evet, atatürk alkol yüzünden siroz hastalığına yakalanarak ölmüştür, fakat ne vardır bunda? sonuçta atatürk de bir insandı, kendince dertleri, sıkıntıları vardı ve bunları unutmak için alkol almayı seçti. bu tamamen onun seçimi idi. sonuçta alkol olayını devlet işlerine bulaştırmış mıdır? hayır. meclise hiç küfelik vaziyette gelmiş midir? hayır. tam tersine vazifesi ile özel hayatını asla birbirine karıştırmamış, bu konuda gayet titiz olmuştur. sofrasında içkiyi fazla kaçırıp kendisine bile dayılanan reşit galip gibi hödüklere bile gayet saygılı davranmıştır, istese onu tutuklattırıp o içtiği rakının şişesini münasip bir yerlerine tıkıştırabileceği halde.
tabii bir yobaza bunları anlatsanız bile ikna olmayacaktır, çünkü şartlandırılmıştır atatürk'e sövmeye. ''cumhuriyeti sarhoşlar kurdu'' der geçer, güya sarhoşların kurduğu devleti kendi adamlarının ayıkken güç bela idare etmesine bakmayarak. atatürk'ün şatafatlı sofralarını diline dolar, ona sövenlerin beykoz'da 1.7 milyon dolarlık villalarda keyif sürmesini görmeden.
ve sirozu sadece sarhoş hastalığı zanneder, ömründe ağzına içki değmemiş mehmet akif ersoy'un da sirozdan öldüğünü bilmeden.