bir kimsenin arkadaslarının veya sevdiklerinin o an içerisinde ne yaptıklarını gözledigini ispat edemeyen kimselerin yaptıgını iddia ettigi seydir: astral seyehatinize cıkın yanıma gelin, sonra bana "sen su gun su saatte sunları yapıyordun gordum seni" deyin inanayım..
bir ara ergenlerde bu modaydı belki o ara bu ara olabilir.
ayrıca böyle bir şey yoktur. bunu bir insan yapabilse istihbaratçı olur zaten. gider istediği yere girer bilgi alır. aynı şey mossad cinleri kullanıyor diyen mal kafa da var.
o kadar şeyse koca istihbarata ne gerek var. git iki tane cinle konuşan adam bul sana anlatsın ne var ne yoksa.
Bu sayede 2007 şubatında kız arkadaşımın beni aldattığını evinin olduğu sokağa giderek görmüştüm. Camdan ne gördüysem birebir gerçek olduğunu kız itiraf edince ohannes olmak ben.
Bilincli ruya gormektir, ruyaya sekil vermektir ötesi yoktur. Nereyi dusunursen orda olman ya da ne gormek istersen onu gormen ruya oldugunun kanitidir. Sadece bilinc tam anlamiyla aciktir. Lucid ruya ile aynı seydir.
bir dönem ciddi bir uğraş verdiğim (2011), hakkında ders verecek kadar bilgilendiğim ve deneyimlediğim olay.
daha sonra yaşadığım bazı saçmalıklar yüzünden yapmaya tövbe ettiğim, ancak son günlerde içimde yeniden bir harketlendirme yaratan olaydır da aynı zamanda.
yaşar Nuri öztürk hocamızın sık sık yaptığı ve bu seyahatlerin birinde atatürk hazretleri ve yaşarcık efendiyle karşılaştığını iddia ettiği seyahat türü.
Çok sık yaptığımı düşünüyorum. Haftada en az bir kere rüyamda uçtuğumu görüyorum.
Bir kaç kez , şeytanla savaştım uçarken. Daha öyle bilimkurgu filmleri bile çıkmamışken de.
Hani etkilenmiş olabileceğim şeyler yokken.
Uzayda dahi uçtuğumu hatırlarım ve hatta vivaldi çalıyordu.
"Ruhlar bölgesi " filmi çıktıktan sonra baya korkmuştum hatta. Bende böyle tehlikeli şeyler yapıyor olabilirim diye. Rüyalarımı hatırlamazsam daha da çok korkuyorum. Bazen bir köpek tam beni ısıracakken yine zar zor havalanıp , uçarak kurtuluyorum. Yorgun uyanıyorum.
Bir sabah acılar içinde uyandım ve gözlerim bulanık görüyordu. Tüm kemiklerim kırılmış gibi ağrırken kollarımı hareket ettirEmiyordum. O günden sonra daha da korktum. Altı ay sonra düzeldim. izmir ve istanbul ' daki sayılı hastanelere gittim. Teşhis koyamadılar. Yakınım bir doktor bu gözleri sadece yoğun bakımda ölmek üzere olan hastalarda görüyorum demişti hatta.