ben küçükken atatürk'ü herkesin sevdiği biri sanırdım, büyüyünce anladım farklılıklar olduğunu. en yakınımdaki insan atatürk'e inanmadığını söylediğinde afallamıştım ilk. ya ne biliyim atatürk ile büyümedik mi biz? herkes küçükken illaki bir kahramanı olsun ister, benim babam hiç bir zaman benim kahramanım olmadı, atatürktü o kahraman. bazen yaşadığını falan hayal ederdim, çocukları çok sevdiğine inandığımdan, tanışsak beni de çok severdi diye düşünürdüm. ben hiç düşünmemiştim onun hakkında aksini. sevmeyen insanlar olduğunu gördüğümde umursamamıştım ama en yakınımdaki insan söyleyince kendimi çok kötü hissetmiştim. belki doğrudur bilmiyorum, çünkü hiç araştırmadım hep istemsizce sevdim, bu yüzden sorgulamıyorum da çünkü inandığım değerler yıkılmasın istiyorum.
insanlarda garip bir algı var zannediyorlar ki türkiyenin çoğunluğu mustafa kemali seviyor halbuki çoğunluğu sevmiyor bu bir gerçektir ve siz bu gerçeği kabullenmedikçe daha çok kudurursunuz.
ilkokulda:
atatürk yoktu
düşman çoktu
atatürk geldi
düşmanı yendi
şeklinde şiirleri oluşturan ideolojinin yetiştirdiği kişilerin son derece rahatsız olduğu sorudur. milli mücadelenin lideri olarak gördükleri atatürkü bu kadar yüceltirlerken atatürkün yol arkadaşları hakkında en ufak bir minnet duygusu içeren söz söyleyememeleri de yetiştirildikleri ideolojinin bir sonucudur. hakimlik vasfı olmamasına rağmen istiklal mahkemesi eliyle 3 alilerin yapıltıklarına karşı insani bir duruş sergileyip ''yanlıştı'' diyebilmelerinin önündeki en büyük engel, hatta ''vatan hainlerini astılar iyi yaptılar lan'' zırvaları, zihinlerine daha çocukken kazınmış ''yurdu düşmandan odur koruyan odur yeniden türklüğü kuran'' öğretileridir.
onlara göre atatürk sayesinde özgürler, bu özgürlüklerini kendileri gibi düşünmeyenlere ana, avrat, bacı dümdüz giderek kullanmaları en büyük hazları. ''atatürk olmasaydı anana ingilizler şunu yapardı'' yargısıyla farkında olmadan annelik kavramına kutsallık atfederler, farkında olmadan diyorum çünkü onlara göre gerçekten annelik bu kadar kutsal olsaydı, kendileri gibi düşünmeyenlerin annelerine karşı bu kadar aşağılık sözler söyleyerek aşağılık duruma düşmezlerdi.
siz bırakın başkasının atatürkü sevmek zorunda olup olmadığı ile ilgilenmeyi gidin önce insan olmak zorunda olduğunuzu öğrenin, ya da ne bileyim taklidini yapabilme eğitimi falan alın.
zorunda değiliz. biraz aklı olan zaten çocukluktan beri beynine pompalan atatürk ü zorla sevdirme çabasından kurtulmuştur. o kadar zekaya sahip olamayanlar ise hala atatürk ü sorgulamamıştır.
okullarda pompalananan kemalizm için açtığım başlık (bkz: okullarda kemalist propaganda yapılıyor olması). Yine bir çok tek hücre kemalistin kuyruğuna bastığım için eksi yağmuruna tutulmuştu. bu başlığı da eki yağmuruna tutmuşlar amipler. ama en azından artı oy verenlerin de fazla olması sevindirici.
sevmek zorunda değilsiniz. ama seven ve saygı duyan kişilerin hissiyatına saygılı olmak zorundasınız, onları incitmemek zorundasınız. gün yüzü görmemiş düşüncelerini küfre varan hakaretlerle ortaya dökemez, seven insanları incitemezsiniz. bir de kurduğu ülkede yaşıyorsanız buna da hürmet etmek zorundasınız, kişi olarak sevmeseniz de ettiğiniz hakaretler yaşadığınız ülkenin kurucularına da gidiyor. sevmesen de bunu idrak edip ona göre hareket etmek durumundasınız.
(alıntı)
“bizim ömrümüz, bütün suçlarımızı muhaliflerimize yüklemekle geçmiştir. büyük politika sandık bunu… yatkınmışız, alıştık. daha beteri, en suçlularımıza, en utanmazlarımıza uyarak, doğru söyleyenlere, hiç bir suçu olmayanlara diş biledik yıllarca… giderek muhaliflerimizle aramızdaki ilintileri hırsızlarımız, alçaklarımız, manyaklarımız belirleyip denetler hale geldi. bu heriflerin ne kadar rezil, ne kadar işe yaramaz olduklarını… ne demek işe yaramaz!
tersine, kancıklıklarını… aptallıklarını… çalıp çırptıklarını bile bile, muhaliflerimizi en alçak iftiralarla karalamalarını beğeniyorduk, sırtlarını sıvazlayarak kışkırtıyorduk, mükâfat olarak da çalmalarına, namussuzluklarına göz yumuyorduk. istiklâl mahkemelerinin, çoğunlukla, bizim ikinci takım döküntülerinden kurulması rastlantı değildir, böyle işlere yatkınlığımız, sınavlara vurulmuş, ölçüp biçildikten sonra iyi değerlendirilmiştir. biz her çeşit savunuyu suç saymışızdır. bu yol, muhaliflerini gerçek suça itelemek yoludur. varılmak istenen yer de, muhalifsiz hükümet etmek…"
birileri ister istemez bugün yaşananları birebir nakletmiş.
Atatürk batının ahlakı konusunda halkı uyarıp batının ilim ve fenine dikkat etmemiz gerektiğini belirtti. Batı asla millete tam örnek gösterilmedi. Hilafet 19. Yüzyıla kadar osmanlı nın zayıflama sebebiydi. Ülkeyi o derece bir bok çukuruna sürükleyen bir rejimden tam paçayı sıyırmışken yanlılarının ortalarda dolaşması ve halkı dinle sömürmesi yetmezmiş gibi teğmen Kubilay'ın başını almaları bardağı taşıran damla oldu. Haksız bir kişi asılmadı. Bu ülkenin tabusu dindi ve yıkamadık. Bugün ise bunun sonuçlarını bir dediği diğer dediğini tutmayan ve halkını önce cahilleştirip sonra dinle sömüren, kendinden başka tüm ülkeleri kendine düşman eden bir siyasi lider. Bunların tohumlarını da sürselerdi bugüne kadar Atatürk babamızı astı, babamız Allahın evliyadı din adamıydı diye ortalarda gezip angut avlayamazlardı.
embesilliğe gerek yok sevmeyebilirsin. biz nasıl ki senin çakma reisinin bütün yalanlarına, haramcılığına, din diyerek keseyi cukkayı doldurmasına, tüyü bitmemişin rızkını cebine, yandaşına yedirmesine, kürdistan projesini yavaş yavaş hayata geçirerek, israil uşaklığı yapmasına ve bunca yapılanlardan sonra hala makamına saygı duyarak, sarayını başına yıkmıyorsak sende sike sike saygı duyacaksın türkiye cumhuriyeti' nin kurucusu gazi mustafa kemal atatürk'e. haddini aşmayacaksın. yoksa götünden kan alırlar. haberin olsun.