Kafirün suresi: De ki: "Ey kafirler, ben sizin tapmakta olduğunuz putlara tapmam. Siz de benim mâ'buduma tapanlardan değilsiniz. Ve ben sizin taptıklarınıza asla tapıcı olmadım. Siz de benim mâ'buduma tapıcılardan değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana".
Yani kısacası herkes kendi inancından sorumludur. Bu adam dinsiz demek sizi dinden çıkarır. Belki Allah'ın sevdiği kuluydu bunu nerden bileceksiniz? Adama yatın kalkın iftira edip gıybet yapacağınıza açında çok müslüman kardeşlerim bi yasin okuyun bi dua edin.
atatürk'ün salyalı sümüklü sakalından bir karış pislik akan gözü dönmüş terörle beslenen astığı astık kestiği kestik olan 9 yaşında kız cocuğunu kendine "eş" alan kaba barbar bir dinin "yobaz" önderi olacağına dinsiz olması tercih edilen durumdur.
şu anki durumunda oruç tutan , namaz kılan insan sayısı oldukça az alkol tüketen kişi sayısı, o yıllara nazaran oldukça fazla olmasına rahmen ülkenin
%99'u müslüman denildiğine göre gayet müslümandır.
din denen olguyu içte yaşayan, gösteri unsuru olarak kullanmayan, her fırsatta "müslümanlığını" gözümüze gözümüze sokmak için dini şeyler zikretmeyen, dinini içinde yaşayan "dindar" insanlardan biridir atatürk en azından bize öyle öğretildi ki kanaatim de bu yönde her ne kadar türlü türlü karalama argümanlara rağmen. mamafih şunu biliyoruz ki: bu ülkede birilerinin dindarlığı değil "dinciliği" gösterdiği açık, o birilerini çok iyi biliyorsunuz, aynı şekilde açılışlarda "yallah bismillah" diyerek "müslümanlıklarını"(!) gösterdiklerini sanır bu insancıklar.
yahu bırak bu şekilciliği, dinin hâlâ "içte" yaşanılan bir olgu olduğunu idrak edemediniz. atatürk, sağduyulu, mantıklı, ne dediğini bilen, dinini iyi niyet çerçevesinde eleştirmiş, dogmatik olan şeyleri eleştirebilmiş bir insandır ve bu dogmatiklik anlayışını türk insanından sıyırmaya çalışarak "hurafecileri, üfürükçüleri, din tüccarlarını" kızdırmıştır, bu insancıkların tek derdi de budur, e adamlar haklı tabii, zilyon zaten "çıkar" sağlıyorlar kendilerine dinden, kim ister çıkarının zedelenmesini?
en yakınım olan annem atatürk'ün tasavvur ettiği türk kadını profilini çizer. annem dinine kalben bağlı, dindar birisidir, beş vakit namazını kaçırmaz, her yıl orucunu tutar, her gün kuranı okur, akabinde hatim eder; kısacası dinin gerektirdiği bütün her şeyi yapmaya çalışır; ben bugüne kadar annemden günlük hayatta dindarlığını gösterecek en ufak bir şey görmedim. ilkin başı açık birisi, baş örtüsünü yalnızca namaz kılarken takar, türban denilen ithal edilmiş siyasi örtümsüyü giymez. bu kadın o kadar dindarken aynı zamanda sayemde heavy metal-rock müzik dinlemeye başlamış sevmiştir, hatta kendi çapımda yaptığım kayıtlarımı dinlemiş, yorumlarını da esirgememiştir. şimdi bu kadar çeşitlilik arz eden bir insan, kuşkusuz sizin gibi yaftalamayı görev saymış, etiketlemeye bayılan insancıkların bu kadını "ateist-laik-agnostik chp kadın kolları üyesi" diye yaftalamanız işten değil... acıyorum sizlere, acımakla kalmıyor, teessüf ediyorum. inşallah allah sizin gibilerin bu yaftalamalarından canı yanmış insanların ahını öteki dünyada acı acı ödetir.
gerçekten sıkan bir muhabbet oldu.
allah bir insanı namaz kılmadığı için, oruç tutmadığı için affedebilir ancak kul hakkından dolayı asla affetmez.
eğer o belli kişilerin bu söyledikleri yalan ise atatürk'ün hakkına girmiş olunur. ve ahirette bu sözler nerenize girer bilemiyorum.
atatürk arkadaşalrı ile bir kırsalda içki içiyormuş. o sırada orada geçen köylüye de ikram edecek olmuşlar atatürk ün isteği ile.
köylü içmiş mi içmemiş mi hatırlamıyorum. okuyalı baya oldu zaten.
köylü nün şu cümlesi aklımda.
atatürk ün arkadaşlarına : size bunu devlet zoruyla mı içiriyorlar..
onlar da gülmüşler tabi.
atatürk zamanına göre çok farklı birisiydi. toplumun tabularının çok dışındaymış evet.
ateist mi dersek bence öyle de. ateyiz mateyiz iyi ki varmış zira vergilerimizi ingiliz cavurlarına ödüyor da olabilirdik. olmasaydın olmazdık demiyorum ama olmasaydın kötü olurdu atatürk.