son iki gündür uğraşlarımın içerisinde olan ruhun bedenden çıkma olayıdır.
evet sözlük. iki gündür uğraşlarım çaba vermiyordu. az önce de uyumak için yatağıma yattım ve yine denemeye koyuldum. gözlerimi kapattım ve odada gezindiğimi hayal etmeye başladım. - bak, yazarken bile tüylerim ürperdi.- saate baktığımı, kitaplığıma baktığım hayal ettim. dolaşıyordum odada, tabii hayal olarak. lan amk bir anda sesler çıkmaya başladı. gözümü bi açtım yeni uyanmış gibi oldum. baktım perde tül filan açılıyor. iki elimi de başıma doğru dayadım ve dilimi yutmuş gibiydim. sonrasında köşeye stoklanmış halı da düştü. cinler periler bastı sandım. sesim titrek bir halde annee diye bağırdım. evet sözlük yaş 20, anne diye bağırdım evde. sen hiç, kalbi götünde atan bir insan görmüş müydün, sözlük. benim atmıştı, hissetmiştim. ancak sonradan, halının düşmesiyle perdenin açıldığını anlamıştım. bildiğin şuurumu kaybetmiş gibiydim sözlük, annemin yanına giderken. gitmeden önce de yatağa bakmıştım zaten; 'lan bedenim yatakta mı yoksa' diye. bedenimi yatakta görseydim, götümden alevler çıkardı sözlük. yarım saat sonra olayın etkisi geçtikten sonra uyuyayım dedim ama götüm yemedi sözlük. açtım bilgisayarı dert anlatıyorum şimdi bu saatte.
şimdi neler yaşadığımı kavramaya çalışıyorum da, o halının düşmesi bi tesadüf değildi. halı düştüğü zaman çok değişik duygular içerisindeydim. yani hem uyumuş gibi, hem de değil gibiydim.sanki bedenim tam yavaş yavaş çıkmaya başlamışken uyandım gibi. belki deneyimi olan biri varsa beni aydınlatır. şimdi de götüm yemiyor tekrar denemeye. değil denemek uyuyamıyorum bile. astral kabus yaşadım bildiğin.
ruhun bedenden ayrılıp dünya'yı gezmesi değil, ruhun akıldan sıyrılıp bilinçaltında gezintiye çıkmasıdır. astral seyahate çıktığını iddia edenler üzerinde onca deney yapıldı, yan odada masanın üstüne bırakılan cismin ne olduğunu bile söyleyen çıkmadı. bir de dünyayı geziyormuş, he he...
gerçekliği tartışılır aslına bakılırsa. fakat bir keresinde din adamı olan nihat hatipoğlu'ndan doğru olduğunu duymuştum bu yüzden de inanmaya başladım fakat yine de biraz manasız geliyor. eğer ki gerçekse cidden müthiş birşey. ruhun bedenden çıkıp istediği yerleri gezmesi ve kimsenin görmemesi, diğer varlıklarla karşılaşma ihtimali, araf ve daha bir sürü şey. denemeyi çok istiyordum fakat bu seyehat için birkaç senelik deneyim gerekliymiş. (bkz: sonuç alırsam yazarım.)
Birkaç haftadır tekniklerini, yöntemlerini uyguladığım fakat gerçekleştiremediğim seyahat. Çok kastığım için ruhum bedenimden ayrılmıyor belki de. Ama denemekten vazgeçmiyeceğim çünkü o anı çok merak ediyorum ve yaşamak istiyorum.
Öncelikle efendim... Psişik yeteneğin insanların tamamına, ya da bazı seçkin kişilere bağışlanmış olduğu inancına bugüne kadar kesin bir destek bulunduğu söylenemez. Bugüne kadar bu görüşü kanıtlayacak kesin bulgular saptanamamıştır. Sınırlı sayıdaki insanların yüzleştikleri olaylara dayanarak, bir kişinin kendi isteği çerçevesinde psişik yeteneğini kullanabileceği inancı tüm gerçeği yansıtmaz. Bildiğimiz, insanların yüzleştiği -psişik sanılan- olguların epeyce yaygın olduğudur. Çeşitli yörelerde yapılan bilimsel araştırmalar, ortalama bir genellemeyle, nüfusun dörtte üçü ila yarısının bir ya da daha fazla ''astral deneyim'' geçirmiş olduğunu belirliyor. Bu saptamaya rağmen, bu araştırmaları yürüten parapsikologların detaylı sorgulamaları sonucunda başka bir gerçek de ortaya çıkıyor: esasında ''astral deneyim'' sanılan durumun altında, aslında dikkatten kaçan bir durumun veya yüksek dikkat gerektiren bir durumun ihmali yatıyor.
Bizler, rüyalarımızı ya da ''yetenek'' sandıklarımızı, günümüz sinirbilimiyle yavaş yavaş çözmekteyiz. Herhangi bir şekilde, bilim açıklayamadığı bir süreç, ''yetenek'' olarak değerlendirilmeli midir? Elbette hayır.
Bu konuda bilmeyenler için ilginç bir bilgi: Kanadalı illüzyonist ve araştırmacı, James Randi'nin eğitim kurumu, herhangi bir paranormal, doğaüstü veya okült bir güce sahip olduğunu bilimsel testler altında kanıtlayan herhangi bir kişiye, 1 milyon dolar ödül vereceğini açıklamıştır. Bugüne kadar bu ödülü kazanabilen kimse olmamıştır. Kendisine güveneni, orada 1 milyon dolar bekliyor. Beklemenin anlamsızlığı hiç bu kadar aşikar olmamıştı... Değil mi?