esaretin bedeli filmindeki red karakterinin aşağıdaki sözleri hayata dair oldukça kapsayıcı bir sözler topluluğu.
insanın hayatına yön verecek birçok davranış ya da tercihlerinin ergenlik dönemi gibi bir yarı aptallık çağıyla kesişmesi hayatın bir cilvesi gibidir.
''Pişman olmadığım tek bir gün bile yok. Burada olduğum ya da olmam gerektiğimi düşündüğünüz için değil. O zamanları hatırladığımda küçük aptal bir çocuğun işlediği korkunç suçu hatırlıyorum.Onunla konuşmak istiyorum. Denemek ve onunla konuşmak.Ama bunu yapamam.O çocuk geçmişte kaldı. Bu yaşlı adam da onun artığı. Bununla yaşamak zorundayım. Düzelmek mi? Bu saçma bir söz. Gidip formlarınızı damgalayın evlat. Vaktimi harcamayın. Çünkü doğruyu söylemek gerekirse umurumda bile değil.''
savrulurken rajonun kırmızı pelerini o zarif öfkeye
zaman ki sana hasta oldu incelikli haytasın
nüksederken raksına mahallenin maşallahı, eyvallahı
"güzelleş olum şimdilik ölümene hayattasın".
https://galeri.uludagsozluk.com/r/967636/+
içinde sevginin olduğu korkunun ve hüznün olmadığı filmler olabilir beğenirsem tekrar tekrar seyrederim aklımda kalır beğenmezsem unuturum.
Not: insanın hayatında böyle sevebildiği biri olsa ne iyi olur hayırlıysa eğer kendisine.
"insanlar dünyayı gerçek hâliyle görebilse hayatlarını gerçek hâliyle görebilseler hayalle ve yanılsamalar olmadan yani bence mümkün olduğunca çabuk ölmemek için ortaya bir tek neden bile süremezlerdi. Ben Tanrı'ya inanmıyorum. Bunu anlayabiliyor musun? Çevrene baksana yahu. Göremiyor musun? işkence görenlerin yaygara ve gürültüsü O'nun kulaklarına müzik gibi geliyordur. Ve bu tür konuşmalardan da iğrenirim aslında. Tek tutkusu, daha en başından var olduğunu inkar ettiği şeye durmadan hakaret etmek olan köy ateistinin iddialarından yani.
Bana insanı hiçlik ve ölüme hazırlayan bir tek din göster. Bak, o kilisenin cemaatine katılabilirim işte. Sizinki insanı sadece daha çok hayata hazırlıyor. Hayallere, yanılsamalara ve yalanlara. insanın kalbindeki ölüm korkusunu yok edersen bir gün bile yaşayamaz. Bir sonrakinin korkusu olmasa kim bu kabusu ister ki? Tüm neşelerin üstüne baltanın gölgesi düşüyor. Her yol ölümle bitiyor. Her dostluk ve aşk da öyle. işkence, kayıp, ihanet, acı, elem, yaş, aşağılanma, korkunç geçmek bilmeyen hastalıklar... Ve hepsi aynı nihayete eriyor. Senin için, değer vermeyi seçtiğin herkes ve her şey için.
Hiddet sadece iyi olduğum günlerde ortaya çıkıyor. işin doğrusu, ondan da pek kalmadı. işin doğrusu, gördüğüm şekillerin yavaş yavaş içi boşaltıldı. Artık içlerinde bir şey yok. Sadece şekil olarak kaldılar... Bir tren, bir duvar, bir dünya, bir insan... Uluyan bir boşluk içinde anlamsız bir ifade ile sallanan bir şey. Ne hayatının anlamı var, ne de kelimelerinin."
-Her seferinde aynı şeyi yapıyosun Ekrem abi. Bizi mi kopartıyosun anlamadim ki.
+kim kimi koparıyo kendi payına amk.
(Silahlar patlar ekrem abi sigaradan bir firt daha almak uğruna geç kalır,ölür)